Mesele artık İmamoğlu meselesinden çıkıştı, mesele tamda 23 yıldır özlemini çektiğimiz Demokrasi meselesidir.
Peki, 23 yıldır Demokrasi vardı da bu gün mü yerle bir oldu diyebilirsiniz. Bu gün pik noktası dediğimiz olaydır, ondan mesele bu kadar büyük. Daha önce yapılanlar az mı diyenler olabilir, değil elbette. Bu ülkede Kürtlerin kendilerine rol model olarak gördüğü Selahattin Demirtaş, 8 yıldır hapiste! Bu ülkede birçok kereler Avrupa insan hakları mahkemesinin kararları olmasına rağmen Selahattin Demirtaş ve Osman kavala serbest bırakılmadı.
Ne deniyordu o günler? Avrupa bizim iç işimize karışamaz, yargımız bağımsız! bu günde aynı nakarat söyleniyor, “Yargı Bağımsız”! Olması gereken budur aslında, o zaman Anayasa mahkemesinin verdiği bazı kararlarda Devlet Bahçeli ne diyordu? Anayasa mahkemesi kapatılmalı! “İstediğiniz zaman yargı iyi çocuk, istemediğiniz zaman kötü çocuk”.
Demem o ki, bana göre kararlar çıkarsa tadından yenmez misali. Peki, insanın aklına çok soru geliyor bu yargı neden hep CHP’li Belediyelere yolsuzluk üzerinden kararlar veriliyor? Hiç mi bir Allahlın kulu AKP’li belediyelerde yolsuzluk yok? Hatırlayan hatırlar, bir dönem Mentol yorgunluk adı altında AKP’li Belediyeler görevden alındı! Orada aslında sorun neydi? Reisin benden “hamaratını sevmem” meselesi idi. Sonrası bunlar hakkında hiç dava açıldı mı? Hayır.
Hala şimdiki CHP’li Belediyeler o Belediyelerin borçları altında sürünmüyor mu? Geldiğimiz nokta yapılan bir şey olsa bile altında mutlaka bir olgu vardır meselesi ile her olaya kuşku ile bakar olduk. Hayatımda 3500 den fazla köşe yazısı yazdım ve her defasında tarafımın halk olduğunu ve garip, gurabanın parasını kim çalarsa karşısında olduğumu beyan ettim. Eğer bir yolsuzluk varsa kim olduğu önemli değil çeksin cezasını. Benden olması bir şeyi değiştirmez. Fakat sadece siyasi rakibiniz diye insanlara acı çektirmeniz kabullenemez. Mesele sadece sizin o koltuktan inmemesi üzerine ve yaptığınız suçların cezasını çekmemek üzerine ise işte ben orada sokağa da çıkarım İmamoğlu’nun arkasında da dururum.
Mesele olaylara vatan olarak bakmamaktan kaynaklanıyor ülke insanı holigan gibi siyasetçi tutmasından kaynaklanıyor. Konunun sadece halk olduğunu unutan bir dolu insan var. Bu gün gittim oyumu sandığa attım, tek aday meselesi tartışılabilir fakat bu gün bunun sırası değildir, bu gün Demokrasiye vurulan darbenin halk tarafından tepki meselesidir. Bu ülkede artık kendine göre siyaseti dizayn edenlerin tamda yok edilmesi meselesidir. O yüzden halkın üye olmayanların daha çok sandığa gittiğini gördükten sonra Demokrasiye olan düşüncem daha da arttı. Bir konu daha var aslında bu sorunu kendine olumluya çevirmeye kalkanlarımda görmek ona göre davranmak gerek. Buraya nasıl gelindiği de çok önemli günlerce örgüt içinde bu normalleşmenin yanlış olduğunu söyleyenlerin nasıl linç yediğini gözlerimle gördüm ve şimdi o linç edenlerin işte bu böyle sert muhalefet yapılır dediğini de hayretler içinde izlemekteyim.
Bazen “bir musibet bin nasihatten iyidir” sözünden yola çıkarsak İmamoğlu meselesi insanların daha çok Demokrasiye bağlılığını göstermiştir.