“İşletme Körlüğü” uzun zamandır birlikte çalışan kişilerde görülen bulaşıcı hastalık gibi bir şey. Kurumun içine bakılmadığı, başka kurumların neler yaptığının bilinmediği için, kendi hatalarını görmemek ve yaptıklarını doğru zannetmekten doğan bir körlük.
İşletme körlüğü ile mücadele edilebilmesi için yönetenlerin ve çalışanlarının bazı konularda bilinçli olması gerekir. Bunları bilmek ve uygulamak, hem kişiler arası iletişim hem de işletmenin geleceği için hayati önem taşır. Siz isterseniz işletme yönetimi yerine, ülke yönetimini koyabilirsiniz. Nedir bilinmesi gerekenler?
Sık yapılan araştırmalar bu tip işletmelerde, çalışanların % 40’ı kendilerini tuzağa düşmüş, kuruma karşı güvensiz, ve çalıştığı yere olan bağlılığını kaybetmiş olarak hisseder. % 35’i, yüksek risk içinde ve geleceğini çalıştığı şirkette görmez. % 25’i ise, kuruma sadık ve kurallara bağlıdır.
İşletme körlüğü yaşayan kurumlarda, en önemli ve değişmeyi kabul eden, ya da değişmesi gereken kişi yöneticidir. Kurumda oluşan problemlerin zamanla görmezden gelinmesi, görülse dahi umursanmaması, uygulamalarda yapılan hataların düzeltilmemesi, hele hele problemlerin yöneten tarafından bizzat yaratılması, o kurum için felakettir.
İşletme Körlüğünü ortaya çıkaran diğer önemli bir sebep ise, kapalı bir yönetim tarzı benimsemesi, yeniliklere uzak kalınması ve keyfi bir yönetim tarzını benimseyip, yöneticinin her yaptığını alkışlayan yakın çevredir. Bu yakın çevre genellikle liyakatten yoksun olduğundan astlarının kendinden daha iyi olmasını istemez ve yöneteni yanlış yönlendirir.
İşletme körlüğü elbette bu kadar kısa bir anlatımla, anlaşılacak bir şey değil.
Biraz üstü kapalı ve simgesel oldu ama sanırım ne anlatmaya çalıştığım da net olarak anlaşıldı.
ÇÜNKÜ HEPİMİZ KÖRLERİN YÖNETTİĞİ BİR ÜLKEDE,