İfral TURGUT

Tarih: 24.03.2025 18:33

NASIL ÖLDÜLER

Facebook Twitter Linked-in

Albert Camus, “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın,” demişti. Sonra da ne demek istediğini son derece doğru örneklerle açıklamıştı. Ben de diyorum ki, “Bir ülkeye neler yaşatıldığını öğrenmek istiyorsanız, onu yaşatanlara bakın.” 

Atatürk’e bakıyorum; ölümünden yüz yıl sonra bile sevgi, saygı, hasretle anıldığı gibi, bin yıl sonra bile milletin gönlünde yaşayacağından kimsenin kuşkusu yok.

Bir de adı akla gelince lanet okunanlar var. Hem de ne çok. İşte sadece birkaç örnek:

BENİTO MUSSOLİNİ :BAŞ AŞAĞI ASILAN FAŞİST.

Avrupa'nın ilk faşisti. İtalya'nın başına geçtiği andan itibaren halka kan kusturdu. Faşist parti dışındaki partileri kapattı, gazetelere sansür uyguladı, sendikaları yasakladı, koltuğu uğruna, 400.000 insanın ölümüne sebep oldu. Sonunda halk, “Yeter artık,” dedi ve metresi Clara Petacci ile birlikte kurşuna dizdi. Ertesi gün de, sevgilisi ve birkaç yandaşıyla beraber cesedi  Milano'da bir benzin istasyonunun çatısından baş aşağı sallandırıldı.

ADOLF HİTLER: DÜNYAYI KANA BULAYAN FAŞİST 

Almanya’da  iç temizlik adına, muhaliflerini vahşice katletti. Geri kalanları da hapishanelere tıktı.  6.000.000 Yahudi'yi öldürdü. Koltuğunu korumak amacıyla suçu komünistlere atmak için kendi sarayını yaktı. Tek başına II. Dünya Savaşını çıkardı. Savaşı kaybettiğini anlayınca başına gelecekleri bildiği için, Eva Braun ile birlikte intihar etti. Eva   siyanür kapsülünü ısırarak saniyeler içinde öldü. Hitler kapsülü ısırdı, baktı ki, Eva kadar çabuk ölmeyecek, çekti silahını kafasına sıktı. 

ÇAVUŞESKU: SARAYININ DUVARININ DİBİNDE KURŞUNA DİZİLEN FAŞİST.

Düşünce ve ifade özgürlüğüne düşmandı. Günlerce gezilse bile bitmeyecek bir sarayda yaşıyorken halk yiyecek ekmek bulamıyordu. Millet dayanamayıp gösteri yamaya kalınca üzerlerine ateş açtırdı. Artık bıkan ordunun da aklı başına gelince, eşi Elena’yla birlikte kaçmaya çalıştı ama  yakalandı. Kısacık bir yargılamanın sonunda kurşuna dizilmelerine karar verildi. Dayandılar o muhteşem sarayın duvarlarına. Askerler arka arkaya ateş ederken Elena hala yalvarıyordu: “Ben sizin ananızım, evlatlarım.”

HİDEKİ TOJO: İNTİHA ERMEYİ BİLE BECEREMEYEN FAŞİST 

Faşist general. 8.000.000 insanın ölümünden sorumlu. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan Uzak Doğu Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi tarafından A Sınıfı savaş suçlusu olarak hüküm giydi. Tutuklanması için evi kuşatıldığında, kendini göğsünden vurarak intihar etmeye çalıştı ama beceremedi  Sonra da asılarak idam edildi.

SLOBODAN MİLOSEVİC: BALKAN KASABI. 

Yugoslavya ve Sırbistan Devlet Başkanı. Balkan Kasabı lakabıyla anılıyordu. Bosna’da 250.000 kişiyi katletti. Gözü doymuyordu. Yapmadığı yolsuzluk kalmadı. Kendisini yenilmez olarak görüyor, “Beni mahvedemezler, kıramazlar,” diyordu. Halkın canına tak etti, isyan çıktı, mahvoldu ve kırıldı. Önce Belgrad Cezaevi'ne gönderildi. Ardından  Lahey Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanırken galiba korkudan öldü. 

 

İşte böyle Dostlar. Kendisini yeryüzünde Tanrının temsilcisi sanıp, bütün dünyayı kendisinden ibaret sayan, şu üç kuruşluk dünyada, biraz daha fazla çalıp çırparak kendisine ayrıcalıklı bir hayat yaratırken, halkına her türlü aşağılık muameleyi müstahak görenler, aslında kendi ömürlerini kısalttıklarının farkında bile değiller. 

İnanın, her şeye rağmen biz onlardan mutlu ve huzurluyuz. Bakıyorum bunların hayatlarında da, sadece yer, zaman, şekil değişiyor ve hepsi de en aşağılık şekilde ölüyor.

Değişmeyen tek şey var: Hiç birisi adam gibi, kendi yatağında, huzur içinde can verip sevdiklerine veda edemiyor.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —