İfral TURGUT

Tarih: 28.09.2023 20:24

İNGİLİZİN PAPAZI ve BİZİM MOLLAMIZ

Facebook Twitter Linked-in






1920’li yıllar. İngilizlerin bir papazı var: Robert Frew, Bizim de bir mollamız var: Said Molla. İngiliz papaz Gizli Servis ajanı. Bizim molla, dönemin FETÖ’sü ve Sait Molla’nın başında olduğu İngiliz Muhipler Cemiyeti üzerinden, casusluk teşkilatı kuran hain.





Robert Frew’un papaz kılığıyla yemediği halt kalmamıştı. Görevi Anadolu’daki Milli Hareketi baltalamaktı. Bizim Sait Molla da İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin başındaydı. Anadolu’daki faaliyetler hakkında bilgi topluyor, Millicilere karşı operasyonlar düzenliyor ve iç isyanlar çıkarıyor, Kürt devleti kurulması için var gücüyle çalışıyordu.





Rahip Frew ve Molla Said’in faaliyetleri, bir süre sonra Milliciler tarafından duyuldu ve Mustafa Kemal’e bildirildi. Mustafa Kemal, Rahip Frew’a Bir din adamına yakışmıyor,” diye başlayan bir mektup yazarak, “faaliyetlerinin farkındayız” mesajını verdi.





Frew Mustafa Kemal’in, Samsun’a çıkacağını öğrenince, onunla görüşüp niyetini öğrenmek istedi. Ağzını yokladı aklınca. Hafif de tehdit etti. ”Bildiklerimi anlatsam, medeniyet alemi Türkiye’yi mahveder,” falan deyince, Mustafa Kemal,





-“Bana bunları söylemek için mi geldiniz,” diye sordu. Bu sefer Frew,





-“İttihat ve Terakki’nin cinayetlerini evvela tasdik etmelisiniz,” dedi. Mustafa Kemal de tane tane cevap verdi:





-“Başlangıcından çok zaman sonrasına kadar ben de bu cemiyet içinde bulundum. Cemiyet hiçbir vakit sizin bu aşağılamalarınıza hak verdirecek bir mahiyet almamıştır. Çok kusurları ve yanlışları olabilir. Ama vatanperverliği münakaşaların üstündedir.”





İngiliz ajanı Said Molla, geniş bir ajan ağı kurmuş ve özel yöntemlerle yazışıyordu. Frew’la birlikte Mustafa Kemal’e bir sürü tuzak kurdular, ama hiç birini başaramadılar.





Said Molla, Büyük Zafer’den sonra İngiliz Büyükelçiliğine sığındı. Aldığı özel pasaportla ülkeyi terk etti ve. Romanya, Fransa, İtalya, Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan’da yaşadı. Ama hainliğine ara vermedi. 1925-30 arasında kaldığı Kıbrıs’ta, İngiliz yönetimiyle işbirliği yaparak milleti birbirine düşürdü. Sonra da Yunanistan’a kaçtı. 14 Temmuz 1930’da burada öldü.





Kurtuluş savaşı için, “Keşke Yunan kazansaydı,” falan dedi mi, bilmiyorum. Ama vatanında öldü sayılır. Hep, “Türkün Türkten başka dostu yoktur,” deriz ya, aslında, galiba başka düşmana da ihtiyacımız yok.





NE KADAR VERİMLİ TOPRAKLARIMIZ VAR. HER TÜRLÜ HAİNİ ÜRETİYORUZ.







Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —