Ünlü Türk casusu. Asıl adı Ahmet Esat Tomruk.1892’de doğdu. Babası öldüğünde beş yaşındaydı. Dayısı Sezai Bey’in himayesinde büyüdü. Büyüyebildiği kadar.
İlköğrenimden sonraGalatasaray Lisesi'ne girdi. Fransızcanın yanında kendi çabasıyla, İngilizce, İtalyanca ve Rumca öğrendi.Yurt dışından, kalem arkadaşlarından gelen mektuplar dikkat çekince, hafiyeler tarafından tutuklanıp, Yıldız Sarayı'na götürüldü ve Jön Türk örgütünden diye işkence gördü.
Serbest kalınca, dayısı, Esat’ı kaçırtmak için bir Yahudiyle anlaştı. Yahudi, Esat’ı gizlice bir İngiliz gemisine bindirdi. Ancak kaptan, Esat’ı yakaladı. Zamanla,Kaptanla, Esat arasında bir dostluk başladı. Kaptan onu bir baba şefkatiyle korudu, sonra da evlat edindi.
Esat, İngiliz gibi büyüdü. NavyCollege’de okudu İngiliz dilini aksansız konuşuyordu. Salon adabını öğrendi. Profesyonel olarak boks yaptı.
Birinci Dünya Savaşı başlayınca,İstanbul’a döndü. Topçu teğmeni olarak askere alındı. İttihatçıların istihbarat kuruluşu Teşkilatı Mahsusa’ya da girdi. Çanakkale cephesinde,İngiliz casusu Lawrence’i izledi. Kut ülAmare’de esir edilen General Towshend’ten bilgi sızdırmak için onun yanına hapsedildi.
İttihatçıları kurtarmak için çabalarken, İngiliz istihbaratı tarafından tutuklandı veağır işkenceler gördü. Hapisten kaçtı ama yurtdışına çıkmak üzereyken, Çanakkale Boğazı’nda yakalandı. Hapishanede tanıştığı Koçaki adlı Rum yankesiciden,yankesicilik öğrendi.
Sonra Çanakkale’deki sahra hapishanesine gönderildi. Oradan da Anadolu’ya kaçtı veKuvayi Milliye emrine girdi. Meclis açılınca, Atatürk, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile tanıştı.Atatürk’ün isteği ile Genelkurmay İstihbarat Şubesinde çalışmaya başladı.
Görevi Yunan karargahına girip gerekli bilgileri toplamaktı. Kendini Amerikalı gazeteci olarak tanıttı. Kumarda hileyle 45.000 frank kazandı ve İzmir’de bonkör bir Amerikalı gibi yaşamaya başladı. Kısa sürede gece hayatının aranan siması olmuştu.Üst düzey Yunan subaylarının toplantılarına girerektopladığı bilgileri, gerekli yerlere ulaştırdı.
Yunan Kurmay Başkanının akrabası Angelika'yı kendine aşık etti. Angelika'nın evi Yunan subaylarının kulübü gibiydi. Burada istediği her bilgiye ulaştı.Kral Konstantin'in İzmir'e geleceği haberi üzerine, Papulas'ın ikametgahına gitti. Kendisini Chicago Tribune gazetesi muhabiri HerriVilliy olarak tanıttı.Amerikan kamuoyunun, gazetesine verdiği önemi ve yazacağı haberlerle Yunanlılara hizmet edeceğini söyleyerek, Yunan ordusunun bir konuğu sıfatıyla bütün cepheleri dolaştı, topladığı bilgileri İsmet İnönü’ye ulaştırdı.
Bir gün, Kordon'da yemek yerkenbir hainin ihbarıyla yakalandı. İzmir, Atina ve İzmir,Paleovastratos hapishanelerinde uzun bir mahpus hayatı sonrası, büyük zorluklarla Türkiye'ye dönmeyi başardı. Tutukluluk döneminde hiçbir şekilde Türkçe konuşmayarak kimliğinin gizli kalmasını sağlamıştı..
Ankara’ya döndü, bu sefer de Batı Trakya’ya gönderildi. Burada. General Antranik’in karargâhından aldığı bilgileri Ankara’ya ulaştırdı.
1924 yılında, görevinden ayrıldı, İstanbul'a yerleşti, anılarını yazdı, tercümanlık yaptı.
Son yıllarında sahipsiz,beş parasızdı.Ancak, kendisine 1964’te, vatani hizmet tertibinden 500 Lira aylık bağlandı
Geçirdiği bir beyin kanaması sonunda, 14 Şubat 1966’davefat etti. Şimdi, Emirgân’daki aile mezarlığında huzur içinde uyuyor.
Vatan uğruna nerede olması gerekiyorsa orada olan, nereye çağrılırsa, oraya koşan, acılar çeken ama hiç şikayet etmeyen, eline geçen bir çok ikbal fırsatını elinin tersiyle iten, sarışın, mavi gözlü olduğundan, kimliğini saklamak için İngiliz Kemal diye anılan ama her zaman TÜRK OĞLU TÜRK kalan bu vatan evladını,