Bazen olmaz dediğiniz her şeyi hayatta mümkün olduğunu duyar yaşarız.
Kibirli insanların toplum nezdinde hiç sevilmediği söylenir. Fakat hepsi arkadan söylenen kelimelerdir. kişi geldiği zaman 32 dişin gösterildiği bir tebessüm görünür yüzde. Bunun adı da “samimiyetsizlik” diye adlandırılır.
Bazen has bel kader siyasette bir yere gelen kişi ile tanış olmak Milli piyangodan büyük ikramiye çıkmış gibi gelir insana. Çünkü yaşadıkları onun mükafatı olarak “gülle” arkadaşı ile iktidar olmuştur. Yıllarca bunun çok örneklerini hayatta görmek mümkündür. Kişi kibir abidesi olarak gezmeye caka satmaya başlar, sonrası herkesi eleştiri manyağı yapar. çünkü kendi defoları meydana çıkacak diye korkar.
Siyasette sakın partinizi eleştirmeyin! eleştirenleri partili olmamakla suçlamaya her gittiği yerde söyler durur. Aslında kendiside eleştirenleri eleştirdiği için bir eleştirmen olarak kayıtlara geçtiğinin farkında değil!… “Siyaset nasıl olurda böyle adamları bir yere getirir”? diye düşünebilirsiniz. Fakat eğer bunlardan çok fazla varsa hayatta, o zaman sizin “yoldaşlık hukuku” diye adlandırdığınız tümcenin ne acıdır çok gerilerde tarihin tozlu sayfalarına karıştığını görmek mümkün.
Yıllarca bu kibirli insanlar, aslında yine başında bulunduğu kurumları yıllarca kekleşişler! ama ne garip şimdi “gülle” arkadaşı ülkenin hatırı sayılır bir makama oturunca bu “kibir” abidesi de omzuna apoletlerini takmış insanlara tepeden bakmaya başlamış. Hâlbuki tepeden düşmenin sadece bir rüzgar esintisine bağlı olduğunu unutur. öyle hayatın hep “gülle” arkadaşının o makamda kalacağını sanarak topluluklara kibir dersleri vermeye devam eder. Sonuçta Ülkede siyasetin geldiği nokta insanlara hizmet verir gibi görünse de! Aslında bu insanların sadece kendilerine hizmet verdiğini siyasete atıldıktan sonra pahalı arabalar, lüks iş yerleri ve İtalyan tarzı giyimleri ile eskiden kendini ve hayatını bilen insanları harcayarak toplum nezdinde saygın biriymiş gibi göstermeye çalışırlar. Hayat bazen bunlara bu mükafatları verse de bunun bir gün sonu olacağını bilmeden kibir dünyasında dolaşır durur. Hâlbuki “gülle” arkadaşı makamdan düştüğü an bu arkadaşta tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaktır. Türkiye’de maalesef “Kibir ve siyaset” içi-içe geçmiş durumda, devrimci söylemlerle insanları kandırmaya devam ediyor. Buna en güzel Türk sinemasında Kemal Sunal’ın rol aldığı “Zübük” Filmini örnek gösterebiliriz. Yazılan yazının gerçek kişilerle alakası yoktur Fakat esinlenmek serbest