Nazım ALPMAN

Tarih: 30.05.2024 18:29

NORMALLEŞTİREMEDİKLERİMİZDEN MİSİN?

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’de yaşayan herkesin hiç itirazsız kabul ettiği bir gerçek var:

-Ülke yönetiminde büyük bir anormallik söz konusu!

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in başlattığı “normalleşme süreci” büyük bir kabul gördü. Normalleşmenin ilk adımı olarak Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı sıfatıyla  genel merkezde ziyaret etti.

Ülkemizin ihtiyacı olan “normalleşme süreci” de böyle başladı. Geçmişte de güzel(!) süreçlerimiz olmuştu. Bunların en ünlüsü Kürtlerle ilgili olan “Barış Süreci” idi.  Onun yanında “Alevi Açılımı Süreci” ara sıcak olarak servis edildi. Bir başkası da “Roman Açılımı Süreci” idi, o da demokrasinin tatlısı halinde ikram edildi. Yiyenlere “afiyet olsun” denildi. Hiçbir şeyin değişmediği bu “süreçlerden süreç beğen” dönemlerinde iktidar çok fazla puan topladı. Alevi Dedelerini (talepleri halinde) maaşa bağlama kararnamesi yayınlandı. Romanlara da “artık size kimse Çingene demeyecek” denildi. Kürtlere ise devletin klasik tavrı sunuldu. Belediyelerine el konuldu. Seçilmiş Kürt önderlerin tamamına yakını hapse atıldı!     

Şimdi sırada “normalleşme süreci” bulunuyor. Bu sürecin farkı var. İktidar değil, muhalefet başlattı! Bu şekilde süreç inisiyatifi muhalefete geçti.

Madem herkes aynı çizgide mutabık o halde “anormalliğin” fotoğrafını çekelim.

AKP, 3 Kasım 2002 Seçimlerine “demokrasi gazisi” bir lider ile girmişti. Erdoğan İstanbul belediye başkanı olduğu sırada (17 Aralık 1997’de Siirt’te) kendisini şiir okuyarak ifade etmişti:

“Minareler süngü, kubbeler miğfer/Camiler kışlamız müminler asker/Bu ilahi ordu dinimi bekler/Dillerde tevhit Allahu Ekber.”

İfade mağduru olarak hapse girdi.

Erdoğan’ın okuduğu şiir Ziya Gökalp’in diye takdim edildi. Meğerse değilmiş! Bu dizeler şair Cevat Örnek’e aitti. Böylesi bir şiir okuma yüzünden ancak lisede ceza alabilirdi:

-Otur Tayyip sıfır! diyebilirdi Türkçe öğretmeni dersini çalışmadan şiir okuduğu için… Ülkenin en büyük belediyesinin başından al aşağı edilemezdi. Ama edildi.

Anlayacağınız ülkemiz her daim anormallikler arz edebiliyordu. 2002’de “demokrasi gazisi” liderin partisi seçimi tek başına kazanınca herkesler havalara uçtu:

-İfade vermeyeceğiz, ifade edeceğiz!

Aradan uzun yıllar geçti. İfade etme meselesi şöyle çözüldü. Erdoğan her aklına geleni özgürce ifade edebiliyordu:

-Ben bu anayasaya uymam!

Vay be ne cesur bir ifade tarzı denildi.

-Anayasa Mahkemesine de kararlarına da saygı duymuyorum.

Gerçekten yürekli bir çıkış diye takdir edildi.

Kendine ait siyaset dilini özgürce değiştirdi:

-Haysiyetsiz, cibiliyetsiz, züriyetsiz, çürük, aşifte!

Bu söylemler o kadar sıklıkla tekrarlandı ki, herkes alıştı. O söyleyebilir!

31 Mart 2024’ten sonra zat-ı devletleri boyunun ölçüsünü alınca durup bir bakıldı ki:

-Anormalliğin tarihi yazılmış!

İktidarın özgürlük sahası alabildiğine genişlemiş muhaliflerin nefes borularına kadar gelmiş.

Şimdilik çabalar “normalleşme” yönünde… Heyecanla izleyenler olduğu gibi umutsuzlar da var. Bi cacık olmaz diyenlerin sayısı az değil. Önce denemeli bakmalı ondan sonra çakmalı, görüşünde olanlar da mevcut. Hepsi yapıldıktan sonra eğer sonuç alınamazsa o zaman gönül rahatlığıyla sorulabilir:

-Siz normalleştiremediklerimizden misiniz?

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —