Potansiyel nedir, gerçek nedir, gerçekleşecek nedir? Eğitim ve okul ne anlama geliyor? Rehberlik ve yönlendirme ne anlama geliyor?
Bugünler öğrenci ve aileler için kader anları, kırılma anları, küçükler ana sınıfına ilkokula kayıt olacak, daha büyükler kademeler arası geçiş yapacak.
Bakanlık ikide bir millet böyle istiyor diyor ya işin gerçeği millet veya halkın istemlerine pek uygun işlemiyor, kazın ayağı öyle değil, bakanlık millete ne isteklerini soruyor ne de istemlerini doğru düzgün yerine getiriyor.
Millet veya halk bugünlerde 3-6 yaş çocukları için doğru düzgün kreş, ana sınıfı, ilkokul arıyor, bu evrede özellikle de doğru düzgün sınıf öğretmeni arıyor. Peki, MEB ne yapıyor?
Millet, daha doğru deyimle halk, 9-10 yaşındaki çocukları için doğru düzgün ortaokul arıyor. Peki, MEB ne yapıyor?
Halk 13-14 yaşındaki çocukları için doğru düzgün lise arıyor. Peki, MEB ne yapıyor?
Daha önceki ay ve yıllara gidiyor ama özellikle de üç aylar (mayıs, haziran, temmuz) 4., 8. ve 12.sınıf öğrencileri için, tüm kişiler ve toplum için kader anları. 12.sınıflara artık MEB çok müdahil olamıyor ancak 4. ve 8.sınıflar için durum çok farklı.
Bugün adı da anlamı da gerisindeki ideoloji de “proje” olan 9-10 yaşında özellikle ortaokula geçişteki “proje imam hatip ortaokulu” uygulamasına değineceğim.
MEB; milletin halkın arayışına uygun çalışmayı bırakın milletin/halkın nitelikli eğitim ve iyi bir okul arayışını kırmak için, millete/halka karşı mücadele etmek için her tür resmi/devlet gücü otoritesini sonuna kadar zorluyor. Halkın iyi okul arayışını ısrarla imam hatip ortaokuluna yönlendiriyor.
LGS-Liseye Geçiş Sınavları ve yerleştirmeler az çok biliniyor. MEB her ilde sosyal ve fen lisesi programı uyguluyor adı altında pek çok İmam Hatip Lisesini proje okulu kapsamına almış bulunuyor.
MEB işi gücü aklı bilimi vicdanı bırakmış; okul idarecilerini, rehber öğretmenleri, tüm öğretmenleri, velileri, tüm öğrencileri imam hatip ve meslek okullarına yönlendirmek için zorluyor. Çok büyük ideolojik yatırım yaptıkları imam hatip okulları büyük oranda boş kalıyor, meslek okullarına da ancak çok yoksul maddi yetersizlikteki aile çocukları “maddi teşvikle” bir şekilde gitmek zorunda kalıyor. Her ikisinde de AKP ve MEB istediğini bir türlü alamıyor. Bugünlerde çocukların ve toplumun geleceğini ipotek altına almaya çalışıyor.
Proje okulları bu projenin temel aracına dönüştürülmüş bulunuyor. Proje okulları 1 Eylül 2016 tarihli ve 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Millî Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği ile düzenleniyor. “Kapsam MADDE 2 – (1) Bu yönetmelik, yurt içinde ve yurt dışında yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle iş birliği anlaşmaları çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar ile belirli eğitim reformu ve programları uygulayan okulların proje okulu olarak belirlenmesi ve bakan tarafından onaylanması, bu okul ve kurumlara yapılacak öğretmen atamaları, yönetici görevlendirmeleri ile bu kapsamda tanımlanan proje okullarının bünyesindeki ortaokullara öğrenci seçilmesine ilişkin usul ve esasları kapsar.”
Bu yönetmeliğe göre; “Öğrencilerin seçilmesi ve kaydı MADDE 7 – (1) Gerekli görülmesi halinde bünyesinde ortaokul bulunan proje okullarına öğrenci alımı, okul yönetimince yapılacak yazılı veya yazılı ve sözlü sınav sonucuna göre belirlenebilir. (2) Proje okullarında sınıf mevcutları en fazla otuz kişidir. (3) Güvenlik tedbirleri uygulanan bölgelerden başka bir ildeki proje okuluna puan üstünlüğüne göre her şubeye en fazla iki misafir öğrenci kabul edilebilir.”
Bu yönetmeliğe dayalı olarak MEB ortaokul düzeyini sadece imam hatiplere bağlıyor.
31 Aralık 2024’te tam yeni yıla girilmesinin arifesinde bakanlık bir gece ansızın Elâzığ Fen Lisesi dahil 23.03.2020 tarihinde proje okulu kapsamına alınan 75 proje okulunun 4 yıl sonunda değerlendirmesinin yapıldığını, 2020’de listeye alınan 75 okuldan 66’sının proje okulu statüsünden çıkarıldığını duyuruyor.
Yani 2020’de belirlenen 75 proje okulundan 66’sı bu statüden çıkarılıyor. 2020’den önce bu statü verilen okullar ile ilgili bir değerlendirmeye rastlanmıyor. Kapatılan proje okulları arasında da meslek ve imam hatip proje okulu yer almıyor.
Böylece hem genel ortaöğretime dahil proje okul sayısı azaltılıyor hem de dahası 2025 yılı itibarıyla 13 ilde (Amasya, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bolu, Çanakkale, Giresun, Iğdır, Karaman, Rize, Sinop, Dersim ve Uşak) tek bir tane bile proje Anadolu lisesi kalmıyor.
Kamuoyunda bu durum sadece ortaöğretim ile/ lise düzeyi ile ilgili sanılıyor. Oysa esas proje ortaokul düzeyinde nitelikli seçilmiş ortaokulların hemen tümünün “proje imam hatip ortaokuluna” yönlendirilmesi ile ilgili bulunuyor.
Nisan 2025 itibarıyla basına yansıyan Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 2 bin 153 proje okulu bulunuyor. Bu okullarda 79 bin 286 öğretmen ve 5 bin 318 yönetici görev yapıyor. 366 fen lisesinin ve sosyal bilimler liselerinin hemen tamamı proje okulları kapsamında ancak bunların hem sayısı daha az hem de zaten ortaokul uygulamaları yok. Anadolu proje liselerinin de ortaokul ayağı yok. Mesleki teknik alanda da ortaokul uygulaması yok. Geriye proje imam hatip liselerine bağlı ortaokullar kalıyor.
İmam hatiplere sosyal ve fen Lisesi programı, teknoloji, çağdaş ve geleneksel sanatlar, spor, musiki, hafızlık, ilahiyat hazırlık, yabancı dil, çocuk gelişimi, uluslararası imam hatip vb. adı altında 12 farklı çeşitte proje imam hatip statüsü veriliyor.
2023/24 eğitim öğretim yılında 1723 (biri açık) imam hatip lisesi, 2 bin 589’u ayrı, 815’i imam hatip lisesi bünyesinde olmak üzere 3 bin 404 imam hatip ortaokulu bulunuyor. 145 bin 961 öğrenci imam hatip lisesi bünyesindeki ortaokullara, 545 bin 471’i ayrı imam hatip ortaokullarına toplam 691 bin 422 imam hatip ortaokulu öğrencisi bulunuyor. Bu toplam 5 milyon 314 bin 796 ortaokul öğrencisinin yüzde 13’üne karşılık geliyor.
Ortaokul düzeyinde “müzik ve bale ortaokulu (konservatuvar)” ki bunların toplam adedi 14 ve öğrenci sayısı 840 öğrencidir.
Proje fen, sosyal, Anadolu ve mesleki teknik liselerine bugüne kadar ortaokul düzeyinde öğrenci kabul edilmemiş bulunuyor.
Bu durumda tek “nitelikli” resmi ortaokul seçeneği olarak bizzat resmi olarak her tür teşvik verilen ve başka seçeneklerin de ortadan kaldırıldığı “seçilmiş/ proje” imam hatip ortaokulları kalıyor.
Yani MEB’in imam hatiplerin yaygınlaştırılması ve tüm okulların dincileştirilmesinin ötesinde dolambaçlı yolla daha esaslı bir ana politikası ortaokul düzeyinde imam hatip dışında sınavla gidilecek seçkin başka bir ortaokul seçeneği bırakmamak.
Bu proje imam hatip ortaokullarına sadece 5. sınıfta da değil ara sınıflardan bile sınavla başarılı öğrenciler yönlendirmeye çalışılıyor, ara sınıflara bile öğrenci kabul ediyor.
Her ilde bu tür yaldızlı tanıtımlarla ilkokuldaki başarılı öğrenciler “proje imam hatip liseleri” altında sanki eğitsel bilimsel bir proje okuluymuş gibi, imam hatip ortaokullarına gitmeye zorlanıyor. Tanıtımda da görüldüğü üzere “başka seçeneğiniz yok” deniyor.
İmam hatip ortaokula teşvikleri sadece böyle bir sınavlı seçenekle sınırlı değil, sınıf mevcudunu 24’te tutmak, giyim, ulaşım, yemek, burs ile de teşvik ediliyor.
Eğer imam hatipli için bunların sağlanması iyi ise, bunlar tüm çocuklar için iyi değil mi?
Bu uygulamada tüm çocuklara ve topluma dinci telkin ve hatta zorunluluk dışında bir seçenek kalmazken, fakirin başarılı çocuğu için proje imam hatip ortaokulu dışında bir seçenek bırakılmazken bundan orta ve üst sınıflar da farklı bir şekilde etkileniyor. Çocuğunu ideolojik dinci etkilerle değil doğru düzgün bir ortaokulda okutmak isteyen belli bir düzenli geliri olan velilere çocuklarını “özel okullara” göndermekten başka seçenek bırakılmıyor.
Ortaokul düzeyinde tüm topluma donatıları olan, dersliği olan, yemeği ulaşımı olan bir okul istiyorsan imam hatip dışında bir seçeneğin yok deniyor.
MEB’in bu yaptıkları kısa veya uzun erimli olarak ne anlama geliyor, çocuklarımız ve tüm toplum için, Ortadoğu ve insanlık için ne anlama geliyor, yanıtını sizler düşünün.
Bakanlığa ve AKP’ye soru şudur: Bu yapılanların eğitim olup olmadığını bir yana bırakalım, “Müslüman” bir çocuğun veya toplumun bu tür programlarla dünyaya ve geleceğe hazırlanıp hazırlanamayacağını, bunun “Müslüman”a bir hizmet olup olamayacağını doğru düzgün araştırdınız, üzerine doğru düzgün düşündünüz mü?