"İnsan bir binanın yalnızca belli işlevleri yerine getirmesini değil, aynı zamanda belli bir dış görünüşe sahip olmasını, bu dış görünüşüyle belli bir kavramı, belli bir dünya görüşünü ya da ruh halini yansıtmasını ister." Alain de Botton böyle diyor "Mutluluğun mimarisi" adlı kitabında.
Öylesine küçüktü ki ev, giderken fark etmedim de dönüşte yorgun, perişan, küskün duruşu ilgimi çekti.
Ne bir kavramı ne belli bir dünya görüşünü ne de bir ruh halini yansıtıyordu.
Öylesine sıradan bir evdi işte.
Ama tuhaf bir çekiciliği vardı.
İçinde insanın yaşadığı her yapı benim ilgimi çeker.
Gün olup gitseler bile orada izleri kalır.
Anıları kalır, kokuları siner.
İşte ben bütün bunları hissettim dağılan bu evin önünde.
Bir gün Alain de Botton'la bunu konuşmak istiyorum.
Aydın Sihay
Adana / Sucuzade Mahallesi