Kral Gordios, günümüzde kalıntıları Ankara-Polatlı bölgesine yaklaşık 30 km mesafede bulunan ve en eski medeniyetlerden sayılan Frigya’nın ilk hükümdarıdır. Çok rastlanmadık bir tahta çıkış hikayesi, ya da masalı vardır. Aslında fakir ve sıradan bir çiftçiyken, Friglerin başına bir kâhinin kehaneti üzerine geçmiştir.
Frigler arasında yaşanan düzen bozuklukları ve iç karışıklıklar iktidar kavgalarını da beraberinde getirdiği için, devlete çekidüzen verecek güçlü bir hükümdar arayışına girilmiştir. Kâhinleri; kente öküz arabasıyla giren ilk adamın en uygun hükümdar olacağına söylerler. Halk beklemeye koyulur. Bir süre sonra Gordios şehre girer. Frigler de kehaneti gerçekleştirmek için onu kral ilan ederler.
Tarih kaynaklarında da Frigya’nın ilk kralı olarak geçen Gordios, devletin başkentini Gordion yapar. Kehanet gerçekleşmiştir. Gordios güçlü, sağlam iradeli ve en önemlisi adil bir kral olur. Kısa sürede Orta Anadolu’nun büyük bölümüne hâkimdir artık.
Gordios tarihe eşek kulaklarıyla geçen Midas’ın babasıdır. Kendinden sonra oğluna güçlü bir devlet bırakan ve onun da tarihe geçmesini sağlayan Kral, aynı zamanda Gordion Düğümü’nü de atan kişidir.
Gordios geldiği yeri asla unutmayan bir kraldır. Kendisi için çok büyük önem taşıyan öküz arabasını, Friglerin tanrısı olan Sabazios’a adak olarak götürmeyi düşünür. Sabazios; Yunanların Zeus dediği tanrıdır. Arabayı uzun süre uğraşarak kızılcık dallarından yaptığı bir düğümle tapınağın sütununa bağlayan Kral, ustalıkla attığı bu düğümü çözmenin neredeyse imkânsız olduğunu söyler. Rivayete göre, bu düğümü çözmeyi başaran kişi Asya’nın da hükümdarı olma şansına erişecektir.
Kral ölür, üzerinden yüzyıllar geçer ama kimse düğümü çözemez. Ta ki, gelmiş geçmiş en büyük hükümdarlardan Makedonya Kralı Büyük İskender, Gordion’a gelinceye kadar. Aslında Büyük İskender, söylentileri duymuş, Gordion’a bu amaçla gelmiştir
İskender düğümü çözmek için bir hayli uğraşır. Sonunda dayanamaz ve sinirlenerek düğümü bir kılıç darbesiyle keser ve halk onu Asya’nın Efendisi olarak selamlar.
Gordion’dan gücüne güç katarak ayrılan Büyük İskender, gerçekten de fetihten fethe koşarak, Anadolu, Mezopotamya, Kuzey Afrika, İran ve Hindistan’a kadar uzanan büyük bir alanın sahibi olur.
Yıllarca kimsenin çözmeyi başaramadığı bir düğümü, kılıç darbesiyle kolayca açan Büyük İskender birçok insana göre onu çözmemiş, sabırsız davranarak sadece ortadan kaldırmıştır. Yine de, açabildiği için Asya’nın hükümdarı olmayı hak etmiştir. Ama bu sabırsız davranışının getirdiği kötü şans yüzünden, 33 yaşında bir ateşli hastalıkla aniden ölmesi ona verilen bir ceza olarak yorumlanmıştır.
Nerede mi öldü? Anayurdundan uzakta, bir başka zalim kral Nabukadnezar’ın sarayında.
İsrail’in bize saldırması ihtimali gerçek, ya da bizi hep korkutanların yeni öcüsü. Bilemem. Ama iş bilmezlerin dış işlerimizde bilerek ya da bilmeyerek, kandırılarak veya bilinçli olarak önümüze yığdığı o kadar çok “Gordion Düğümü” var ki, öyle İskender’in kılıcıyla falan kesilecek gibi değil.
AMA YİNE DE,
.