ABD Türkiye Büyükelçisi ve Suriye özel temsilcisi Barrack: Türkiye için en iyi sistem, Osmanlı millet sistemidir. Türkçesi: Laik Cumhuriyeti bırakın, Osmanlı şeriat düzenine geri dönün.
Erdoğan: “AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye karar verdik.” dedi. Arap ve Kürt halklarına ortak geçmiş ve ortak gelecek çağrısı yaptı. Barrack’ın önerdiği Osmanlı sistemine yeşil ışık yaktı.
Pervin Buldan: Yanlış bir yere çekilmesin. Bu ittifak süreç ittifakıdır. Başka bir ittifak olarak algılanmamalı kesinlikle.
Ömer Çelik: Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmasındaki çerçeve, terörsüz Türkiye sürecinin yürütülmesiyle ilgili bir çerçeve.
Açıklamalar doğru ve sürecin nereye evrileceği anlaşıldı: Osmanlı Millet Sistemi. Osmanlıda altı yüz yıl hüküm süren bu sistem, islami esaslara dayalı şeriat düzeniydi. Padişah güçlüyse örfi kanunlarda uygulanırdı ama devlet zayıf düştü mü ulema bastırır, şeri yasalar ağır basardı.
Mecliste gerekli çoğunluk sağlandı. Taraflar işbirliği içerisinde Anayasa ve yasalarda gerekli değişiklikleri yapıp islami esaslara dayalı yeni milletler sistemini getirmeye çalışacaklar.
Osmanlıda milletler; 1. Müslümanlar, 2. Rumlar, 3. Ermeniler, 4. Yahudiler’den oluşuyordu.
Kurtuluş savaşı sonrasında oluşan Cumhuriyetimizde son üçü şimdi yoklar. Düşünülen yeni sistem, seküler ya da laik değil, gene islami esaslara dayalı şeriat düzeni olacak.
Yeni düzende milletler ise; 1.Türkler, 2.Kürtler, 3.Araplar’dan oluşacak.
Arapları saymayın. Batının verdiği gazla ÖZAL’dan buyana AKP nin de şiddetle gönlünden geçirip istediği yeni Osmanlıcılık hayalinde Araplar da var ama olmayacağını da adı gibi biliyorlar.
Kürtleri de saymayın. Emperyal güçlerin oluru ve desteğinde karar verildi. BOP haritası şu veya bu şekilde gerçeğe dönüşecek. Haritanın Irak ve Suriye ayakları zaten tamamlandı.
Süreç tamamlanınca, işbirliği sona erecek ve herkes yoluna gidecek. Amerika ve İsrail’in, ülkeyi yöneten ılımlı/Amerikan İslamının ve Kürt milliyetçilerinin hayali bu.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik; “Büyük güçler çok da uzak olmayan bir zamanda bölgeyi terk ettiği zaman herkesin hakkının, hukukunun hamisi Türkiye Cumhuriyeti olacaktır” dedi.
Hayal kurmak başka, gerçekler başka işler bu coğrafyada. Birinci Dünya Savaşı krallıkları ve imparatorlukları bitirdi. Osmanlı milletler sistemi de çöp oldu. Ulus devletler modeline geçildi.
Emperyal güçler, yüz yıl önceki mezhep ve etnik temelli Lübnan modelini tekrar, hem de tüm bölge ülkeleri için uygulamaya soktular. Amaçları, Lübnan örneğinden yola çıkarak tüm bölgede kaos, istirarsızlık, çatışma, kan, gözyaşı getiren ılımlı İslam düzenini yerleştirmek.
Terörsüz Türkiye denilen bu garip süreçte, seküler Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Kuvayı Milliye hareketinin, Cumhuriyet Halk Fırkasının (partisinin) tüm ılıman yaklaşımına rağmen üzerine gidildiğini, darmadağın edilmek istendiğini şimdi anladınız mı?
Peki bu gidişata; “Çağdaş, özgür, laik, demokratik, adaletli, bir Türkiye” diyenler, yolsuzluk ve yasaklara karşı duranlar, “yurtta barış, dünyada barış” diyenler ne diyecek? Göreceğiz.
Benim amacım, tarihe not düşmek. Karar senin Türkiye’m!
13 Temmuz 2025.
Mahmut TEBERİK
m.teberik@gmail.com