Eskiden çalıştığım gazetelerden birinde teknik servis müdürü vardı, “nasılsın?” diye hal-hatır soranlara gayet donuk bir ifadeyle şöyle derdi:
-Normal!
Onun “normal” olduğu günler gazetede mutlaka çözülmesi gereken sorunlar yaşandığını herkes anlardı!..
Bu açıdan bakınca “nasıl bir ülkede yaşıyoruz?” sorusuna aynı yanıtı verebiliriz:
-Normaaal!..
Seçimler yapılıyor mu? Evet yapılıyor. Seçilenler, seçildikleri makam ve mevkilere gelebiliyorlar mı? Genel olarak evet gelebiliyorlar. Ancak, her zaman böyle olmayabiliyor. Bazı seçilenleri iktidar beğenmiyor. Anayasa ve yasaları aleni olarak çiğneyerek onları görevden alabiliyor. Kararları eğri bulanlar da doğru kabul edenler de aynı safta buluşuyorlar:
-Normaaaal!
Parlamento var. Sıklıkla seçim yapılıyor. Milletvekili olanlar parlamentoya giriyorlar. Yemin ediyorlar. Oturumlara katılıyorlar. Beşer dakikalık konuşmalar yapıyorlar. Ama bazı seçilmiş milletvekilleri, parlamentoya giremiyorlar. Bazılarının ise dokunulmazlıkları kaldırılıyor. Anında hapse atılıyorlar. Yasalar var. Anayasa var. Sadece “adalet” yok. Bu nasıl olabiliyor diye sorulunca büyük bir pişkinlikle yanıtlıyorlar:
-Normaaaal!
Siyasi bir cinayet işleniyor. Cinayet masası dedektifleri bütün ayrıntılarıyla olayı çözüyorlar. Bu bilgiler dosyalara giriyor. İşin ucu yukarılara doğru gidiyor. Her şey ayan beyan ortalığa saçılıyor. Cinayetin olası sanıkları, kendilerini aklayacak hukuk yoluna gireceklerine cinayeti haberleştiren gazetecileri hedef göstererek tehdit ediyorlar. Bu nasıl hukuk devleti diye “adalet” isteyenleri şöyle teskin ediyorlar:
-Normaaal!
Bir siyasi parti lideri Anayasa mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen tutulduğu zindandan çıkartılmıyor. Sanki olması gerektiği yerdeymiş gibi kabul ediliyor. Bu tuhaflığı soranlara da yanıt hazır:
-Normaaal!
Koca ülke, her duvarında ayrı bir adaletsizlik olan devasa bir hapishane haline gelmiş durumda… Bunu ancak içerdekiler ve onların yakınları hissedebiliyorlar. Herkesin derdi kendine diye düşünülüyor. Ne dersiniz?
-Normaaal!
Ormanlar hunharca talan ediliyor. Çok az sayıda insan canlarını dişlerine takarak kışın yağmurda karda, yazın cehennem sıcaklarında dozerlerin karşısına bedenleriyle çıkıyorlar. Esas görevi ormanları korumak olanlar yağmacılara yollar açıyorlar. Ayıp olmuyor mu?
-Normaaal!
Geçmiş yıllarda bir nebze de olsun kamuoyu denilen yurttaş tepkisinden çekinilirdi. Artık böyle şeyler kalmadı. Her işlerinin olağan karşılanmasını talep ediyorlar. Aşırılıkların hepsine “normal” damgası vurulunca ülkeye bir de “mahlas” isim gerekiyor:
-Normalistan!