Kafiyeli ve şiirsel tarzda konuşmayı seviyorsunuz.
“Teklifimiz otuz. Bunun dışında yokuz,” ya da
“Geçim yoksa, seçim var,” gibi.
İyi, güzel. Buna kimsenin bir diyeceği yok. Gerçekten de, bunlar iyi seçilmiş bir metin, dinlediğini anlayan ve dinlemeye hazır bir topluluk karşısında, uygun bir ses tonu ve düzgün vurgulamalarda dinleyiciler üzerinde etki yaratacak bir yöntemdir. Ama bunun için söylenen hedef kitlenin beklediği, merak ettiği, öğrenmek istediği ve o kitlenin ihtiyacını karşılayacak gerçekler olmalıdır. Ve unutmayın haberin kaynağı, haberden daha önemlidir. Haberin kaynağı sizsiniz. İnandırıcı olabilmeniz için, habere önce sizin inanmanız ve o haberin takipçisi olmalısınız.
“Otuzdan aşağı biz yokuz,” dediğiniz şey 22.104 Lira oldu, siz de yok oldunuz. Sahi neredesiniz? Otuz olsaydı nerede olacaktınız da, şimdi yoksunuz? Yok olmanız bir eylemse, o eylem nedir? Niçin yok oldunuz ve ne yapacaksınız?
Emekliye yapılacak zam %15.75 olarak belirlendi. Şimdi bununla geçimin mümkün olmadığını anlatmaya çalışıyorsunuz. Siz söyleyince mi emekli bununla geçinmenin mümkün olmadığını öğrenecek? Bunu emekliden daha iyi bilmeniz mümkün mü? Yani bizim bildiğimizi bize anlatarak size hak vermemizi istiyorsunuz. Bunları dinledikçe aklıma Emerson geliyor. Ne demişti o? “Ne olduğun kulaklarımda o kadar yüksek sesle çınlıyor ki, ne dediğini duyamıyorum.”
Siz Lidersiniz, Özgür Bey. Lütfen liderlik yapın. Bakın yönetimde üç kademe vardır. Lider, yönetici, teknisyen.
Gölge Kabineniz nerede, Özgür Bey? Mutlaka cansiperane çalışıyordur. Hiç kuşku yok. Ama ne yapıyor, ne üretti, hiç kimsenin haberi de yok. Sebebi lidersizlik olabilir mi?
Türkiye üzerinde pazarlıklar yapılıyor? Yöneticisi devlet ciddiyetinden ve geleneğinden uzak, hiçbir sorumluluğu olmayan ama her şeye yetkili birisi. Posta güvercinleri oradan oraya haberler taşıyıp duruyor. Şimdiye kadar (bana göre) devlet adamlığına yakışan iki cevabı sadece Müsavat Dervişoğlu ve Ümit Özdağ verdi. Sizden de oturduğunuz koltuğa yakışır bir cevap bekliyoruz.
Son olarak, ortalıkta dolaşan ve içimi acıtan bir sorudan söz edeceğim. Politikaya uzak birisi olduğum halde benim kulağıma geldiğine göre, halk arasında oldukça yayın bir şekilde dolaşıyor demektir. Bakın halk neyi bilmek istiyor: “CHP gerçekten iktidar olmak istiyor mu?” Duyunca içim acıdı. Cevabı sorunun içinde gibi. Bizim üzüntümüz bireysel ama soru ulusal.
Siz ne dersiniz, Sayın Özel? Lütfen, ”Sarı Öküze” dikkat.
ÇÜNKÜ NAMIK KEMAL’İN DEDİĞİ GİBİ;
“ Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletden.”