AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 5 Ocak 2025 tarihinde partisinin Rize İl Kongresinde, kendisine gelen şikayetlere dikkat çekerek çok önemli bir uyarıda bulundu:
-Partiyi ticarethaneye çevirirsiniz!
Erdoğan başka il kongrelerini de katıldı ama “AKP ile ticaret” bağlantısını Rize’de gündeme getirmesinin acaba özel bir nedeni mi vardı?
Demokratikleşme alanında Erdoğan’a hâlâ sıcak bakanlar bu uyarının adresi konusunda umutlu yorumlar yapmaya hazırlandılar:
-Acaba beyefendi, AKP’nin iktidar yıllarında devletten en çok ihale alan bir hemşerisini mi uyarmıştı?
Bilindiği üzere “millete en derin saygılarını” sunarak hızla büyüyen Cengiz Holdingin yönetim kurulu başkanı Mehmet Cengiz, Rize’nin güzide ilçesi Kalkandere doğumludur.
Erdoğan’ın AKP ile ticaret bağlantısı gibi nazik bir konuyu, kendi inşa ettiği yapının en üstündeki kişi olarak gündeme getirmesi “takdir-i şayan bir olgu” şeklinde değerlendirildi.
İktidarda yirmi üçüncü yılına adım atan AKP’nin liderini bu konular üzüyordu. Kongre salonunda bulunanları muhatap alarak isim vermeden konuştu:
-Bazılarına bu söylediklerim zor gibi görülebilir. Ama bilin ki bu genel başkan bu cumhurbaşkanı çok şikayetler alıyor. Bu şikayetleri burada haykırmam lazım. Hepinizin bilmesi lazım.
Konu global boyutlarda olduğu için detaylara girip kimsenin kafasını karıştırmadı. Ama çeyrek yüzyıllık partisinin nasıl bir yapı olması gerektiğini şöyle açıkladı:
-AKP bir dava partisidir! Herhangi bir kazanç mevki beklentisi içinde değil davamızın bize yüklediği sorumluk gereği içinde davranmalısınız.
Vurucu cümleyi de işte burada sarfetti:
-Aksi takdirde partiyi ticarethaneye çevirirsiniz!
Genel başkan AKP’nin yanında “ticaret” kelimesini telaffuz edince ister istemez akla pandemi döneminde Ticaret Bakanı olarak vatana, millete hizmet veren Ruhsar Pekcan geliyor. Ülkenin zor günlerinde kendi şirketi olan Nanoksia Biyoteknoloji firmasının ürettiği dezenfektan alımı yapmıştı başında bulunduğu bakanlığa… Ama bunu “kazanç beklentisi” içinde yapmamıştı! Benzer ürünler arasında teknoloji olarak yüksek, fiyat olarak makul ve koronavirüse karşı etkinliği kanıtlanmış olması nedeniyle, bakanlık birimleri Nanoksia’lanmıştı!
Ticaret Bakanlığı resmi açıklamasında her şeyin “usulüne uygun” olarak yapıldığı kamuoyuna bildirilmişti. Fakat basın yayın organlarında çıkan “asılsız art niyetli haberler” yüzünden Ruhsar Hanım, bakanlığa veda etmek zorunda kalmıştı. Ruhsar hanımı Ticaret Bakanı koltuğundan eden ticari faaliyetin bütçesi 2021 yılı itibarıyla hepi topu 9 milyon liracık idi.
Şimdi denilebilir ki, onca büyük kalkınma hamlesi yapmış bir iktidarın icraatları içinde dokuz milyonun lafı mı olur? Büyük hedefleri olan bir hareket için kullanılmış dezenfektanın davası da olmaz!
Ama bir yerlerden başlamak gerekiyordu ki, AKP lideri Rize’den “temiz parti” hareketini başlattı. Liderlerin duruşları çok önemlidir. Örnek alınırlar.
Akademik çalışma alanı “Osmanlı Devleti’nde Rüşvet” olan Prof. Dr. Ahmet Mumcu bu satırların yazarına 1991’de şöyle demişti:
-Bir toplumda liderler temiz ise toplum da temizdir!
AKP liderinin Rize deklarasyonundan sonra 2025 Türkiye’sinde bu tezi şöyle revize edebiliriz:
-Parti temizse toplum da temizdir!