Terör, bir kavram olarak ilk defa Fransız Akademi Sözlüğü'nün, 1789 baskısı ekinde yer almış ve "terör sistemi, rejimi" olarak tanımlanmıştır.
Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eder.
Türkiye uzun yıllar terörizmle yaşadı. Belki de uyguladığı yöntemlerin yanlışlığından, kökünün kazınması 2002 yılına kadar sürdü. Sonra yeniden azdı, biz ise valilere, “Görmeyin, dokunmayın, hatta uçakla getirdiklerimize lahmacun ısmarlayın,”dedik ve gelecekte lazım olur diye sokaklara hendekler kazdırdık.
Sonra ömrü boyunca, “Bebek katili, İmralı Canisi” deyip asılması için miting meydanlarına ip fırlatan adam, birden bire gaiplerden vahiy alarak barış havarisi, terörist sevici, cani sevdalısı olup çıktı. Birlikte yazdıkları orta oyununa Terörsüz Türkiye dediler, şimdi de oynuyorlar. (Uzun konu.)
Aslında Türkiye şu anda tarihte yaşamadığı bir terörizmi yaşıyor. Nasıl mı?
- Tarafsızların, her an başıma ne gelecek diye yaşadığı, “Bitaraf olanın bertaraf olma korkusu,” terör değil midir?
- Bir sabah okula giden çocuğun, okulunun adının, adresinin ve statüsünün değiştiğini görmesi, terör değil midir?
- Tapulu arazisinin ekemediği, ekse de ürün yetiştiremediği yetiştirse de satamadığı, satsa da maliyetini kurtaramadığından ekmekten vazgeçtiği için kendisine sorulmadan kiraya verildiğini duyması, terör değil midir?
- Deprem bölgesinde tek geçim kaynağı olan zeytin tarlasına bir sabah, hiç haberi olmadan iş makinelerinin girip inşaat yaptığını görmesi, terör değil midir?
- Evi barkı olmayan depremzedenin sığındığı, insan onuruna aykırı, sağlıksız konteynırının durup dururken, tahliye talebini alan zavallı vatandaşın uğradığı muamele, terör değil midir?
- Demokratik yollardan seçilmiş ve yasal itiraz süresinden sonra, HSK’nin onayıyla görev yapan belediye başkanlarının, yalancı şahitlerin itirafçı kimliğiyle attıkları iftira sonunda, bir şafak vakti çocuklarının gözü önünde, göz altına alınarak aylarca, nedenini bilmediği bir suçtan hapiste yatırılması, terör değil midir?
- Demokratik tepki hakkını kullanmak için mitinge katılan, miting dağıldıktan sonra evine dönerken, tam da sınav zamanı, ters kelepçeyle hapse atılan üniversite öğrencilerinin, ana babalarının feryadına rağmen tahliye edilmeyip, geleceklerinin yok edilmesi, terör değil midir?
- Sanığın, kendisine isnat edilen suçun, işlendiği söylenen mahalde yargılanması esas iken, sırf aileleriyle görüşmesini zorlaştırmak için ulaşılması en uzak şehirlere sürülmesi, terör değil midir?
- Demokrasilerde gerekli şartları taşıyan herkesin seçme seçilme hakkı varken, “Bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesiyle daha kaç kişi telef olacak,” tehdidi, terör değil midir?
- Harcanan zaman, emek, para ne olursa olsun elinizdeki, tapunun, diplomanın, iş akdinin, makamın, mevkinin aforoz yöntemleriyle, her hangi bir zaman yok sayılacağını bilmeniz, terör değil midir?
- Genel nüfusun %8’inin, üniversite mezunlarının %9.3’ün işsiz olduğu bir ülkede, 20 milyon insanın oylarını makarna, bulgur karşılığı satarak yalan söylemeye zorlanması, terör değil midir?
- Kurulmaya çalışılan rejim, başlı başına bir terör değil midir?
Farkındaysanız büyük resme hiç bakmadım. Ömrünün 46 senesini devletine hizmetle geçirmiş bir insanın terör korkusuyla, düşüncelerini kısıtlayarak, kelimeleri seçerek ve gözlerini büyük resme çevirmeden yazması, terör korkusu değil midir?
Terörsüz Türkiye’den kasıt, PKK’sız Türkiye midir? PKK nedir ki? Köy basar, kendini patlatır, stratejik yerlere saldırılar düzenler. Güçlü bir devlet de başına bomba yağdırır yok eder. Zaten fiilen evrilerek başka bir kuruluşun içinde absorbe olmadı mı? Şimdi bize, ”Cambaza bak,” diyerek tiyatro oynuyorlar, biz cambaza bakarken de, de organize terörün senaryosunu hazırlıyorlar.
UMARIM UYANIRIZ.
- TERÖRSÜZ BİR DÜNYA DİLEĞİ İLE.