KODLANAN GELECEK 6: DİJİHAYATIN AYAK İZLERİ

DijiHayat, bir bireyin ekranına bakması değil; bireyden dünyaya uzanan, her katmanda iz bırakan bir yaşam biçimi. Mikro düzeyde insan davranışlarını, makro düzeyde dünya düzenini kapsayan; bireysel ve toplumsal, duygusal ve teknolojik boyutlarıyla katmanlı bir ömür. DijiHayat, bugünün uzantısı değil; masal, kâbus ve ütopyanın harmanlandığı bir dünya.

Alooo!

Sabah gözlerini açar açmaz telefonuna mı uzanıyorsun? İşte DijiHayat’ın ilk adımı. Bugünün bağımlılıkları, yarının davranış kodlarını şekillendiriyor; korku ve cazibenin iç içe geçtiği bir dünya yaratıyor. Hem ütopya hem distopya dokunuşlarıyla, hakikat artık yalnızca fiziksel dünyada değil, dijital âlemde de yazılıyor. İnsan, kendi hayatını “diji” bir forma sokarken, gelecekte nasıl bir kimliğe bürünecek? Bir yanımız dijital zincirlere vurulmuş, diğer yanımız özgürlük hayaliyle çarpıyor. Bugün attığımız her adım, yarının DijiHayat’ını kodluyor. Bu zincirin her halkasında insan ya özgürlüğünü savunuyor ya da algoritmaların gölgesinde TeknoKukla’ya dönüşüyor.

DijiHayat, bir bireyin ekranına bakması değil; bireyden dünyaya uzanan, her katmanda iz bırakan bir yaşam biçimi. Mikro düzeyde insan davranışlarını, makro düzeyde dünya düzenini kapsayan; bireysel ve toplumsal, duygusal ve teknolojik boyutlarıyla katmanlı bir ömür. DijiHayat, bugünün uzantısı değil; masal, kâbus ve ütopyanın harmanlandığı bir dünya.

*Birey ve Aile: Değişen Bağlar ve Dijital Benlik

Gelecekte çocuklar, sokakta yürürken Microsoft HoloLens (artırılmış gerçeklik gözlüğü) gibi cihazlarla hologram öğretmenlerden ders alacak, ödevlerini Meta Quest VR gözlükleriyle (sanal gerçeklik cihazı) sanal sınıflarda yapacak. Sosyal medya platformları, X (eski Twitter, sosyal medya ve mikroblog platformu) gibi ağlarda “başka bir ben” yaratırken, içimizdeki gerçek kimlik ile dışımızdaki dijital maske arasında bir TeknoZaru doğacak. Eğer birey eleştirel düşüncesini koruyamazsa, algoritmaların kurguladığı bir kuklaya dönüşecek. Örneğin, CRISPR (gen düzenleme teknolojisi) ile genetik veriler işlenerek, bebek doğmadan “dijital karakter raporu” hazırlanacak: Zeki mi olacak, sabırlı mı, lider mi?

Anne-babalar, hologram bebeklerle sanal oyunlar oynayacak, bağ kurmadan önce veri analizine bakacak.

Aile bağları da yeniden kodlanıyor. Çocukların ilk öğretmeni artık “Dijital Dadılar” veya Amazon Alexa (sesle çalışan akıllı asistan) gibi akıllı asistanlar olacak. Algoritmalar masal anlatacak, uyku saatleri Apple Watch (akıllı saat) gibi cihazlarla yönetilecek. Sofra sohbetlerinin yerini, hologram öykü anlatıcılar alacak; aile, bir deneyim makinesine dönüşecek. Ama bu teknolojiler, örneğin Starlink (SpaceX’in küresel internet uydusu ağı) ile kırsalda eğitimi yaygınlaştırarak eşitlik de sağlayabilir ki, her madalyonun iki yüzü var.

Ne Yapmalıyız? Haftada bir “dijital detoks” günü belirleyin; telefonları kapatıp ailece gerçek sohbetlere dönün.

 

*İş ve Emek: Alın Terinin Yeni Anlamı

İnsan emeği, dijital çağda yeniden tanımlanıyor. Fabrikalarda işçiler, Boston Dynamics robotlarını (otonom robot teknolojileri geliştiren şirket) Oculus Rift (sanal gerçeklik gözlüğü) ile uzaktan yönetecek. Ofis çalışanları, bedenleri uyurken dijital ikizleri Zoom (video konferans platformu) toplantılarına katılacak, mailleri yanıtlayacak. Maaşlar, “dijital katkı puanları”yla ölçülecek,  tıpkı Çin’in sosyal kredi sistemi (bireylerin davranışlarını puanlayan devlet sistemi) gibi, ama küresel ölçekte. Çalışmak, alın terinden veri üretimine kayacak.

Daha ileri bir adımda, Neuralink (beyin-bilgisayar arayüzü geliştiren şirket) gibi teknolojilerle uyurken beyin dalgalarıyla veri üretilecek. Uyku fabrikaları kurulacak: “Gece uyudum, gündüz maaş aldım” dönemi başlayacak. Ofisler, Decentraland (blokzincir tabanlı sanal evren platformu) gibi sanal evrenlerde var olacak; insanlar evde kahve içerken avatarları toplantıda konuşacak. Bu, iş-yaşam dengesini iyileştirebilir, ama veri eşitsizliği de yaratabilir, zira herkes eşit veri üretemeyecek.

Ne Yapmalıyız? Dijital beceriler öğrenmeliyiz ki, kodlama veya veri analizi gibi alanlar, geleceğin alın teri olacaktır.

*Vatandaşlık, Adalet ve Toplum: Yeni Kurallar

Vatandaşlık, fiziksel coğrafyadan kopuyor. İnsanlar, doğdukları ülkenin değil, abone oldukları platformun vatandaşı olacak: Google (arama motoru ve teknoloji devi) vatandaşı, Tencent (Çin merkezli teknoloji ve oyun şirketi) vatandaşı gibi. Ülkeler, vergi yerine vatandaşlarının verilerini satacak, mesela Cambridge Analytica skandalı (siyasi manipülasyon için veri kötüye kullanımı) bunun erken bir örneği. Kimlik, nüfus cüzdanından blokzincire kazınmış “veri pasaportu”na evrilecek; Ethereum (blokzincir platformu) gibi platformlar bu altyapıyı sağlayabilir. Veri pasaportu olmadan sınır geçmek imkânsız olacak.

Adalet de dönüşüyor. Mahkemeler, hologram salonlarda yapılacak; IBM Watson (yapay zekâ tabanlı veri analizi sistemi) gibi yapay zekâ hâkimler, delilleri saniyeler içinde tartacak. Ancak algoritmalar, bir genci “yüksek suç ihtimali”yle damgalayabilir – Minority Report (gelecekteki suçları öngören bir film) gibi. Suçlular hapse değil, Second Life (sanal dünya platformu) gibi sanal karantinalara gönderilecek; avatarları zincire vurulurken gerçek dünyada özgür ama yalnız kalacaklar. Vicdan kodlanabilir mi? Bu, cevapsız kalan en büyük soru bence...

Mahalleler, Roblox (çocuklar için oyun ve sosyal platform) gibi sanal platformlara taşınacak. Hologram meydanlarda sanal eylemler yapılacak; fiziksel kalabalıklar tarihe karışacak. Toplumsal bilinç, TikTok trendleriyle şekillenirken eleştirel düşünce zayıflayacak. Ama bu platformlar, örneğin küresel iklim protestolarını birleştirerek toplumsal dayanışmayı da artırabilir.

Ne Yapmalıyız? Sanal platformlarda eleştirel sesibyükseltmek veya  trendlere kapılmadan bilinçli içerikler üretmek yararlı olacaktır.

*Aşk ve Ölüm: Değişen Duygular ve Hatıralar

Duygular, dijital çağda yeniden yazılıyor. Neuralink (beyin-bilgisayar arayüzü) benzeri bir “sevgi çipi”, duyguları algoritmik hale getirecek: Çipi aç, âşık ol; kapat, ayrıl. Kavga yok, boşanma yok… ama duygular gerçek mi, sahte mi?

Nasıl, hayal gibi değil mi?

Ölüm, en büyük değişimi yaşıyor. Mezar taşında QR kodlar olacak; okuttuğunuzda, Google Cloud’da (bulut depolama hizmeti) saklanan ölenin videoları, sesleri karşınıza çıkacak. Replika (kişiselleştirilmiş yapay zekâ sohbet botu) gibi yapay zekâ avatarlar, gerçek zamanlı sohbet sunacak: “Dedem, bana nasihat et” dediğinizde, hayattaymış gibi yanıt verecek. Bu, yas tutmayı kolaylaştırabilir, ama “ölümsüzlük yanılsaması” ölümü anlamsızlaştıracak. Yas, bir barkod okutmayla kaybolacak mı?

Ne Yapmalıyız? Sevdiklerinizle dijital olmayan anılar biriktirin; bir mektup yazın, bir fotoğraf albümü oluşturun.Bu hususta çoook geç kalındığını söyleyebilirsiniz.

*Küresel Dijital Rekabet ve Siber Darbeler

Güç, petrol veya silahtan algoritmalara kayıyor. ABD ve Çin arasındaki dijital rekabet, geleceğin efendisini belirliyor, mesela TikTok yasağı (ABD’nin güvenlik gerekçesiyle TikTok’u kısıtlama girişimleri) veya Huawei yaptırımları (Çinli teknoloji devine uygulanan ticaret kısıtlamaları) bunun işaretleri. 

Darbeler bile dijitalleşiyor. Bir ülkenin yönetim yapay zekâsı, örneğin SolarWinds hack’inde (2020’de ABD kurumlarına yapılan siber saldırı) olduğu gibi başka bir AI’nin kontrolüne geçerse, tanklara veya kana gerek kalmayacak. Bürokrasi, finans, güvenlik sistemleri anında değişecek; halk fark etmeden günler geçebilir. Bu, algoritmik çağın görünmez darbesi olabilir, dikkat!

Uluslararası bir AI darbesi, dijital vatandaşlık bilgilerini başka bir algoritmaya bağlayabilir. E-oylama, dijital vergi, sağlık ve eğitim hizmetleri kesintiye uğrayabilir. Veri pasaportu “geçerli” sayılırsa, birey dijital dünyada yok sayılacak. 

Acaba,

"Alnımıza yapıldıysa! " diyebilecek miyiz?

 

Ne Yapmalıyız? Kişisel verilerinizi koruyun; güçlü şifreler ve iki faktörlü kimlik doğrulama kullanın.

*Sonuç: Seçim ve Vicdan

Dijital çağ, bireyden globale insan hayatını yeniden kodluyor. Hakikat dijitale kayarken, özgürlüğünü koruyamayan insan, TeknoKukla’ya veya robota dönüşme riskiyle karşı karşıya.  Artık, bilinç trendlerle şekilleniyor. Kültürel kimlik, AWS (Amazon Web Services, bulut bilişim platformu) gibi bulut arşivlerinde saklanıyor, silinme tehlikesiyle karşı karşıya. Devletler, yapay zekâ ve veri pasaportlarıyla yönetiliyor; güç, ABD-Çin arasındaki algoritma savaşında.

Ölüm, hologram mezarlıklarla yeniden tanımlanıyor; yas, bir QR kodla kayboluyor. İş dünyasında uyku veri üretiyor, ama dijital eşitsizlik artıyor. İnsan, vicdan ve eleştirel düşünceyle hareket etmezse, algoritmaların kölesi olacak.

Unutmayın,

DijiHayat, bireyden dünyaya bir zincir. Nerede başarılı olursak, insani değerlerimizi de koruruz. 

Ya, başarısız olursak,

Artık, kodların esiriyiz demektir.

Geleceği kim kodluyor? Sen mi, yoksa algoritmalar mı? Seçim senin, vicdan senin. Hangi tarafı seçeceksin?

Bu arada,

"Görünen köy kılavuz istemez." derler.

Suat Umutlu/07 Eylül 2025


SUAT UMUTLU

9.09.2025 04:34:00

YAZARLAR


Aydın SİHAY Yazdı/ "ADANA'NIN SOKAKLARI"

Suat UMUTLU Yazdı / KODLANAN GELECEK 6: DİJİHAYATIN AYAK İZLERİ

Nurettin ÇELMEOĞLU Yazdı/ MEKTEBE YAZILIŞIM

Düzgün COŞKUN Yazdı/DEMEZLER Mİ BU NE ÇELİŞKİ BAKAN BEY!

Erdoğan VAROL Yazdı/ GÖKYÜZÜ!

Nazım ALPMAN Yazdı/

“RTÜK’ÜN GÖREVİ MEDYAYI TEHDİT OLMAMALIDIR”

VALİ KÖŞGER’İN 2025-2026 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MESAJI

GÜRER: KADIN VE İŞ CİNAYETLERİ VİCDANLARI SIZLATIYOR

BİR ÇOCUĞUN OKUL MASRAFI BİR 1,5 ASGARİ ÜCRETİ AŞIYOR!

ALTIN KOZA’DA YARIŞACAK BELGESELLER

ADANA ALTIN KOZA’DA 40 KISA FILM YARIŞACAK

OYA TEKİN: RÜŞVET ALMADIĞIM İÇİN SİLİVRİ’DEYİM

KURULTAY İÇİN İMZA VERDİLER

ÇERÇİOĞLU’NU AYDIN’DA ZİYARET ETTİ

SONER ÇETİN, SAVCI ERCAN KAYHAN’IN ÖLDÜRÜLMESİNİN DETAYLARINI ANLATTI

ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÇÜLERİ BOLU’DA