Kusura bakmayın, hiç sevmedim onları. Özellikle bu hikayeyi okuduktan sonra. Siz sevin, beğenin, takdir edin, ama lütfen bana karşı savunmayın.
Cemal Süreyya ve Sezai Karakoç üniversitede iki samimi sınıf arkadaşı. Aynı kıza aşık olurlar. Kız, Muazzez Akkaya. Okulun en popüler, en havalı kızı.
Günlerce birbirlerine Muazzez’e duydukları ilgiyi anlatırlar, onun için yazdıkları şiirleri okurlar.
Sonra bu aşk bir rekabete dönüşür. Düşmanca değil. “Kim elde edecek,” diye de, adamlığa hiç yakışmayan bir iddiaya tutuşurlar. Kaybeden büyük bir bedel ödemek zorunda kalacak, cezayı hayatı boyunca üzerinde kalıcı bir iz olarak taşıyacaktır. Bedene fiziksel anlamda zarar vermeyecek bir şey olacak diye de karar kılarlar: Kaybeden ismini değiştirecektir.
Sezai Karakoç kaybederse, adı Sezai Karkoç, Cemal Süreyya kaybederse, Cemal Süreya olacaktır. Ve cemal Süreyya kaybeder; soyadı Süreya olur..
Ya sonra? Muazzez bir iddia sonucu elde edildiğini öğrenir. Gençliğinin, insanlığının hatta bedeninin bir bahiste ödül olması çok ağır gelir, Muazzez’e. Bunu kaldıramaz tabi ki. Ve okulu bırakırarak, memleketi Geyve'ye döner...
Sezai Karakoç çok üzülür. Bir yanda kaybedilen sevgili, diğer yanda sevgiliyi kaybettiren aptalca hata. Kim bilir belki affedilmek ümidiyle, belki de özür dilemek için ama kesinlikle duygularını anlatmak için bir şiir yazar Muazzez’e: “Mona Rosa.”
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah, senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
...
Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa, ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.
İstediğin kadar,” Ben deliyim,” diye bağır. Sevgiyi bu kadar hafife alan sonucuna katlanır. Sevgiyi, aşkı, sevdiği kadını bahis masasına koyan adama kim inanır? Biz gençliğimizde beğendiğimiz bir kıza, bir arkadaşımızın aşık olduğunu öğrenince, hemen duygularımızı kalbimize gömer, o kızı kardeş kabul ederdik.
Ya öbür aşık diyeceksiniz. Al Sezai’yi, vur Süreyya’ya.
HADİ SEN YAPTIĞIN EŞEKLİĞİN BEDELİNİ ÖDÜYORSUN, YA MUAZZEZ?