Devlet hukuka dayanmazsa, insanı köleleştirmeye yönelir, hızla yaşlanır ve ölümcül “devlet yetmezliği” hastalığına yakalanır. Böyle bir devleti ayakta tutan biricik güç, artık kaba güçtür.
Kaba güç-meşruluk ilişkisi ters orantılıdır. Kaba güç arttıkça meşruluk azalır ve gittikçe yok olur, devleti de tüketir. Çünkü kaba güç, ölümcüldür.
Hukuksal ve ölçülü güç-meşruluk ilişkisi ise her zaman doğru orantılıdır.
Devlet, eğer gerçekten yalnızca ve yalnızca hukuku tanımış, hukukun üstünlüğünü içselleştirmişse, o ülkede her insan özgürdür; devlet bireylere hiçbir görüşü ve inancı dayatmaz, dayatamaz.
Bu nedenlerle, demokraside, devletin dokunduğu her şey hukuka dönüşür.
“Çok hukuk, az devlet” ilkesi, devletin meşruluğunun, dolayısıyla gücünün temelidir.
Bu temelde gelişen meşruluk katsayısı arttıkça devlet güç ve güven kazanır, devleşir.