Gençlik bir sosyal sınıf değildir. Ama bizim için önemli bir toplumsal güç ve yarınlarımızın tek güvencesidir. Atatürk bu vatanı gençliğe emanet ederken, “Her şeye rağmen bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan güç, bugünün karanlıkları, şarlatanlıkları içinde gerçek vatan aşkıyla ışık saçmaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir,” demiştir.
Devrim tarihimiz cephedeki savaşın kazanılmasından daha zor bir dönem olmuştur. 600 yıllık Osmanlı döneminin alışkanlığı, Padişahlık ve Hilafet kurumunun karşı mücadelesi, Cumhuriyetin ilanı sırasında bile sürmüştür. Bu mücadeleye zaman zaman ara verilse bile her devirde gizli-açık devam ettiği unutulmamalıdır. Çağın Dehası, “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz,” diyerek gençliğin ne zorlu bir görev devraldığını da ifade etmiştir.
Atatürk, 25 Temmuz 1924’te Ankara’yı ziyaretinde öğretmenlere hitaben, “Cumhuriyet’in fedakar öğretmenleri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Hiçbir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, nesiller ister.” Geleceğimizin mimarı öğretmenler bu asil görevi hiçbir zaman unutmamalı, “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirmenin kendilerine Baş Öğretmen Atatürk tarafından verilmiş bir görev olduğunu asla unutmamalıdır.
Atatürk, “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır, ya da bir milleti köleliğe ve yoksulluğa düşürür. Bir kütle, millet olabilmek için mutlaka eğiticilere muhtaçtır,” diyerek öğretmenlere verilen değerin yanında, yüklendikleri misyonu da belirtmiştir. Ancak, eğitim sadece eğitimcilere bırakılamayacak kadar önemli ve hayati bir konudur. “Gençliği yetiştiriniz, Onlara bilim ve kültürün pozitif düşüncelerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler uygulamaya konulduğu vakit Türk Milleti yükselecektir,” diyen Atatürk devlet olarak, millet olarak toplumun her kesiminin ve her katmanının en önemli görevinin gelecek nesilleri yetiştirmek olduğunu vurgulamıştır.
Unutmayalım, “Bireyler düşünür olmadıkça, kitleler istenilen yönlere her zaman çekilirler.” Bunu en iyi bilenler, dahili ve harici bedhahlarımızdır.
Doğa bize her şeyi hazırlar ama hiç bir şeyi vermez. Her şeyi çalışarak kazanmamız gerekir. Ayrıca çalışmaksızın, düşünsel gelişme ve ahlaki olgunlaşma da imkansızdır. Bu imkansızlığı aşacak rehber, öğretmenlerdir.
Sevgili öğretmenlerimiz, lütfen Köy Enstitülerini bitiren öğretmenlerin, mezuniyet antlarını bulun okuyun. Onlar köyünü, dünyanın en modern köyü yapmaya ant içerek mezun oluyorlardı. Bu kadar büyük ideallerden sonra, “Ben tek başıma ne yapabilirim ki, imkanlar…” mazeretine sığınmak bizlere yakışmaz. Biz Atatürk’ün gelecek nesilleri emanet ettiği insan mühendisleriyiz.
BİZDEN HER ŞEYİ YAPMAMIZI İSTEYEN YOK.