İfral TURGUT

Tarih: 19.04.2025 18:57

O ZAMAN BAŞARAMAMIŞLARDI

Facebook Twitter Linked-in

Tarih,14 Aralık 1953. Demokrat Parti iktidarının birinci yılı dolmak üzere. Tarih eski ama olaylar ve meclis tamamen bugünkü gibi.

Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’ne akıl almaz, mesnetsiz suçlamalarla yükleniyor. Asıl amaç devleti kuran partinin mal varlığına el koymak. Gerekçeleri, CHP’nin mal varlığını, Tek Parti yönetiminin otoriter uygulamalarıyla haksız biçimde elde etmiş olması. Adaleti çok seviyorlar ya, milletin malını millete verecekler.

Abartılı, dayanaksız rakamlar, uydurma senaryolarla CHP’ni tarihi bir sorumluluğun altına sokmak istiyorlar. Parlamentodaki sayısal çoğunluğuna güvenerek “Haksız İktisap Yasası” adı altında bir yasa çıkardılar. Bir çok Demokrat Parti milletvekili bu yasa için daha sonra, “Haksız bir yasaydı,” dedi ama CHP’nin mal varlığına el koymayı aklına koymuşlardı bir kere. 

Bunun için her yol deneniyor, ilgili, ilgisiz bir sürü gerekçeyle, nedense geçmişle hesaplaşmak istiyorlardı. Mesela ilgisi yokken, 1946 seçimleri üzerinden İsmet Paşa’yı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlardı. Başbakan Adnan Menderes, kibar görüntüsüne rağmen, son derece hırçın bir şekilde geçmiş döneme, İsmet Paşa’ya, onun dönemindeki CHP yönetimine akıl almaz saldırılarda bulunuyor; hatta “muktedir” olmanın verdiği cüretle, neredeyse bütün Kurtuluş Savaşı ve devrimci döneme yoğun eleştiriler getiriyordu

İsmet Paşa kürsüye çıktı. Güya bu linç kampanyasına karşı savunma yapacaktı. Ancak iktidar milletvekilleri, yaşı yetmişe dayanmış Paşa’nın konuşmasına izin vermiyorlar; sürekli laf atarak, paşayı sözde gülünç duruma düşürmeye çalışıyorlardı. Paşa konuşmaya çalıştıkça sıralara vuruyorlar, olup olmadık laflar atıyor; paşanın dengesini bozmak için tam bir sinir savaşı yapıyorlardı.

Böyle bir ortamda konuşmaya çalışan İsmet Paşa; Meclisin kendisini bir mahkeme yerine koyduğunu, hatta mahkum ettiği kişiyi dinlemeye bile dayanamayan bir ruh hali içinde olduğunu, yasa önerisinin ruhuyla ve metniyle anayasaya, evrensel hukuk ilkelerine, Cumhuriyetin onuruna kastetmek olduğunu söylüyor; bunun CHP’nin mal varlığın müsadere etmek anlamına geldiğini anlatıyordu.

Paşa bu yasa önerisinin açıkça yeni bir rejime geçiş olduğunu ve böylece yurttaşların sorgusuz, savunmasız mahkûm edilmek olduğunu söyledi. Bu sözler karşısında Demokrat Partili milletvekillerinin Meclisteki taşkınlıkları da daha da arttı. Bağırış, çağırış arasında İsmet Paşa’ya protestolar sürerken; Paşa iyice mikrofona yaklaştı ve dedi ki; “Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz. Aydınlıktan korkuyorsunuz.”

Paşa’ya, “Meclise hakaret ediyorsun,” dediler. Paşa da, “Geleneklerimize göre davranalım. Türk geleneklerine göre bir kişi, 400 kişiye karşı fikrini söyler. Ancak, 400 babayiğit bir kişiye hücum etmez,” diye karşılık verdi ve ekledi: “Hukuk dışında hareket etmeye karar vermiş olan bir iktidar, iktidardan düşmemek için meşru olmayan her araca başvuracak yoldadır… Işıktan korkuyorsunuz,” dedi ve kürsüden indi, meclisten çıktı gitti.

Tarihi belirtmesem, isimleri çıkarsam, parti isimlerini silsem ve, “Mecliste Geçen Hafta” diye bir başlık atsam, yadırgar mıydınız, yoksa gözünüzün önüne bugünkü meclis mi gelirdi?

Aynı kafalar, aynı gasp kültürü, (bugünküne rahmet okutsa da) aynı meclis terbiyesi.

NEDEN BİR ADIM İLERLEYEMİYORUZ?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —