NENE HATUN: TÜRK KADINININ KAHRAMANLIK SİMGESİ

İşte Nene Hatun öyle bir destan, öyle bir ruh... 70 yıl önce bugün, 22 Mayıs 1955’te aramızdan ayrıldığında bile, ismi hâlâ kalplerde bir meşale gibi yanmakta...

"Vatan için ölmek de var, yaşamak da...Ama vatansız yaşamak, asla!”

Tarih yazan kahramanların hikâyeleri vardır, okurken yüreğiniz titrer, gözleriniz dolar.

 İşte Nene Hatun öyle bir destan, öyle bir ruh... 70 yıl önce bugün, 22 Mayıs 1955’te aramızdan ayrıldığında bile, ismi hâlâ kalplerde bir meşale gibi yanmakta...

 93 Harbi’nin, yani 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın dumanı tüterken, Erzurum’un Aziziye Tabyası’nda, kundaktaki bebeğini Allah’a emanet edip satırla, kazmayla cepheye koşarken, Türk kadınının da vatan sevgisini, cesaretini ve fedakârlığını ete kemiğe bürüyen Nene Hatun’un hikâyesi, sadece Erzurum’un değil, tüm Türk milletinin göğsünü kabartan bir gurur abidesi değil midir?

Ne olmuştu sorusunun cevabını istiyorsanız;

1857’de doğan, 16’sında evlenen Nene Hatun, 1877’de Rus ordusu Pasinler’i işgal edip Aziziye Tabyası’nı ele geçirdiğinin sabahında Ayazpaşa Camii’nin minaresinden müezzin Abdullah Efendi’nin sesi duyulur;

"Moskof askeri Aziziye Tabyası'nıele geçirdi."

Bu haberin ardından Erzurum halkından silahı olan silahını, olmayanlar ise balta, tırpan, kazma, kürek, sopa ve taşları ellerine alarak Tabya'ya doğru koşmaya başladılar. Koşanlar arasında, erkeği cephede çarpışan Nene Hatun da vardı. Ağabeyi Hasan bir gün önce cepheden yaralı olarak gelmiş ve kollarında can vermişti .Nene Hatun üç aylık bebeğini emzirdikten sonra, "Seni bana Allah verdi. Ben de Ona emânet ediyorum." diyerek vedâlaştıiktan sonra bir kaç saat önce ölen ağabeyinin tüfeğini alarak sokağa fırlar,göğüs göğüse çarpışıp yaralanmasına rağmen durmaz ve  askerle, halkla, kadınlarla, çocuklarla omuz omuza tabyayı geri alırlar... 

 Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu’nun dediği gibi, “Aziziye, asker ile halkın, özellikle kadın ve çocukların zaferidir.” 

Sultan II. Abdülhamit, 12 Kasım 1877’de telgraf çekiyor: “Haysiyetli ve onurlu Erzurum ahalisine teşekkür ederim.”

 Nene Hatun, savaş boyunca cephane taşır, yaralılara hemşirelik yapar, yemek pişirir, su dağıtır, ki Türk kadınının vatan için neler yapabileceğini de tüm dünyaya haykırır.

1937’de Cumhuriyet gazetesinden İsmail Habib Sevük, Erzurum’da 93 Harbi gazileriyle konuşurken Nene Hatun’u bulur, hikâyesi Türkiye’ye yayılır. 

1952’de ise Aziziye Anıtı yapılırken adı yeniden parlar. Türk Silahlı Kuvvetleri, 30 Ağustos’ta ona “3. Ordunun Nenesi” unvanını verir.

Yine 1952’de NATO Orduları Başkomutanı General Matthew Ridgway’in Erzurum’da Nene Hatun’u ziyaret ederek elini öpmesi, onun cesaretinin uluslararası alanda da yankı bulduğunu gösterir. Ridgway, bir makalesinde, “Avrupa’nın savunması ancak Nene Hatun ruhuyla mümkündür” diyerek bu büyük kadına hayranlığını ifade eder.

1955’te, Türkiye’de ilk kez kutlanan Anneler Günü’nde, Türk Kadınlar Birliği tarafından “Yılın Annesi” seçilir; bu unvanı alan ilk kadın olur. 

Hayatına bakınca, ne çileler çektiğini de görüyoruz...Altı çocuğu olur: dört oğul, iki kız. Ama iki oğlu I. Dünya Savaşı’nda şehit düşer. 1943’te, geçim derdiyle bir başka kahraman kadın, Nâme Hanım’la cumhurbaşkanına dilekçe yazar, yardım ister. Ömrünün sonunda devlet maaşı ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın hediyeleriyle biraz rahatlar.

 1952’de NATO Orduları Başkomutanı General Matthew Ridgway, Erzurum’da elini öper ve bir makalesinde, “Avrupa’nın savunması ancak Nene Hatun ruhuyla mümkündür,” der, ki  bu söz, onun cesaretinin sınırları aştığının da kanıtıdır...

Nene Hatun, 98 yaşında, zatürreyle mücadele ederken, 22 Mayıs 1955’te Erzurum Numune Hastanesi’nde vefat eder. Cenazesi, Aziziye Şehitliği’ne resmi törenle defnedilir. Bugün mezarı ve heykeli, yerli yabancı herkesin ziyaret ettiği bir anıt... 

Edebiyatta, sinemada da ruhu yaşıyor; 1973’te Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın Gazi Kadın filmi, 2010’da Nene Hatun filmi, Talat Uzunyaylalı’nın 2006’daki Efsane Kadın Nene Hatun romanı, hepsi onun destanını anlatıyor.

Arif Nihat Asya’nın dizeleri ise sanki onun için yazılmış;

 “Göz kapanır da nuru sönmez bu mumun, / Gökten bir ses der gibidir Erzurum’un, / Hür halkına çağlarca şefaatçi yeter, / Kalbindeki şefkat Nene Hatun kulunun.”

Sonsöz mü;

Nene Hatun’un “Bebem anasız yaşar, ama vatansız yaşayamaz” sözü, Türk kadınının vatan aşkını özetlemiyor mu?

Vefatının 70. yılında, Nene Hatun’u rahmet ve minnetle anarken, onun mirasının genç nesillere ilham olmaya devam edeceğini biliyoruz. Aziziye Tabyası’nda yanan o ateş, bugün hâlâ Türk milletinin kalbinde yanmaktadır.

Nene Hatun, sadece bir anne, bir kahraman değil; o, Türk milletinin ruhu, vatan sevgisinin ta kendisi....

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi: “Dünyada hiçbir milletin kadını, ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet ettim’ diyemez!”

Nokta...

Suat Umutlu 

23 Mayıs 2025


SUAT UMUTLU

22.05.2025 23:37:00

YAZARLAR


SEYHAN’A “ASFALT VE HAFRİYAT ATIKLARI GERİ DÖNÜŞÜM TESİSİ”

Aydın SİHAY YAzdı / ADANA'NIN PARKLARI "ZİYAPAŞA PARKI"

YÜREĞİR’DE ‘AKILLI KENT’ UYGULAMASI BAŞLIYOR

ADANA’DA “BEN, BİZ VE ZAMAN” SERGİSİ

D-400’E 4 ADET ALT VE ÜST GEÇİT YAPARAK AOSB’YE ULAŞIMI RAHATLATACAĞIZ

Düzgün COŞKUN Yazdı / EYLÜL’Ü BEKLEMEYİN, İSMİNİ YAŞATIN

KALBE İYİ GELEN 10 BESİN

ORTAK ÇORAP, TERLİK KULLANIMINDAN KAÇININ!

BİR ALBÜMDE İKİ MİRAS: TEHLİKE ALTINDAKİ KUŞLAR VE UNUTULMUŞ ÇALGILAR

ADANA DEYİNCE AKILLARA LEZZET GELİR

6 İLDE ORMANLARA GİRİŞ YASAKLANDI

YAPAY ZEKA UYGULAMALARI İNSAN İLETİŞİMİNİN YERİNİ DOLDURAMAZ!

AKSA’DAN DOĞAL GAZLI ISITICI VE MUTFAK TESİSATI DÖNÜŞÜM KAMPANYASI

Suat UMUTLU Yazdı /DENİZE ATILAN MEKTUPLAR: SEDAT DEMİRKAYA

ABB BAŞKANI KARALAR TRAKTÖRCÜLER SOFRASINDA

Şahin ESENDEMİR Yazdı / BİR BAKIŞ, BİR TARİHİ NASIL DEĞİŞTİREBİLİR?

Düzgün COŞKUN Yazdı / 'TEMENNİ' KARIN DOYURMUYOR!