Bazen zaman bulursam ben de göz gezdiriyorum. Ciddi yazılar görürsem okuyor, güzel fotoğraf ve resimleri beğeniyorum ki paylaşanlara teşvik olsun.

Bazı paylaşımlar gerçekten de yararlı bilgiler içeriyor. Tarihle, teknoloji ve sosyal yaşamla ilgili çok güzel bilgiler oluyor. Bunlara emek verip, insanların önünü aydınlatan, bilgi dağarcığını genişleten duyarlı ve sorumlu kişilere teşekkür ediyorum.

Ancak “ben de varım” demek için, “ben de bir şeyler paylaşayım da yaşadığım belli olsun” demek için yapılan paylaşımlar gerçekten de çok sıkıcı ve boşa yer kaplayan işler oluyor.

Hele de yazdığını okumayan, paylaştığının ne anlama geldiğini, başkaları tarafından ne şekilde değerlendirilip, yorumlanacağını düşünmeyen kişilerce yapılan paylaşımlar sosyal medyanın cılkını çıkarmış durumda.

Öylesine yararlı, öylesine işe yarar bir şekilde kullanılabilecek bir ortam, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar tarafından giderek atık yazı ve görsel çöplüğüne dönüştürülüyor.

Bir düşünün internet keşfedilmeden, buna paralel olarak sosyal medya platformları kullanılmadan önce insanlar birbiriyle bu kadar fazla etkileşimde bulunabiliyor muydu?

İletişim bu kadar güçlü ve geniş bir yelpazeyi kapsıyor muydu?

Ancak televizyon, gazete, dergi, kitap ve kablolu telefonlar sayesinde dünyadan ve birbirinizden haberdar olabiliyorduk.

Şimdi bazıları yağı çok bulunca kafasına sürenler gibi ne yapacağını şaşırmış durumda.

“Acaba ne yapsam da bugün çok beğeni alan bir paylaşım yapsam.”

“Bugün ne yazsam da insanlar beni konuşsa.”

“Bugün kime sataşsam da dikkat çeksem” diye düşünüp, cep telefonuna gömülenler yüzünden, bırakın sosyal medyanın kokuşmasını, gerçek yaşamdaki insani ilişkiler bile hepten yok olmaya başladı.

Bu yüzden de çoğu kişi neyi ne için yaptığını bilmeden, sonunu düşünmeden, nelerle karşılaşabileceğini hesaplamadan bir yöne doğru hep birlikte koşuyor.

Ve bunlar gerçek hayatta ne yaparsa yapsın bir şekilde cep telefonunun kamerasıyla kaydedip ya sosyal medyada paylaşıyor ya da direkt mesajlarla tanıdıklarına gönderiyor.

Hatta birbiriyle tartışan, kavga yapan kişiler bile hemen cep telefonlarının kamerasını açıp, olan biteni kaydedip, anında internete yüklüyor.

Televizyon haberlerinde, sosyal medya platformlarında bu tür görüntüler çok sık yer almaya başladı. Hatta bazı muhabirler bile haberlerini bu şekilde elde ettikleri bilgi ve görseller üzerine oluşturuyor.

Ve insanlarda bir konuda haklı olduklarını ispat etmek için mutlaka kamera kaydı yapması gerektiği düşüncesi oluştu.

Kamuya açık ya da kapalı alan olması fark etmiyor artık. Çekilen kamera görüntüleri hemen yayına sokuluyor.

Bunları çekmek suç teşkil eder mi, yayınlamak yasalara aykırı mı, insan hakları ihlali oluyor mu diye düşünen yok.

Bunun yanında sosyal medyayı kötü amaçları için kullananlar da oldukça fazla.

Bence bu duruma bir çekidüzen vermek gerek. Özgürlük güzel şey. İletişim çok önemli. İnsanları bilgilendirip, aydınlatmak adına yapılan paylaşımlar oldukça yararlı ama toplum düzenini, insan davranışlarını olumsuz etkileyen girişimlerin de önüne geçmek gerekir.

Çözüm elbette ki hepten yasaklamak ya da engellemekte değil. Belli bir düzen ve etik kurallar çerçevesinde kullanılan sosyal medyanın yararı sayılamayacak kadar fazladır.

Ancak bu alanı çöplüğe çevirenler yüzünden insanlığın bu müthiş keşfi giderek gerçek amacından sapıyor.