SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A

Hristiyanlıkta temel ilkelerinden birisi: Sezar’ın hakkı Sezar’a, Tanrı’nın hakkı Tanrıya! Yani, din ve devlet işlerini birbirine karıştırma.

Hristiyanlıkta iki temel otorite vardır: Tanrı ve simgesel olarak Sezar. Farklı konularla ilgilenen, farklı yetkileriolan; her biri kendi yasalarına, bu yasaları yürütenmeclislerine; kendi kurumlarına ve bu kurumları yönettikleri kendi önceliklerine sahip iki otorite;kilise ve devlet.

Bu iki kurum, her zaman var oldular. Bazen birlikte oldular, bazen çatıştılar ama her zaman ikisi birlikte oldu. 1789 Fransız devrimi ile birlikte uygulamada bu iki otoritenin birbirinden ayrılması (laiklik) kabul edildi ve günümüzde sürüyor.

Klasik islamda ise din ve devlet tek ve birdir. Ayrı değildir ya da ayrılabilir kurumlar değildir. Mevcut otoriteyidin ve devlet otoritesişeklinde ikiye bölemezsiniz.

İsa çarmıhta öldü. Takipçileriyse Roma imparatoru Konstantin Hristiyanlığı kabul edinceyekadar zulüm ve baskı altında yaşadılar.

Oysa islamın peygamberi Hz. Muhammed, dünyevi başarıya daha yaşarken ulaştı. Kısa zamanda büyüyüp gelişenve bir imparatorluğa dönüşecek olan devletin başındaydı.

Ordulara komuta etti, savaş ve barış yaptı, vergi topladı, yasa yaptı ve uyguladı. Yaşanantüm bu süreç, müslümanların zihninedevlet ve dinin tek ve bir olduğu gerçeğini kazıdı.

İslam hukukuna göre devlet,Allah inancını ve yasalarını savunmakve yaymak, sürdürmekve kabul ettirmek için ilahi yasalarcabuyrulan bir zorunluluktur.

Birçok Müslüman için islâm kimliğin, sadakatinve otoritenin temelidir. Modern dünyadaki ülke, ulus, ırk, sınıf, dil gibi kavramlarislam dünyasında ikincildir. Yani dinden sonra gelir. Onların anlayışında, içerideki ile dışarıdaki, kardeş ile yabancı, dost ile düşman arasındaki ayrımı belirleyen başatfaktör dindir.

Çok partili demokrasilerin olduğu modern dünya ülkelerinde sayıları çok az da olsa kendilerini Hristiyan ya da Budist olarak adlandıran siyasi partiler vardır. Bu partilerin seçmenleri ile temaslarında din teması ya hiç yoktur ya da çok azdır.

İslam ülkelerinde ise din, Türkiye’de AKP örneğinde görüldüğügibi iç siyasette uluslararası siyasetten çok daha güçlü bir faktördür. İslam dini, kitlelerimanipüle etmede, düşmanyaratıp taraftarlarını bir arada tutmada çok güçlü bir araçtır.

İslam kimliği, bağlılık ve toplumsal sadakatin esas temelidir. Riayet, sadakatin dışarıya karşı işareti olduğu için de, bundan sapmak sadakatsizlik, dönmek ise ihanettir. Dönen mürted ilan edilirve cezası ölümdür.

Kimlik ve sadakatin yanı sıra otorite de islâm tarafından belirlenir. Geleneksel islam anlayışında bir hükümdarın otoritesinin nihai kaynağıselefi ya da halk değil, Tanrı’dır.

Hükümdarı temsilciolarak seçen ve ona gücünü veren O’dur. O hukuk ve hatta yasamanın biricikkaynağıdır. Gücünü ve meşruiyetini Tanrıdanalan bir yetkiliise yaptıklarından asla sorumlu tutulamaz. Yanlış yaptığında sadece “Allah affetsin” demesi yeterlidir.

Hükümdar Tanrı’nın hükümdarıysa, uyguladığı yasalar da Tanrı’nınyasalarıysa, hükümdarın buyruğuna uymak dini bir yükümlülüktür. Uymamak hem günah hem de suçtur. Hem bu dünyada hem de ötekidünyada cezalandırılacaktır.

Abbasi klanı, savaşta Emevileri yenerek iktidara geldiklerinde "devle" kavramını ortaya attılar. Neydi bu kavram?

"İktidarı ele geçiren ve elinde tutmayıbaşaran bireyler veya hanedanlar; Tanrı’nınlütfuna erişmiş, dolayısıyla ahlaki olarak desteklenmeye layık kişilerdir. Tanrı’nınlütfuna erişmiş olanlar,zalimce davransa bile onların yönetimine yine de katlanılmalıdır."

Ortaçağ Müslümanları için dünya ikiye ayrılıyordu: Sadece İslamın inanç ve yasalarının geçerli olduğu “Dar-ülİslam” ve zamanı gelince Müslümanların islam inancını, yasalarını götüreceği, şeriat yasalarına göre yöneteceği “Dar-ül Harb” olarak bilinendünyanın diğer bölgeleri.

Bugünde geçerli bu kurala göre Türkiye dünyanın hangi bölgesinde? Tabi ki “Dar-ül Harb” bölgesinde.

Hiç umurlarında olmadığını, liyakatlerinin yetmediğini biliyorum ama ülkemizi yönetenleri yine de uyarıyorum:

Dünyanın bilişsel ve biyoteknoloji alanında yarıştığı, yapay zekanın belirleyici güç olacağı 21. yüzyılda Türkiye tıkandı. Türkiye yol ayrımında.

Ya bin beş yüz yıllık kurallar ve gelenekler bir yana konulup yol alınır ya da kaosa sürüklenir. Beka sorunu neymiş, o zaman görürsünüz.

Mahmut TEBERİK

Endüstri Mühendisi


Mahmut TEBERİK

20.09.2024 20:56:00

YAZARLAR


KADIN DERNEĞİ ADANA BULUŞMASI

ADANA’DA 23 SUÇ ÖRGÜTÜ ÇÖKERTİLDİ

ADANA’DA 3 TAŞINMAZ ÖZELLŞTİRİLİYOR

AYLIK ORTALAMA KİŞİ BAŞI BRÜT KAZANÇ 26 BİN 402 TL

KIŞ AYLARINDA SİNÜZİT VAKALARINI TETİKLEYEN 5 ETKEN

AKRAN ZORBALIĞININ 11 BELİRTİSİ

ZİRAİ İLAÇ ATIKLARI GERİ DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR

İŞ DÜNYASI NASIL BİR MEZUN BEKLİYOR?’

DİŞ HEKİMLERİNDEN ADANA BAROSUNA ZİYARET

DEMİRÇALI’DAN MAHALLE VE ESNAF ZİYARETLERİ

ŞİRKETLERİN YÜZDE 26'SINDA HİÇ KADIN ÜYE YOK

7 VALİ GÖÇLE TOPLANTISINDA BULUŞTU

SAĞLIK ÇALIŞANLARI 42 HAFTADIR VERGİDE ADALET İSTİYOR!

ADANALI BAŞKANLAR VE VEKİLLER BİRARADA

MİADI DOLMUŞ İLAÇLAR YÜREĞİR’DE TOPLANACAK

YAŞAR KEMAL PARKINNI KORUMALIYIZ

VERGİ DENETİM SEKTÖR İÇİN BAŞARI GETİRECEK BİR OLGUDUR