Yavuz Sultan Selim, Şam yakınlarında otağını kurdurmuş. Üç ay kalmış burada. Bir Türkmen kızı da, padişahın çadırının düzeninden sorumluymuş
Bir sabah temizlik için geldiğinde, Yavuz’u görmüş. Görür görmez de günlü akmış Hünkara. Kalbini bir ateşkaplamış. İçin için yanıyor, eriyormuş adeta.
Bir gün, gözü, çadırının direğine ilişmiş. Tutamamış kendini ve direğin üst kısmına, ’
“Seven insan neylesin,” diye yazmış. ...
Akşam,Yavuz çadırınagelince, direkteki yazıyı fark etmiş
. “Buna cevap vermek gerek,” diye düşünerek, almış eline çakıyı ve direğe kazımış cevabını:
-Hemen derdin söylesin.”Türkmen kızı, ertesi gün gelip direkteki yazıyı görünce, sevincinden ağlamış, küçücük kalbi heyecandan göğsüne sığmaz olmuş. Sonra birden, koca cihan sultanına ilân-ı aşk etmenin ne büyük bir cüret, ne kadar tehlikeli ve ateşle oynamak olduğunu idrak etmiş. Ama aşkın gücü, aklı yenmiş, kendini tutamamış ve bir dize daha yazmış.
-“Ya korkarsa neylesin?”.Yavuz, akşam, çadıra döndüğünde, merakla direğe bakmış. O saf, temiz duygulara bir mısra eklemiş:
-“Hiç korkmasın söylesin. Ve dörtlük tamamlanmış…İki şair, bir dörtlük…
“Seven insan neylesin?
Hemen derdin söylesin.
Ya korkarsa neylesin?
Hiç korkmasın söylesin.”Sabahı zor etmiş Padişah. hemen sırdaşı Hasan Can’ı çağırtmış.
“Tîz elden bu kızı huzura getirin,” diye emretmiş. Emir yerine getirilmiş tabi. Getirmişler Türkmen güzelini… Ahu gözlü, hoş endamlı, alımlı, ceylân gibi.
Hiç beklememiş Hünkar: Düğün alayı kurulmuş. Eğleniliyormuş, doyasıya. Ama… Düğünün son gecesi …Herkes yasa boğulmuş.. Ceylan gözlü Türkmen güzelinin “
Selim” diye çarpan yüreği, bir büyük cihan sultanının aşkının heyecanını kaldıramamış ve birden duruvermiş.
O çadırın direği, bu vahim olayın şahidi olmuş asırlarca. Baktıkça hüzünlenmiş Yavuz, o direğe. Baktıkça içlenmiş. Ama hüzünlenmek, içlenmek neye çare ki? Mermer bir mezar yaptırmış Türkmen kızına ve içini dökmüş mezar taşına:
“Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek.
Giryemi kıldı hûn ekşimi füzûn etti felek.
Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân.
Beni bir gözleri âhûyazebûn etti felek.”(Yani:
“Bilmem ki gözlerime felek nasıl bir büyü yaptı.
Gözümü kan içinde bıraktı, askımı artırdı.
Benim pençemin korkusundan aslanlar(bile) titrerken
Felek beni bir ahu gözlüye esir etti.”)
ÖYLEDİR O İŞ…
- EĞER İNSANSAN, EĞER KALBİN VARSA, PADİŞAH BİLE OLSAN SÖKMEZ.
- BİR AHU GÖZLÜ GELİR VE ZEBUN OLURSUN.
