Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavına ilişkin suçlamaları yanıtlarken “gerizekalıya anlatır gibi tane tane anlatıyoruz ama yetinmiyorlar” sözünü uzunca düşündüm! Yalnız Bakan Tekin’in değil, diğer bakanların da yaptıkları açıklamaları açıp yeniden okudum, yeniden düşündüm, “tane tane” anlattıklarını ileri sürseler de bir şey anlamadığım gibi, bunu neden yapma gereği duyduklarına da anlam veremedim!
LGS konusunda bir suçlama yapılıyor, yaşananların gerçeğini anlatmak için basının karşısına çıkıp soruları “tane tane” sözcüklerle anlatıyor, bunu ortaya atanların/ dile getirenlerin “gerizekalı” olduğunu söylüyor, ancak dönüp "yirmidokuz kişiyle ilgili soruşturma açıldı, okuldaki. Biz idari soruşturma yaparız, idari soruşturma neticesinde ilgiliye disiplin cezası uygulayabiliriz” dedi; neden? Her şey uygun yapılmışsa, soruların önceden verilmesi gibi bir kuşku doğmamışsa neden soruşturma istenir ki; konuşanlar sussun diye olamaz kanımca, bu benim için “elde var bir” demektir!
***
Bakan Tekin’in “gerizekalıya anlatır gibi tane tane anlatıyorum” dediği gibi, Hazine-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’te emeklinin/ ücretli çalışanın gözlerine bakarak “içinden” aynı sözcükleri sıraladıklarını düşünüyorum! Aradan yirmibeş ay geçmiş biliyor musunuz? Görevde bulunduğu yirmibeş ay boyunca yalnız emeklilerle ücretli çalışanların alım güçleri daha da gerilemiş!
Emekli/ ücretli derken, ülke nüfusunun yüzde yetmişinden söz ediyorum! Bir üstteki yüzde beşlik bölüm varlıklarını katlayarak büyütürken, aradaki yüzde yirmilik katman da “ne şiş yanıyor, ne de kebap” durumunda; bu yurdun küçük esnafı, aile bireylerinin el emeğiyle ayakta duran küçük işletmeler/ küçük burjuva…
***
Bakan Şimşek, Tüik’in aylık enflasyon verisini, merkez bankasının duyurduğu politika faizini “sanki” bilgisi yokmuş da/ herkes gibi birlikte duymuş gibi “olumlu” iletilerini yayınlıyor sosyal medya üzerinden! Yurt dışında “yatırım arama” gezilerinde bulunduğu toplantılarda da “tane tane” ülkedeki yurttaşın yaşadığı enflasyonu değil de, Tüik’in verilerine dayanarak “yatırım yapılacak ülkeyiz” saptamasını dile getiriyor!
Bakan Şimşek’in yurt dışı buluşmalarında dillendirdiği “yatırım yapılacak ülkeyiz” savı, içerideki çelişkiyi daha da belirgin kılıyor. Bir ülkenin yüzde yetmişi geçim sıkıntısı yaşarken, emekliler ücretli çalışanlar borç içinde yüzerken, nasıl olur da güvenilir bir yatırım ortamından söz edilebilir? Ekonomik büyüme verileri, bir avuç azınlığın varlığını büyüttüğü; küçük esnafın ayakta kalma savaşı verdiği, halkın büyük bir katmanın ise yalnızca yaşamda kalmaya çalıştığı bir ortamda ne anlam taşır? Bu büyüme değil, aslında bir avuç azınlığa doğru akan bir varlık akışıdır. Adaletsiz bir düzen demektir!
***
Ama gelin görün ki "tane tane anlatıyoruz" denilen yerde, halkın aklını küçümseyen bir umursamazlık dile getiriliyor. Bir bilgi aktarılmıyor, karar veriliyor aslında; bu kararın satır aralarında, "siz anlamazsınız" denen sesle, kendi karmaşık duygularını örtmeye çalışıyor. LGS'de yaşanan tartışmalarda yirmidokuz kişiye ilişkin soruşturma açıldığını söylemek bile başlı başına bir gerekçe değil midir?
Eğer her şey yolundaysa, o zaman o tümce neden var basın açıklamasında? "Tane tane" anlatmakla övünen bir makamın, aynı netlikte/ saydamlıkta yanıt veremediği sorular, kamuoyunun belleğinde su gibi bulanık akmayı sürdürüyor!
***
Bakan Tekin’in “tane tane” sözleri gibi, Bakan Şimşek’in verileri de gerçeği anlatmaktan çok, gerçeği gizlemek için kullanılıyor. Sanki ülkenin emeklisi, ücretli çalışanı, küçük esnafı bu verileri görecek; her şeyin aslında yolunda olduğunu anlayacak. Oysa onlar, gerçekleri pazarda, markette birebir yaşıyor!
Devletin görevi, yalnızca sayılarla oynamak ya da dışarıya şirin görünmek değil. Devletin ilk görevi, yurttaşın onurlu bir yaşam sürmesini sağlamak. Yöneticilerin her sözü, her eylemi, her kararı bu ilke üzerine kurulması zorunludur! Her şeyi “tane tane” anlattıklarını ileri sürseler de, koşulların yaşananlarla ilişkilendirilemeyeceğini biliyorum!