Hüseyin SUNGUR

Tarih: 14.10.2024 18:35

KADIN CİNAYETLERİ NASIL ÖNLENECEK?

Facebook Twitter Linked-in

9 Mart 2021 yılında kadın cinayetleri ve kadına şiddet üzerine yazdığım yazıların özetini buradan tekrar yayınlayayım. Sonra bakalım bugüne gelene kadar değişen bir şey olmuş mu?

Her yıl Kadınlar Günü olan 8 Martta yazmış olduğum yazılarımda kadınlarla ilgili iyi temennilerde bulunmuştum…
Peki ne değişti?

Hiçbir şey!.

***

Hatta daha da kötüleri yaşandı, yaşanıyor.
Kadın cinayetleri, kadına şiddet aldı başını gidiyor…
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gezinirken, bir videoya denk geldim ve utandım. Bir yaratık, yerde yatan kadının yüzü de dahil her tarafını tekmeliyor. Hem de küçük bir çocuğun yanında..
Bu nasıl bir kindir?
Bu nasıl bir haysiyetsizlik, şerefsizlik, namussuzluk, onursuzluktur…

Bir insan oğlu, nasıl olur da kadına şiddet uygulayabilir?..
Daha doğrusu böyle birisine insan diyebilir miyiz?
Kadına şiddet uygulayan kişi, kendisini dünyaya getiren annesine, kız kardeşine, eşine el kaldırmış sayılmaz mı?

Yani sözün özüne gelecek olursak ülkemizde herkes “Kadın cinayetlerine, kadına şiddete hayır” diyor, ama hiç kimse bir adım atmıyor…

***

25 Kasım 2022 yılında kadınlar üzerine bir yazı yazmıştım.

Dün 25 Kasım Dünya Kadına Şiddetle Mücadele Günü’ydü…
Kadın deyince aklınıza ilk kim gelir?
Tabi ki annelerimiz…
Sonra sıralayalım…
Eşiniz…
Kız kardeşiniz…
Ablanız…
Sevgiliniz…
Ve daha birçoğunu sıralayabiliriz…
Peki yukarıda sıraladıklarımıza hak ettikleri değeri veriyor muyuz?
Kimilerimiz hak ettiğinden fazla değer veriyor, kimi insan olarak gördüğümüz “Yaratıklar” da kadına şiddetten tabiri caizse zevk alıyor…
O “Yaratıklar” kadına şiddet uyguluyor, işkence yapıyor, öldürüyor…

Burada “Kadın çiçektir” gibisinden süslü sözler sarfetmek istemiyorum.
Sadece şunu söylemek isterim…
Kadın olmazsa, insanlık olmaz. Varlığımızı kadınlara borçluyuz…
Dolayısıyla kadınlara “Şiddet” uygulamak yerine onlara şefkatle, sevgiyle, saygıya yaklaşmalıyız…

**

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınlar üzerine bir yazı yazmıştım. Yazı aynen şöyle:

Bugün 8 Mart 2024 yani Dünya Emekçi Kadınlar Günü…

Geçmiş 8 Martlar’da da bu köşeden yazı yazarak kadınlarla ilgili iyi temennilerde bulunmuştum, yine yazıyorum.

Mesela geçtiğimiz yıl hatta önceki yıl da kadınlarla ilgili şöyle bir yazı yazmıştım...

***
Kadın anadır...

Kadın bacıdır...

Kadın kardeştir...

Kadın eştir...

Kadın sırdaştır...

Kadın, erkeğinin kahrını çekendir...

Kadın çiçektir...

Kadın varlık sebebidir...

Evin içerisini aydınlatan kadının gülüşüdür…

Ve bir hadis vardır..

“Cennet Annelerin Ayakları Altındadır...”

***

Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin son bulması için “Eğitim” şarttır…

Bahsettiğim eğitim; okul değil aile içerisinde anne babalar tarafından çocuklara uygulanabilecek eğitimdir.

Eğer anne-babalar çocuklarına iyi bir eğitim verirlerse o çocuklar büyüdüklerinde insanlara sevgiyle yaklaşırlar.

Belki de kadına şiddet ve kadın cinayetleri de son bulabilir.

Kadına şiddet uygulanırken, her gün kadınlar öldürülürken biz hangi yüzümüzle “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutlu olsun diyeceğiz?

Yine 26 Temmuz 2024 tarihinde kadın cinayetleri ve kadına şiddet üzerine yazdığım yazıda özetle şunlara değinmişim.

***

Ülkemizde kadın cinayetleri ne yazık ki hız kesmeden devam ediyor. Kadın cinayetlerinin yanı sıra kadına şiddet eylemleri de artmış durumda.

İşyerinde mesaimiz bitiyor, evimize gidiyoruz Televizyonu açıp güzel haberler dinleyelim istiyoruz.

Ne yazık ki güzel haberler göremiyoruz. Haber bültenleri cinayetle açılıyor, kadına, çocuğa şiddet ve işçi, köylü, çiftçi ile emeklinin içler acısı durumuyla kapanıyor.

Uzmanlar ülkemizde işlenen cinayetlerin ve şiddet eylemlerinin asıl sebebinin ekonomik nedenlerden olduğunu söylüyorlar.

Uzmanlar tespitlerinde haksız da değiller. Yokluk, yoksulluk işsizlik, parasızlık insanları şiddete yönlendiriyor. Elbette bu doğru bir şey değil. Ama görünen bir de gerçektir. 

***

Son zamanlarda kadın cinayetleri, kadına şiddet, çocuk cinayetleri, çocuğa cinsel taciz olayları aldı başını gitti. Hatta o kadar insanlık bitmiş ki kundaktaki bebek bile cinsel tacize uğruyor ve hayatını kaybediyor.

Kendi kendimize soruyoruz. İnsanlık nereye gidiyor, ya da insanlık öldü mü?

Biz insanlar ne ara böylesine canileştik?

Ne ara böylesine vahşileştik?

Ne ara benliğimizi, insanlığımızı kaybettik?

Bizler böyle insanlar mıydık?

Tüm bu yaşananların suçlusu kim?

Çocuklarına aile terbiyesi veremeyen veliler mi?

Okudukları okullarda iyi eğitim verilememesi mi?

Okul eğitimi alamamaları mı?

İşlenen suçlardan dolayı aldıkları cezayı çekmemeleri mi? Suçlulara karşı cezasızlık mı?

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Temmuz 2024 Raporunu okudum. Raporda; 23 kadın cinayeti işlenirken, 23 kadının da ölümünün şüpheli bulunduğu yazıyordu. 

***

Sokaklar güvensiz hale geldi. Sadece kadın cinayetleri ve kadına şiddet yok bu ülkede. İnsanlar birbirlerine düşmanca bakar hale gelmiş.
İnsanlar öylesine zıvanadan çıkmış ki; 4 erkek bozuntusu toplanıp büfede çalışan 18 yaşındaki bir kızı yumruklayıp, dişlerini kırmış ve sonrasında da serbest bırakılmışlar.
Neden, nasıl serbest bırakılmış anlamak güçtür. Burada genç kızın yaşam hakkını almaya yönelik bir hareket var. Düşünün o genç kız kalp hastası birisi olsa ya da kan hastalığı bulunsa ve en ufak darbe ölümüne neden olsa bunun sorumluluğunu kim üstlenecek?
Bence bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşınmalı ve özellikle kadın milletvekilleri bu konunun üzerinde durmalı. Şiddete meyilli kişilerin rehabilite edilebilmesi için çok acil önlemler alınmalı. Bunu yapacak olan TBMM’nin değerli milletvekilleridir.

***

Gelelim günümüze. Şimdiye kadar kaç kez kadın cinayetleri ve kadına şiddet üzerine yazı yazdım hatırlamıyorum. Peki yazdım da ne oldu?

Değişen, gelişen hiçbir şey olmadı. Kadın cinayetleri ve kadına şiddet daha da arttı. Hatta çocuklar bile daha çok şiddete uğrar oldu. Çocuk cinayetleri de arttı.

Ülkemizde işlenen kadın-çocuk cinayetleri ile kadına şiddetin çözümünün adresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu da yazdık. Ne yazık ki TBMM’de de şiddet uygulandı, yumruklar konuştu Gazi Meclise kan bulaştı. TBMM’de de şiddet olursa, peki şiddet olaylarının çözümü olarak nereyi adres göstereceğiz?

Ve dün bir gelişme yaşandı.

“Şiddete, kadın cinayetlerine karşıyız söylemleri sözde değil özde olmalı.” sözünden yola çıkılarak bunun için geç kalsalar da Meclis’te kadına yönelik şiddet için araştırma komisyonu kurulacak. 

Umarım araştırma komisyonu kadınlara yönelik yapılan şiddet, taciz, cinayet gibi konularda ciddi olarak çalışma yapar ve sonuca ulaşır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —