İfral TURGUT

Tarih: 26.10.2024 20:22

SİNE-İ MİLLET

Facebook Twitter Linked-in

Türkiye’de siyasi temsil meşruiyetini yitirdiği düşünülen TBMM'den çekilerek siyasete halk içinde devam etmek anlamında kullanılan ifade. Tarihimizde  dönemde birçok siyasetçi tarafından dile getirilmiş olsa da fiili olarak şimdiye kadar hiç bir siyasi parti tarafından uygulanmamıştır. Neden? Çünkü karar milletvekilleri tarafından alınır ve uygulanır. İstifa eden milletvekili ise maaş alamaz. Yani cüzdan ve vicdan meselesi.

Bugünkü meclis meşruiyetini nasıl koruyor? Ara sıra meclise gidip, birkaç söz edip, efendilerinin talimatları doğrultusunda parmaklarını indirip, kaldırıp, o ballı tabir edilen maaşlarını alarak ve milletvekili olmanın her türlü nimetinden faydalanarak. Ya, yasama görevleri… O da ne ki? Fiilen öyle bir yetkileri yok. (Elbette vatanını, milletini seven ve onlara hizmet etmek için gerçekten çalışan milletvekillerimizin tenzih ediyorum.)

Sine-i millet ifadesi, siyasi tarihimizde çok partili döneme geçişle birlikte kullanılmaya başlandı. 1946 genel seçimlerinde usulsüzlük yapıldığını iddia ederek seçimlerin şaibeli olduğu gerekçesiyle, DP'li bazı milletvekilleri sine-i millete dönmek istediler ama bunu gerçekleştiremediler. 

1987 genel seçimlerinde, Anavatan Partisi, birinci parti olarak yüzde 36 oy aldı ama 1989 yerel seçimlerinde oy oranı yüzde 21'e düştü ve seçimde üçüncü parti oldu. Yerel seçim sonuçlarını gerekçe gösteren bazı DYP ve SHP milletvekilleri TBMM'deki partiler arası milletvekili dağılımının halkın iradesini yansıtmadığını öne sürerek sine-i millete dönmeyi teklif etti ama bu  da gerçekleşmedi. Ne kadar bugüne benziyor, değil mi. Bugünkü meclis millet iradesini yansıtıyor mu?

Sine-i millete dönmeyi fiili olarak günümüze kadar gerçekleştiren tek kişi, 1989'da Turgut Özal'ın cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası milletvekilliği görevinden istifa eden DYP üyesi Murat Sökmenoğlu'dur. (Hatay Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in oğlu. Ruhu şad olsun.) Turgut Özal'ın mecliste gerekli oy oranını almadan seçildiğini ifade ederek bu durumu protesto amacıyla istifa etmişti. 

Türk siyasal hayatında bilinen ilk sine-i millet girişimi, Mustafa Kemal’in Millî Mücadele sırasında İstanbul Hükümeti tarafından başkente çağırılması üzerine askerlik görevinden istifa etmesiyle başladı. Mustafa Kemal “Mübarek vatan ve milleti parçalanmak tehlikesinden kurtarmak ve Yunan ve Ermeni amaline kurban etmemek için açılan mücahede-i millîye uğrunda milletle beraber serbest surette çalışmaya sıfat-ı resmiye ve askeriyem artık mâni olmaya başladı,” diyerek bütün resmi görevlerinden ayrılmış ve milletin sinesine dönmüştü. 

 

Kendi adıma söylüyorum; bugünkü meclisten böyle bir yiğitlik ve onurlu davranış beklemiyorum. Evet, ağır konuşuyorum ama vazgeçtik hemen seçimden, erken seçim sözünü duyan herkes gülüyor ve “İki seneden önce imkansız,” diyor. Sebebi ise gayet basit: Hiçbir milletvekili özlük haklarını kazanacak süreyi doldurmadan asla istifa etmez. “Yazıklar olsun,” sözü ağır olabilir ama “Bravo,” diyecek halimiz de yok. Zaten dönseler bile, bu milletin sinesinde kendilerine yer bulamazlar.

 

MİLLET BUNA MÜSTEHAK DEĞİL AMA…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —