Nazım ALPMAN

Tarih: 16.05.2025 10:29

NÂZIM BURSA’DA

Facebook Twitter Linked-in

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, 2024 Haziran’ı ile 2025 Haziran’ı arasındaki on iki ayı “Nâzım Hikmet Yılı” olarak ilan edip yıl boyunca Nâzım etkinlikleri düzenledi. Proje genel koordinatörü Şafak Baba Pala, proje danışmanı ise Atilla Birkiye…

Geçtiğimiz hafta sonu (9 Mayıs Cuma) “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” başlıklı iki sergi açıldı. Biri Nâzım Hikmet görsellerinden oluşan biyografik sergiydi. Diğerindeyse yağlıboya Nâzım resimleri ve heykelleri yer alıyordu. Sergilerin küratörü Emre Zeytinoğlu idi. Her iki serginin tasarımları da Savaş Çekiç tarafından yapılmıştı.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey büyük sanatçıya olan sevgi ve saygısını dile getirirken “Nâzım Hikmet hâlâ bize yaşamı, sevgiyi, umudu ve kardeşliği anlatmaya devam ediyor” dedi.

Nâzım Hikmet Yılı Danışmanı Atilla Birkiye, “Dünya şairi Nâzım Hikmet’in yaşamına bakınca gerçekten de ‘benzersiz’ ve ‘biricik’ olduğunu görürüz. Edebiyata fırtına gibi girer, her şeyi altüst eder, putları yıkar” dedikten sonra şöyle devam etti:

-Türkçe’de sosyalist gerçekçi şiirin başlangıcı olup, onu en yüksek düzeye ulaştırdı!

Sergi küratörü Emre Zeytinoğlu sergi adını nereden aldığını şöyle anlattı:

-Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim bilindiği gibi Nâzım Hikmet’in ölümünden bir yıl önce Romantika adıyla Rusça yayımlanan, yaşamından izler taşıyan romanının adıdır. Romanda Nâzım Hikmeti’in gençlik dönemlerinde politik bir yön benimsemesi, sonra Sovyetlerdeki öğrenciliği politik gücünün yükselmesi ve sonuçta da Anadolu’ya dönüp dünya görüşünü savunmayı sürdürmesi yer alır.

Nâzım Hikmet’in politik duruşu, özel yaşamı ve sanatının birbirinden ayrılmadığını söyleyen Zeytinoğlu, “bunlar Nâzım’da ayrı ayrı kompartımanlarda değildir” dedi:

-Tümü duygusal bir tabana yayılır ve bir yaşam sevincine yönelir. Örneğin arkadaşlıkları, aşkları, hasretleri, anıları, şiirleri, resimleri yani duygularının etkili olduğu anları maruz kaldığı öylesine sert ve acımasız olaylar ve ortamlar sırasında belirir ki onun ortaya koyduğu karakter gerçekten şaşırtıcıdır. İşte bu sergide Nâzım Hikmet’e ait kaynakları kullanırken böyle bir karakter yapısını Savaş Çekiç’in mekân tasarımlarıyla izleyicilere yansıyor.

Şefik Bursalı Sanat Galerisi ve Tayyare Kültür Merkezinde 9 Eylül’e kadar Nâzım Hikmet sergileri açık kalacak.

Sergilerin açılışından sonra Güneş’in Sofrasında Nâzım Hikmet Sempozyumu’nun açılış töreni vardı. Açış konuşmasını Murathan Mungan yaptı. Başlı başına bir Nâzım Hikmet kitabı olabilecek nitelikteki uzun konuşma daha başından sık sık alkışlarla kesilince Mungan sunumunun güzelliği konusunda bir uyarı yapma gereği hissetti:

-Eğer böyle yapacaksanız ileriki bölümlerde daha çok alkışlanacak yerler var!

Mungan’ın titizlikle hazırladığı konuşmasında Nâzım Hikmet’i bir hak teslimi bakımından göklere çıkardığı saptamalarla birlikte Nâzım severlerin tüylerini diken diken edecek yerler de vardı. Örneğin Nâzım Hikmet’in, kendi etkisinde kalan şairleri önceki kuşaktan daha çok beğenmesini, “narsisizmine yenilgisi” olarak açıkladı. Kötü şiirler yazdığını söyledi. Hikmet’in, kadınlar hakkında hakaret içeren şiirlerini de bulup sempozyumun önüne koydu.

Bu kadar cesur bir Nâzım Hikmet portresi çizmesini Murathan Mungan’ın “büyüklüğüne” bağlayanlar da oldu:

-Nâzım Hikmet öldüğünde 61 yaşındaydı, Murathan Mungan ise bu yıl 70 yaşına bastı!

Sempozyum 10 Mayıs Cumartesi tam gün sürdü. O bölümü Vecdi Sayar yazacağı için ben bu kadarla yetiniyorum.

Nâzım Hikmet’in uzun yaşadığı şehirler arasında Bursa’ın özel bir yeri bulunuyor. Ama Bursa hapishanesinde!.. Büyükşehir, yukarıdaki çalışmalarla ünlü şairi bu defa hak ettiği saygıyla ağırlıyor:

-Nâzım Bursa’da!      


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —