Aydin SİHAY

Tarih: 12.05.2025 12:51

PARİS

Facebook Twitter Linked-in

Gece yarısı uyandım.

Kaçıp gitmişti uykum ve ben arkasından bakakalmıştım.

Pencerenin önünde sabahın olmasını bekledim.

Kentin insanı büyüleyen ışıklarını izledim.

Kopkoyu bir sessizliği bir ambulansın acı çığlığı yırttı sanki.

Sonra bir motosikletlinin çılgınca geçişinin sesi geldi uzaklardan.

Sonra derin bir sessizlik.

Mia'da görünmüyor.

Lambası da hiç yanmadı.

Oysa ki geç saatlere kadar yazardı.

Merak etim.

Paris yavaş yavaş uyandı.

Daha doğrusu ben uyandırdım.

Aşağıdaki fırından, yeni çıkmış ekmeğin kokusu odamı doldurdu.

İnsanlar hareketlendi.

Sesler çoğaldı.

Paris'te hayat başladı.

Ama Mia hala penceresini açmadı.

İyice meraklandım.

Çalıştığı kitapçıya uğramalıyım.

...............................................

La Hune'a (çalıştığı kitapçı) uğradım. Yakın arkadaşı Adele ''gelmedi

ben de merak ediyorum'' dedi.

Zaman zaman uğrayıp, kahve içip sanattan, şiirden söz ettiğimiz

kafeleri dolaştım.

Yoktu.

Seine nehrinin yanında kurulan eski kitap çarşısını gittim.

Yoktu.

İyice meraklanmıştım.

Cep telefonu yok.

Hoşlanmıyor çünkü.

Nerelerde acaba?

Louvre'a gitmeliyim.

Ne zaman sıkılıp, bunalsam oraya koşarım.

Mona Lısa'nın karşısına geçer otururum..

Ben o'na, o bana bakar gizemli gülümsemesiyle.

O gülümsedikçe

ruhum aydınlanır, çevrem ışır.

Huzura kavuşurum,

İşte o zaman, 400 yıl önce yaptığı bir resimle bir Adana'lıyı çok mutlu eden, hayatına anlam katan Leonardo'ya bir selam çakarım. Sevgilerimi sunarım.

Gözlerinden öperim.

Mia bu yazıyı okursan eğer beni Mona'nın karşısında bulacaksın.

Aydın Sihay

Paris


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —