Çukurova’da etkili olan kuraklık, dolu, don nedeniyle üreticilerin kaygıları doruğa yükselmiş durumda! Ne ilgili odaların ne ilgili bakanlığın ne de “iktidarın” somut adımlar attığına şu ana dek tanık olamadık! Yalnız konuşuluyor! Bugüne değin ne denli “destek” oldukları konuşmalarının “hep” odağı oluyor! Üreticinin “uykularının bozulmasını” önlüyor mu; hayır!
Edindiğim bilgiye göre, yaşanan doğal yıkımlardan dolayı buğdayların söküldüğünü, bahçe ürünlerinin çoğunun zarar gördüğünü, Ankara’da yapılan bölge toplantısında TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’na iletildiğini belirtiyor Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Şahin Bilgiç. Yaptığı açıklamasında tarımsal üretimin sürdürülebilmesi için zaman yitirmeden saptanan zararların karşılanması gerektiğini de vurguluyor! Bundan başka Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla girdi fiyatlarının da düşürülmesi yineliyor! Sonra da bekle ki ilkyaz gelsin!
***
Şu biliniyor; üreticinin tek sorunu doğal yıkımlardan kuraklık, dolu, don değil! Her yıl biraz daha artan girdi fiyatları yıllardır dillendiriliyor… Odalardan, borsalardan her toplantılarında bunlara değindiklerini duyuyoruz! Ancak bunları ne ilgili bakanlığa ne de “iktidara” yakın isimlere içten bir biçimde anlattıkları kanısında değilim! Her karşılaştıklarında bile getirilmiş olsaydı, sorunları dile getirmek için kapıları çalınmış olsaydı, büyüyen sorunların neden olacağı çıkmazlar anlatılmış olsaydı “belki” bugün üreticiler için daha iyi günler olabilirdi!
Katıldığım bir toplantıyı anımsıyorum… Tarım Bakanı gelmişti. Mısır üzerine konuşmalar yapılıyordu! Kürsüye çıkan her oda/ borsa yetkilisi “iktidarın” yaptıklarını değil/ söz verdiklerini övmekle bitiremiyorlardı! Çok bekledim ama; biri çıksın, “bakanım, üreticinin durumu bildiğiniz gibi değil, girdi fiyatları artarken açıklanan taban fiyatı çok komik kalıyor” demedi! Hasat döneminde daşalımla sağlanan ürünlerin üreticiyi çıkmaza sürüklediği anlatılmadı, birçok üreticinin tarlasını ekmekte zorlandığını dillendirmedi! “Cak/cek” ile biten sözlere övgüler dizildi!
***
Bugün doğal yıkımları konuşuyoruz… Kuraklığın, dolu/ don olayının üreticiyi uğrattığı zarardan söz ediyoruz! Bir de TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na yaşananların iletildiğini öğreniyoruz! Sağır sultanın bile duyduğu doğal yıkımı, Hisarcıklıoğlu’nun duymadığına mı inandırılamaya çalışılıyor? Baskınlarla içeri alınmalar nasıl duyulduysa, İstanbul’la diğer kentlerde yaşanan deprem sarsıntıları nasıl biliniyorsa, bunların TOBB’ca bilinmesi gerekmez mi? Sizin ödeviniz çözümü ivedileştirmek olmalı!
Bu tür yaklaşımların ne üreticinin sorunlarını çözmede etkili olacağını ne de duyarlılık sağlayacağını düşünmüyorum! Yüzlerce üyesi olan odaların/ borsaların üreticilerin uğradığı zararları bilmediklerini, üreticilerden bunca çıkmaz içerisinde dayanma gücü beklemeyeceğini gördüklerini/ yaşadıklarını düşünüyorum! Çözüm için izledikleri yolun yarar sağlamayacağını öngörüyorum!
***
Doğal yıkımlardan zarar gören üreticiler için çözüm üretilmesi gerektiği apaçık ortada, ancak geçmişten gelen sorunlara yaklaşımlar, söylemlerin içten olmayışı bugünlere getirdi üreticiyi! Yıllardır süregelen girdi fiyatları artışı, düşük taban fiyatlar, desteklerin yetersizliği; hepsi unutulmuş gibi, şimdi yeni bunalımlar karşısında benzer bir yaklaşım izleniyor!
Şunun altını çizelim; TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na iletilen bilgiler bir yenilik değil, çözüm odaklı hiç değil! Üretici yalnızca açıklamaları değil, üretimine dokunacak eylemler istiyor. Tarımsal üretimin sürekliliği, üreticinin geleceği için gereken tüm adımların ivedi olarak atılması gerekiyor. Çözümü ertelemek, konuşmayı eylemin yerine koymak yalnızca bu sorunları daha da büyütüyor. Bugün üreticinin yanında durulmuyorsa, yarın hasadı konuşacak üreticiler kalmayabilir. Bu, yalnızca Çukurovalı üreticinin değil, ülkede yaşayan herkesin sorunu! Çünkü tarım olmadan yaşam da olmaz!