Galiba artık sona gelindiği düşünülüyor. Gaza bastılar. Laik eğitimin sonuna doğru hızla yaklaşıyoruz. Kanunla halledilemeyecek konuları şimdilik protokolle çözüyorlar. İlk protokol İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İzmir İl Müftülüğü arasında imzalandı. Buna göre İzmir genelinde 842 okulda imam hatip, kuran kursu öğreticisi, vaiz ve din hizmetleri uzmanı görevlendirildi. Böylece ildeki 2.496 okulun 3’te 1’inde uygulama başlatıldı.

Bu uzmanlar(!) öğrencilere, millî, manevî, ahlâkî, insanî, kültürel değerlerimizi benimsetmek için, akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim eğitimleri verecekmiş.

Protokol yakında bütün Türkiye’de uygulanır. Ama başlangıcın çok önemli ve simgesel bir anlamı var. İzmir’den başladı; yani Gavur İzmir’den

DİB Ali Erbaş, 5.600 imam, 700 müezzin, 1.500 de kuran kursu öğretmeni olmak üzere, 7 bin 800 atama daha yapacaklarını açıkladı. Böylece Diyanet'in personel sayısı 138.458'e çıkmış olacak. Halen imam, müftü, vaiz, müezzin ve öğretmen olmak üzere, toplam personel sayımız 130.658.

Bakın, bundan sonra neler olacak.

• 13.800 köy okulu kapatıldı. 1.300.000 öğrenci taşımalı öğretimde okuyor. Bu, 13.800 köyden öğretmenin uzaklaştırılması ve bu köylerde imamların tek kanaat önderi haline gelmesi demektir.
• Daha önce böyle bir protokol yoktu ama müftüler okullarda gizli-açık imam vs. görevlendiriyor ve bunlar belirli günlerde öğrencileri bir salonda toplayarak vaazlarını veriyordu. Şimdi artık yasal dayanak da kazandılar.
• Bunlar ilk fırsatta okullarda rehber öğretmenlerin yerini alacak kız ve erkek öğrencilere ayrı ayrı rehberler atanacak. 
• Yönetim kadrosuna girince, müdür yardımcısı olacaklar ve öğrencilerin bütün özlük işlerine bakacaklar.
• Belli bir süre sonra da okul müdürleri imamlar arasından seçilecek.
• Haftalık ders dağıtım çizelgesi değiştirilecek, din derslerinin haftalık sayısı artırılacak, yeni adlar altında bu yeni kadronun okutabilecekleri dersler icat edilecek ve laik eğitimin ipleri çekilmeye başlanacak.
• Tüm okullarda Disiplin Kurulu bu kadrodan oluşacak, Kurul başkanı ahlak polisleri arasından seçilecek. Cezalar şeriata uygun şekilde kesilecek.
• Kıyafet Yönetmeliği değişecek, öğrenciler molla kisvesine bürünecek.
• Sosyal Kollar ve kulüpler kaldırılacak yerine hadis, fıkıh, kelam kulüpleri kurulacak, öğrencilerin çağdaş yaşamla ilgileri kesilecek.
• Okuldaki mevcut, mescitlerle yetinilmeyecek, uygulamalı din ve ibadet eğitimi verebilmek için daha geniş mekanlar açılacak.
• Müfredat sil baştan yapılandırılacak, kitaplardan Atatürk ve laik eğitimin izleri silinecek, Tarih kitaplarından Yakın Türk Tarihi ve Cumhuriyet Tarihi bölümleri kaldırılacak, Tarih Osmanlılarla bitirilecek ve gelecek neslin gerçek atalarını öğrenmeleri engellenecek.
• Sınıflardaki oturma düzeni değişecek, sıra yerine rahleler konulacak ve oturarak eğitim yapılacak.
• Üniversite sınavları değişecek, puanlamada din dersleri ağırlık kazanacak. Öğrenciler çağdaş eğitimden mahrum bırakılacak.
• Rehber imamlar öğrencileri yaşam ortamında görmek bahanesiyle aile ziyaretleri yapacak, ailelerin terbiyesine sığınarak ana-babayı da etkilemeye çalışacaklar.
• Okullar Pazartesi ve Cuma günleri Bayrak Töreni ve İstiklal Marşıyla açılıp kapanmayacak, yerine, ilahiler söylenecek, Arapça dualar okunacak.

Bana, “Hadi canım sen de,” ya da, “Yok artık, iyice abarttın,” falan diyebilirsiniz. İnanın az yazdım. Yanılmış olmamı hiç kimse benim kadar isteyemez. Söyler misiniz, beş on sene önce okulda imamdan bahsetsek, ya da, 13.800 köy okulunun kapanacağını söylesek ne düşünürdünüz?

Geriye bir adım kaldı. Erbaşı Şeyhülislam, Cüppeli’yi Maarif Nazırı yapsınlar, olsun bitsin.

Şahsen, üzerine ölü toprağı serpilmiş Sivil Toplum Kuruluşlarından ve velilerden hiçbir beklentim yok ama ADD’den güçlü bir tepki, Hüsnü Bozkurt’tan bir gürleyiş duyamazsak, ört ki ölem.

Evet, aynen böyle demiştim, yıllar önce. Kehanet değil, sadece bir öngörü, bir tahmindi. Ne yazık ki dediklerimin bir çoğu gerçekleşti. Bakalım diğerleri de gerçekleşecek mi?

DİLERİM YANILIRIM. BU DA BENİM PARANOYAM OLARAK KALIR.