Dün gece düşümde nenemi gördüm.
Gülümseyerek saçımı okşadı.
Sarılıp "nene seni çok özledim" dedim.
Yavaşça uzaklaştı el sallayarak.
Nenemi sevgiyle anarken…
"Hadi nene" derdim
"Suyun üstünde yürümeye gidelim"
Severdi beni nenem.
Kırmazdı..
Siyah mantosunu giyer, başörtüsünü bağlar, elimden tutar yola düşerdik.
Elime bir Adana simidi tutuştururdu.
Yol boyunca onu gevelerdim.
Küncüsüne bayılırdım.
Adana simidine düşkünlüğüm o günlerden yadigardır.
Yolda nenemin ahbaplarıyla karşılaşırdık sık sık.
Ayak üstü sohbet ederlerdi.
Nenem konuşmayı severdi.
Sıkılınca mantosunun eteğini çekiştirirdim.
Anlardı.
Yürümeye devam ederdik.
Nihayet Taşköprü'ye varırdık.
Bu köprü askılı kısa pantolon giydiğim günlerden beri beni büyüler
Neden bilemiyorum?
Belki dingince akan nehir?
Belki de mimarı yapısı.
Suyun üstünde el ele yürürdük nenemle.
Bir baştan bir başa...
Tekrar
Bir baştan bir başa.
Nenemin elinden kurtulur, nice kavimlerin geçtiği köprüde neşeli çığlıklar atarak bir o yana bir bu yana koşturup dururdum.
"Nene hadi kalkıp gelsene yine suyun üstünde yürüyelim."
Aydın Sihay
-----------------------------------------------------
DAŞKÖPRÜ
Bu kez bu taraftan baktım.
Berigeçe'den ötegeçe'ye temaşa
