Lozan Konferansı'na gidecek heyet belirlenmiş ama heyete kimin başkanlık edeceği bir türlü kararlaştırılamıyordu. Atatürk ise sabırsızlanıyordu.
-“Arkadaşlar, baş temsilciyi hâlâ seçemediniz. Vakit geçiyor. Seçildikten sonra da hazırlık için zamana ihtiyaç var. Rica ederim bu işi bir an önce kararlaştırın, bitirin artık, “ der.
Aklında İsmet İnönü’nün olduğunu bilen ama İnönü’nün diplomasiden değil de askerlikten gelmiş olmasından endişelenen arkadaşları,
-“Paşam, doğru ama, siz de İsmet Paşa'yı istiyorsunuz. Nasıl yapalım? İsmet Paşa baş temsilci olabilir mi,” diye cevap verirler. Rauf Orbay başbakandır ve Lozan’a kendisi gitmek istemektedir. Oysa, Orbay Mondros’u imzalayan kişidir. Yani kötü bir sınav vermiştir.
Atatürk gülümser ve der ki;
-“Haklısınız ama siz İsmet Paşa’nın yalnız askerlik tarafını biliyorsunuz, çünkü ömrü cephede geçti. Ankara'da pek az süre kaldı. Tanımaya vakit ve imkân bulamadınız. Bu adam zekidir, tedbirlidir. Bilhassa ileriyi görüş ve tetkik özelliği güçlüdür. İçinizden birini şu masayı devirmeye! memur etsem, iki, üç, nihayet dört şekilde devirebilir. Oysa İsmet Paşa, bunu sekiz, on şekilde devirmek gücüne sahiptir.”
Ve İnönü’yü seçiş gerekçelerini özetler.
1. Kendisine daima rütbesinden yüksek görevler verildi ve hepsini başardı.
2. Subaylık mesleğinin dışında bilgisi ve genel kültürü yüksekti. Üç dil biliyordu.
3. Karar verme yeteneği yüksekti.
4. Sorumluluk ve risk almaktan çekinmezdi.
5. Strateji ustası ve uzak görüşlü idi.
Bu sözler, üzerine İsmet Paşa, oybirliğiyle baş temsilci seçilir.
Lozan’da görüşmeler başlamıştır. Amerika Sevr’de ısrar etmektedir. İnönü görüşmelerin yapıldığı salonun kapısına, “Amerikalıları İstemiyoruz,” diye bir levha astırır ve altına da imzasını atar. Amerikalılar şok olmuşlardır.
23 Kasım 1922 tarihli New York Times bunu haber yapar. İşte bu yüzden Lozan’ı o gün de bugün de tanımayan tek ülke Amerika’dır.
İki ayyaştan biri Ankara’da diğeri Lozan’da gece gündüz, Türkün başını asla yere eğdirmeden Çağdaş Türkiye’nin temelini atarlar.
Lozan ve Lozan müzakereleri konusunda çok şey okuduk ama 2023’ten hemen önce çirkin çirkef ağızlar “Lozan’ın Gizli Maddeleri” diye saçma sapan bir kampanya başlattılar. Cahillerin ferasetini, en büyük silahları olan “utanmazlığı” kullanarak o iki büyük insana çamur atıp durdular. Zannettiler ki, Lozan’ın 100.yılı hiç gelmeyecek. Geldi 100.yıl. Her zamanki pişkinlikle yine susmaktular. Ya da hala konuşuyorlar ama biz duymuyoruz.
KENDİ ÇİRKEFLERİNİN İÇİNDE BOĞULUP GİTTİLER.