TANRI ÖLDÜ

Sabah vakti bir adam pazara geldi. Güneş doğmuş olmasına rağmen, elinde fener vardı. İnsanlara “Tanrı’yı arıyorum,” diye bağırdı. İnsanlar güldüler, onunla alay ettiler. Sonra adam  kalabalığa dönerek “Tanrı öldü! O’nu biz öldürdük,” dedi.

Sabah vakti bir adam pazara geldi. Güneş doğmuş olmasına rağmen, elinde fener vardı. İnsanlara “Tanrı’yı arıyorum,” diye bağırdı. İnsanlar güldüler, onunla alay ettiler. Sonra adam   kalabalığa dönerek “Tanrı öldü! O’nu biz öldürdük,” dedi.

Pazardaki adam Nietzsche’ydi ve Tanrı’ya inanmayan, fakat Tanrı’nın yokluğunun sonuçlarını da düşünmeyen modern insanı anlatmak istiyordu. Nietzsche’ye göre insanlar Tanrı’nın otoritesini reddetmiş ama yerine hiçbir şey koymamıştı.

Batı uygarlığı, kendini yüzyıllarca Hristiyan ahlakı ile tanımladı. Bu ahlak acıya anlam yükler ve itaati erdem sayardı. Modern dünyada bilim ve sekülerleşme ile bu sistem çöktü ama insanlar o aynı kalıplarla yaşamaya devam etti.   

Nietzsche, ateist değildi. “Tanrı öldü” sözünü Tanrı’nın gerçekten var olup olmadığına dair bir tartışma konusu açmak için söylemedi. Aksine, modern dünyanın içine sürüklendiği büyük bir kültürel ve ahlaki boşluğu görünür kılmaya çalışıyordu. İnsanlar kendi yarattıkları bu boşluğun farkında değildi. 

Nietzsche’ye göre Tanrı fikri, bilimsel düşüncenin yükselişi, kilisenin otorite kaybı ve bireyci yaşam anlayışının güçlenmesiyle kendiliğinden çökmüştü. İnsanlar görünüşte hala dinî sembolleri koruyor, ahlaki kavramları kullanıyordu ama kullandıkları sembollerin ne anlama geldiklerinin bile farkında değildi. Bütün uygulamalar şekilseldi. Nietzsche ise, elinde fenerle, gün ışığında Tanrı’yı ararken kalabalığa, “Tanrı öldü. Onu biz öldürdük,” diye haykırarak, bunları anlatmak istiyordu. Ona göre Tanrı’nın ölümü, yalnızca bir inancın sönmesi değil; aynı zamanda o inanca dayanan ahlakın, anlamın ve değerlerin de yok olmasıydı.   

Ahlakın olmadığı yerde, “iyi” ve “kötü” neye göre belirlenecek, hayat ne uğruna sürdürülecek, erdemlerin sahibi kim olacaktı? Gelinen nokta, hiçbir şeye inanmayan, hiçbir değeri temel kabul etmeyen, amaçsız ve yönsüz bir insanlık doğmuyor muydu?

Nietzsche’nin çığlığı bir yok oluşun korkusu değil, bir uyanışa çağrıdır. Tanrı’nın otoritesine dayanmayan ama insanın yaratıcı gücüne dayanan yeni değerler yaratma davetidir.    Nietzsche’nin asıl hedefi, insanın kendi içindeki potansiyeli keşfederek kendini aşması ve bir üstinsan düşüncesinin gündeme gelmesidir.

Nietzsche’nin, “Tanrı öldü, onu biz öldürdük” sözü, bir inanç saldırısı değil; modern insanın ruhundaki derin boşluğa yönelik keskin bir teşhistir. Bu söz, insana büyük bir sorumluluk yükler. Bir zamanlar Tanrı’nın taşıdığı anlam ve değer yükünü artık insanın kendisi taşımalıdır. 

NİETZSCHE BÖYLE DÜŞÜNMÜŞ, BÖYLE DE SÖYLEMİŞ.

  • PEKİ MODERN İNSAN NASIL DÜŞÜNMELİ ACABA?

İfral TURGUT

3.12.2025 21:27:00

YAZARLAR


BÖLGE GAZETESİ 37 YAŞINDA

ADANA ŞALGAMI, AB TESCİLLİ ÜRÜNÜ OLUYOR

YÜREĞİR’DE ENGELLİLER GÜNÜ ETKİNLİĞİ

PİLİÇ ETİNDE GIDA GÜVENLİĞİ: SOĞUK ZİNCİR VE DOĞRU PİŞİRME İLE EN GÜVENLİSİ PİLİÇ ETİ

143 ŞIRKET HALKA ARZ ONAYI BEKLIYOR!

ADANA ŞALGAMI AB YOLUNDA

ADANA’DA GIDA ÜRETIMI YAPAN IŞYERLERİNDE DENETİM

Düzgün COŞKUN Yazdı/ EKOLDUN, HEP GÜLDÜRDÜN BU KEZ AĞLATIN!

Aydın SİHAY Yazdı/ ŞEHRİN RENKLERİ

ÇİFTÇİ TARLADAN ÜRÜNÜNÜ KALDIRAMIYOR

ENGELLİ BİREYLERİN EN TEMEL SORUNU ERİŞİLEBİLİRLİK

“DOZUNDA IÇILEN KAHVE, KANSER RISKINI AZALTIYOR”

DEMİRSPOR HAFTALAR SONRA PUANLA TANIŞTI

ADANA'NIN 15 MİLLETVEKİLİ VE PARTİLERİ

SEYHAN NEHRİ-1980'Lİ YILLAR

SARIÇAM’DA 5. ÂŞIKLAR ŞÖLENİ

SEYHAN’DA MOLOZ DÖKÜMÜ MÜCADELESİ