Akşam saat 18:55'i gösteriyordu. Cep telefonum çaldı. "Alo" derken, "Düzgün Hocam, iyi akşamlar, yeni yılınız kutlu olsun. 2025'te ne bekliyorsunuz" demesin mi?
Ne diyeceğimi bilemedim. Birkaç saniye düşündükten sonra dedim ki, "Yeni yıl bizden var olanı alıp götürmesin vallahi billahi bir şey istediğim yok sağlık ve huzurdan başka. Elbette toplumun refahı için ülkede her türlü şiddetin sona ermesi, barış ve güvenliğin sağlanması genç nesillerinde geleceği".
Kıymetli meslektaşımı gülme krizi tuttu. Konuşacak takatim bile kalmadı. O ara kıssadan hisse şu fıkra aklıma geldi:
Padişah zam yapmış, Sadrazam "Halkın suratı biraz asık, canı da sıkkın ama işlerine devam ediyorlar" demiş.
Padişah bu inadından vaz geçer mi hiç, kim inadından vaz geçirebilir ki!
İkinci zammı yapmış, sonuç aynı. Halkta tepki yok. Herkes işinde gücünde.
Üçüncü zamdan sonra, Sadrazam Padişah'a "Halk gülüp oynuyor"demiş.
Padişah da "Aman son zammı geri çekin bu iyiye işaret değil" cevabını vermiş.
Şimdi kendi kendime diyorum ki kıymetli meslektaşımı gülme krizi tuttuğuna göre, bu anlatımın Padişah ile benzer bir yanı var mı, yok mu, bunun yanıtını siz değerli okuyucu ve paydaşlarıma bırakıyorum.