RİNDLERİN AKŞAMI

Rind, dünya işlerini önemsemeyen, gönül eri insandır. Özellikle Divan şairlerinin kimliğini simgeler. Yaşamayı, dostluğu, dost meclisinde bulunmayı severler. Ağzına bir damla içki koymayanları bile, zaman zaman meyhaneden, şaraptan ve sâkiden bahsederler.

Rind, dünya işlerini önemsemeyen, gönül eri insandır. Özellikle Divan şairlerinin kimliğini simgeler. Yaşamayı, dostluğu, dost meclisinde bulunmayı severler. Ağzına bir damla içki koymayanları  bile, zaman zaman meyhaneden, şaraptan ve sâkiden bahsederler.

Çağdaş Türk şiirinde rindlik ve rindandan (rindler) en çok bahseden şair Yahya Kemal Beyatlı’dır. “Rindlerin Ölümü” adlı şiirinde şu kıta dileği üzerine mezar taşına işlenmiştir.:

Ölüm âsûde bahar ülkesidir bir rinde.
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde,
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.

Aslında ölüm korkusunu yenmiş bir şairdir o. Yukarıdaki kıtayı ölüm döşeğinde yazmıştır. 

“Rindlerin  Akşamı”nda,

“Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç,” 

derken, artık sonsuza yolculuğun kaçınılmaz olduğunu anlatırken, gerektiği kadar ve gerektiği gibi yaşamış bir insan için son faslın hiç de önemli olmadığını söyleyen bir rind kimliğindedir. Benim bu şiirde en çok sevdiğim söz, işte bu meydan okumadır. “Nasıl geçersen geç.”

Peki tekrar dirilişe inanır mı, Yahya Kemal? Aslında vardır kafasında böyle bir düşünce ama çok da umurunda değildir. Olsa da olur, olmasa da. O dünyaya gelmiş, yaşamış, görevini yapmış, arkasında da büyük pişmanlıklar bırakmamış bir insandır. Tekrar dünyaya gelmek onun için olsa olsa bir avuntudur. 

“Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle,” der.

Ama hayatın doğal döngüsü, o meçhul bilinmezi gittikçe yaklaştırmaktadır onu. Az, buçuk tahmin etmektedir neyle karşılaşacağını. Der ki,

“Geniş kanatları boşlukta simsiyah acılan,
Ve arkasından güneş doğmayan büyük kapıdan,
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece. 
Gruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül.
Ya lale açmalıdır göğsümüzde, yahut gül.”

Yahya Kemal’in hayalindeki ölüm hiç de kötü bir yere götürmeyecektir bizi. Sükunet dolu rind geceleri, ya şevk, ya da aşk içinde kendimizden geçeceğimiz, göğsümüzde lalelerin, güllerin açtığı hoş bir meçhul.

Popüler kültürde bu şiire “Dönülmez Akşamın Ufkundayız” derler. Çünkü şarkılar genellikle ilk mısraıyla isimlendirilir.   Şiirin orijinal adı “Rindlerin Akşamı”dır. Orada durmamıştır, Yahya Kemal. Bir de “Rindlerin Ölümü”nü yazmıştır.  Şiraz'da Konsolosluk yaptığı dönemde gerçek bir rind olarak yaşayan ve gerçek bir rind olarak ölen ünlü şair Hâfız-ı Şirâzî'nin mezarını ziyaret etmiştir. Ona “Rindlerin Ölümü”nü yazdıran o mezardır.

 “Hâfız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış,

Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.

Gece, bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış,

Eski Sirâz'ı hayal ettiren ahengiyle.”

NE MUTLU ÖLÜMÜ DE DOĞAL KABULLENİP, GÜLÜMSEYEREK BEKLEYENLERE.

  • NE MUTLU, KABRİNDE HER SEHER BİR GÜL AÇAN, HER GECE BÜLBÜL ÖTENLERE.

(Mustafa Sağyaşar çok içten söylüyor.) 


İfral TURGUT

26.01.2025 15:54:00

YAZARLAR


ADAMOB’DAN İŞBİRLİĞİ

“KADINLAR İTİCİ BİR GÜÇTÜR”

“DİŞ HEKİMLİĞİNDE ÇAĞ’I YAKALAMIŞ DURUMDAYIZ”

ADANA’DA 2 BİN 945DEPREM KONUTU TESLİM EDİLDİ

Düzgün COŞKUN yazdı/ UTANIN, BU KENTİN İMAJINI YERLE YEKSAN ETMEYİN!

ALİ DEMİRÇALI’DAN ÖZGÜR ÖZEL’E ZİYARET

SEYHAN’DA TİYATRO SOKAKTA: ÇOCUKLAR SANATLA BULUŞUYOR

TEKDEMİR GÜVEN TAZELEDİ

BÜYÜKŞEHİR HAMAM MÜZESİ VE SABUN ATÖLYESİ AÇTI

ÖNLÜK GİYEN ERKEKER MUTFAKTA HÜNERLERİNİ SERGİLEDİ

KARAKÖSE’YE ZİYARET

ADANA’DA KALDIRIM İŞGALLERİ!

PALANDÖKEN: ÇOCUK İŞÇİLİĞİYLE MÜCADELEMİZ HIZ KESMİYOR

KARALAR UYGULAMAYA SON VERDİ

ADANASPOR: 0 IĞDIRSPOR:0

20 MİLYON 453 BİN KİŞİ SEYAHATE ÇIKTI

ADANA CHP’DE VEKİLLER VE BAŞKANLAR TOPLANTISI