Çukurova Uluslararası havaalanı, yani Adana, Mersin, Tarsus ve biraz daha yakın çevrede yaşayan insanların hızlı(!) ve konforlu Seyahat etmeleri için dünya standartlarında yapılmış çok güzel bir havaalanı.
Ancak, gel gör ki, bu güzelim havaalanının yukarıda bahsedilen insanlar için, daha bilet almaya niyetlenirken bile ruhunun daralmamasına engel değil..
Yenice’nin epey ötesine yapılmış ama, ne Adanalı ne de Mersinli sahiplenemiyor.. Tarsuslunun olaydan haberi bile yok(!)..
Uçak mı, otobüs mü?
Kafada binlerce soru; bileti hangi saate almalı?, kaçta orada olmalı?, yol ne kadar sürüyor?, servis kaç para?..vs.. vs..
Velev ki, niyet ile rızayı aldın kabul ettin..
Hah işte şimdi eziyet ile yüzleşme zamanı..
Eğer sabah 07.00 veya 08.00 ise uçak saatin.. Geçmiş olsun mevtaya.. Gece uyku uyumaman lazım.. Sahura kalkar gibi kalkıp, niyet edeceksin dört saat önceden.. “Allahım vakti zamanında yetiştir bu aciz kulunu”
Bu kendince düşünceler bir servis ile yapma düşüncesi, kafalardan geçenler idi..
Gelelim özel araç ile gitmeye;
Hiçbir arkadaşın, yakının veya seni seven olaya sıcak bakmadan “servis ile git” diyor.. İçinden kabullenip, baş sallarsınız.. Çaresiz..
Diyelim ki kendi aracına gideceksin..
Zaman olarak kazancın en fazla 30 dakika..
Yakıt, yolda her an kavgaya karışma, yakıt, otopark masrafı vs.. Tam bir kabus..
Dar koltukta, iki büklüm, uyuşmuş bacaklara 8-10 saat otobüs ile zaten bu eziyeti yaşıyordum ben…“Hiç bir yere gitmeyen Metro”muzdan sonra, “hiç kimseye yaramayan, uluslararası havaalanı"mız oldu…Şükür kavuşturana..