Bir insan bir konuda ya da bir başkasıyla ilgili olarak önyargılı bir tutum içindeyse ona ağzınızla kuş tutsanız tersi bir düşünceyi kabul ettiremezsiniz. Nuh der peygamber demez. Böyle kişilerle hiç uğraşmamak gerekir.
Çünkü bakış açısı değişmez. Fikri sabittir. Aksi bir düşünce onun için mümkün değildir. Takmıştır.. Takılmıştır.. Ne baktığı pencereyi değiştirir ne de acaba diyerek araştırma soruşturma inceleme ve dinleme kelimelerinin gereğini yapar.
Fakat deneyim sahibi, görmüş geçirmiş, feleğin çemberinden geçip insan sarrafı olanlarla, önyargılı kişileri bir tutmamak gerekir.
Hayatı yaşayarak öğrenen kişiler genellikle denenmişi denemekten kaçınırlar. Bunu yapmayı boşa zaman kaybı olarak görürler. Bunda da çoğu kere haklı çıkarlar. Bu durum adamı gözünden tanımak olarak da açıklanabilir. Bu davranış bir önyargı değil tecrübelerle gelişen sezgilerin sonucudur.
Ancak önyargılı biri böyle değildir. Birinin tipine bakar karar verir. Sormaya soruşturmaya gerek duymaz. Böyle bir zahmete girmez. Tespitleri ve kararları da genelde yanlış sonuç verir.
Onların düşüncelerini fazla önemsememek en doğrusu... (t.d.)