KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI!

Adem Yavuz, harekat sırasında Yunanlılar tarafından yaralandıktan sonra Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesine getirildi, Ancak tüm uğraşlara karşın kurtarılamadı. Onun beni görünce “Burada tanıdık bir yüz görmek ne kadar güzel” ifadesini hiç unutmuyorum.

 

Kıbrıs Barış Harekâtı, Türkiye'nin 1974'te Kıbrıs'a düzenlediği askerî harekâtın adıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerindeki adı “Atilla Harekatı”dır. 20 Temmuz 1974’de Başbakan Bülent Ecevit’in –burada Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’ın adını da rahmetle anmak gerekir- emriyle başlayan harekatın ilk ayağı; Yunanistan Hükûmetinin desteğiyle yapılan 15 Temmuz 1974 darbesinin ardından, Türkiye’nin “Garantör Devlet” olarak adaya barış götürmesi adına düzenlenmiştir. 
14 Ağustos günü başlatılan ikinci harekâtla Kuzey Lefkoşa da dâhil olmak üzere adanın yüzde 37'sinin Türk kontrolüne geçmesiyle sonuçlanmıştır. 140 bin ila 200 bin Rum, adanın kuzeyinde; 42 bin ila 65 bin Türk de adanın güneyinde göçmen durumuna düşmüştür.
Bu Türk zaferinin ardından Türkiye'nin 35.000-40.000 civarındaki askeri, adanın kuzeyine yerleşmiştir. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Birleşmiş Milletler, harekâtı "işgal" olarak nitelendirmiştir.
Şubat 1975 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye'ye silah ambargosu koymuştur.
15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.
*****
Harekatta Türkiye 498 şehit vermiş, 1.200 kişi de yaralanmıştır.
Kıbrıs’da, 70 mücahit, 270 sivil ölmüş, 803 sivil kaybolmuş, 1.000 dolaylarında kişi yaralmıştır. Toplam: 3.841 kişi etkilenmiştir.
Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan: 4.000 ölü ve 12.000 yaralı olmak üzere Toplam: 16.000 kişi etkilenmiştir.
Bu arada 3 Avusturyalı asker ölmüş ve 24 Avusturyalı, 17 Fin, 4 Britanyalı ile 3 Kanadalı olmak üzere toplam 48 asker yaralanmıştır. 
Türkiye Cumhuriyeti; harekâtın, Zürih ve Londra Antlaşması'nın 4. maddesine istinaden düzenlendiğini savunmaktadır. Fakat Birleşmiş Milletler  ve Avrupa Konseyi bu harekâtı işgal olarak değerlendirmektedir.
20 Temmuz 1974 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 353 sayılı kararında "Uluslararası güvenlik ve barış için ciddi tehlikeye yol açan ve bölge üzerinde olağanüstü infiale müsait bir ortam yarattığından Birleşmiş Milletler ciddi bir endişe duymaktadır. Tüm devletlerin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekir. Yabancı askerî müdahaleye derhâl son verilmelidir." diyerek harekâta karşı olduğunu belirtti ve ateşkese çağırdı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 11 Mayıs 1984 tarihindeki 550 sayılı kararında ise durumu "işgal" olarak niteledi. 
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, 29 Temmuz 1974 tarihli 573 sayılı kararında birinci harekâtın uluslararası antlaşmalar çerçevesinde gerçekleştiğini belirtti. Birinci harekâtın antlaşmalar çerçevesinde yasal bir müdahale olarak değerlendirilmesi mümkündür ancak belli bir bölgede kontrol kurulmasını sağlayan ikinci harekât bu kapsamda değerlendirilmemektedir. Uluslararası kuruluş kararlarının çoğu, oluşan durumu "yasa dışı istila" olarak tanımlamaktadır. 
Kıbrıs Barış Harekatı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye tarafından başlatılan ve adada yaşayan Türk toplumunun güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilen askeri bir operasyondur. Bu harekat, Kıbrıs tarihindeki önemli dönüm noktalarından biri olup, Türkiye ile Yunanistan arasında yıllardır süren Kıbrıs sorununun bir parçası olarak değerlendirilmektedir. "Ayşe Tatile Çıksın" ifadesi ise, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kullanılan bir kod ifadesidir. Bu kod, harekatın ikinci aşamasının başlatıldığını belirtmek için kullanılmıştır ve tarihte önemli bir yer edinmiştir.
Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs tarihinin en önemli olaylarından biridir ve adadaki Türk toplumunun güvenliğini sağlama açısından kritik bir rol oynamıştır.  Kıbrıs, 1960 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra, adada yaşayan Rum ve Türk toplulukları arasında çeşitli siyasi ve sosyal anlaşmazlıklar yaşandı. Bunlardan en önemlisi bir askeri doktorun karısının ve çocuklarının – sanıyorum 1963 yılında- hunharca öldürülmesi ve Yunanlılar tarafından işgal edilen iki Türk köyünde yüzlerce insanımızın katledilmesi bulunmaktadır.
1963-1964 yıllarında, Kıbrıs Rumları ve Türkleri arasında ciddi çatışmalar meydana geldi ve bu çatışmalar adada büyük bir gerginlik yarattı. 1974 yılına gelindiğinde, Kıbrıs'ta siyasi durum daha da karmaşık hale geldi. Yunanistan'da cunta rejimi, adanın Yunanistan'a bağlanmasını (Enosis) destekleyen bir darbe gerçekleştirdi. Bu darbe, Kıbrıs Türk toplumunu tehlikeye attı ve Türkiye'yi müdahale etmeye sevk etti.
Harekat iki ana aşamada gerçekleştirilmiştir:
 Birinci Aşama (20 Temmuz 1974): Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs'ta Girne ve çevresine çıkarma yaparak stratejik noktaları ele geçirdi.
 İkinci Aşama (14 Ağustos 1974): Birinci aşamanın ardından ateşkes görüşmeleri sonuç vermeyince, Türkiye harekatın ikinci aşamasını başlattı.
20 Temmuz 1974 sabahında, Türk Silahlı Kuvvetleri "Atilla" kod adıyla Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Türkiye, bu harekatın amacının Kıbrıs'ta anayasal düzeni yeniden sağlamak, Kıbrıslı Türklerin güvenliğini temin etmek ve barışı korumak olduğunu açıkladı. Harekat, amfibik çıkarma ve hava indirme operasyonlarıyla başladı. Türk askerleri Girne'ye çıkarma yaparak, hızla ilerleyip stratejik noktaları ele geçirdi.
Harekatın ilk aşaması olan 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirilen operasyonlar, 22 Temmuz'da Birleşmiş Milletler'in ateşkes çağrısıyla sona erdi. Ancak, müzakereler sonuçsuz kalınca, 14 Ağustos 1974 tarihinde ikinci bir harekat başlatıldı. Bu aşamada Türk Silahlı Kuvvetleri, Lefkoşa ve Magosa'yı kontrol altına alarak, adanın kuzey kesiminde geniş bir alanı ele geçirdi. İkinci harekat sonunda, Kıbrıs adası fiilen ikiye bölünmüş oldu; kuzeyde Türk, güneyde ise Rum yönetimi hakim oldu.
KOD ADI: "AYŞE TATİLE ÇIKSIN"
İkinci aşamanın başlatılması kararı alındığında, harekatın başlatıldığını bildiren kod, "Ayşe Tatile Çıksın" olarak belirlendi. Bu kodun kullanılmasının ardında yatan nedenler ve detaylar şöyle özetlenebilir:
 "Ayşe Tatile Çıksın" ifadesi, harekatın ikinci aşamasının başlatıldığını haber vermek için kullanılan bir şifreli mesajdı. Kodun kullanılması, operasyonun gizliliğini ve güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmıştır. Bu tür şifreli mesajlar, askeri operasyonlarda yaygın olarak kullanılan bir iletişim yöntemidir. Kıbrıs Barış Harekatı ve "Ayşe Tatile Çıksın" kodu, Türk tarihinin önemli ve hassas bir parçasıdır. 
 Cenevre'de sürdürülen görüşmeler sırasında anlaşmanın mümkün olmadığı kanaati kesinleşince harekâtın yeniden başlatılacağı anlamına gelen "Ayşe tatile çıksın." (Ayşe, Turan Güneş'in kızı Ayşe Güneş Ayata'nın adıdır.) parolasını Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Başbakan Bülent Ecevit'e bildirdi.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından adada kalıcı bir ateşkes sağlandı ve 16 Ağustos 1974 tarihinde harekat sona erdi. 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu ve 1983 yılında ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ilan edildi. Ancak, KKTC'nin bağımsızlığı uluslararası alanda geniş bir kabul görmedi ve yalnızca Türkiye tarafından tanındı. Bu da ülkemizin uluslar arası toplumda ne kadar yalnız kaldığının göstergesidir. Ada, o günden bu yana Birleşmiş Milletler kontrolündeki bir tampon bölge ile ikiye bölünmüş durumdadır.
Kıbrıs Barış Harekatı, uluslararası alanda karmaşık tepkilere yol açtı. Birleşmiş Milletler ve çeşitli ülkeler, harekatın ardından Kıbrıs'ta barış görüşmeleri başlattı. Türkiye'nin askeri müdahalesi, Yunanistan ile ilişkilerde uzun süreli bir gerginlik yarattı ve iki NATO üyesi ülke arasında diplomatik krizlere neden oldu.
*****


Kişisel olarak şunu söyleyebilirim. Kıbrıs Barış Harekatını yapan birlikte görev yaptım. Terhis olduktan 7 ay sonra başlayan bu harekata gitmek istedim. Ancak TRT “Can güvenliğini sağlayamayız” diyerek bu isteğimi engelledi. 
Ve SBF’den arkadaşım Adem Yavuz, harekat sırasında Yunanlılar tarafından yaralandıktan sonra Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesine getirildi, Ancak tüm uğraşlara karşın kurtarılamadı. Onun beni görünce “Burada tanıdık bir yüz görmek ne kadar güzel” ifadesini hiç unutmuyorum. 


Erdoğan VAROL

21.07.2024 14:41:00

YAZARLAR


“KARATAŞ, YUMURTALIK NE OLACAK?

2025'TE CEZA YAĞNURU VAR

ADANA’DA TRAFİĞE KAYITLI ARAÇ SAYISI 889 BİN

UZMANI UYARDI! SAHTE İÇKİYE DİKKAT!

BELEDİYE GAZETE BÜROLARINI MÜHÜRLEDİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ’NDEN AÇIKLAMA VAR!

TGC: TSYD’YE KAYYUM KARARINDAN VAZGEÇİLMELİDİR

TEKNOKENT-AOSB İŞBİRLİĞİYLE KULUÇKA MERKEZİ KURULACAK

TÜRKİYE’DE KASIM AYINDA 153 BİN 14 KONUT SATILDI

"SÜT FİYATLARI EN AZ 23 LİRA OLMALI"

BÖBREK TAŞI ERKEKLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

ARAŞTIRMAYA KATILAN ERKEKLERİN YÜZDE 93’Ü ‘AİLE KUTSALDIR’ DİYOR!

LÖSEV: MUTLULUK PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIYOR

TGC: ABDİ İPEKÇİ’YE VE GAZETECİLERE YÖNELİK NEFRET SÖYLEMİ KABUL EDİLEMEZ

YÜREĞİR’DE DİJİTAL BAĞIMLILIK VE AİLE İÇİ İLETİŞİM SEMİNERİ

ADANA’DAN MİLLİ TAKIMA 4 TENİSÇİ

GÜNÜN FOTOĞRAFI