TÜRKİYE TİPİ DEMOKRASİ

Demokrasinin türlü çeşitli tarifleri olduğu biliniyor. En yaygın olarak kabul edileni için sözlüklerde şöyle deniliyor: “Halkın halk tarafından halk için yönetimi!”

Demokrasinin türlü çeşitli tarifleri olduğu biliniyor. En yaygın olarak kabul edileni için sözlüklerde şöyle deniliyor:

“Halkın halk tarafından halk için yönetimi!”

Güzel bir tanım!

Ama hayattaki karşılığı epeyce tartışılır. Sevgili Hasan Pulur ağabeyimizin sıklıkla dile getirdiği demokrasinin Türkiye’ye versiyonu vardı:

“Demokrasi güzeldir ama bizim parti kazanırsa!”

Konu demokrasi olunca onu “kurtaranları” da unutmamak gerekiyor. 12 Eylül 1980’de parlamentoyu kapatarak demokrasiyi kurtaran ekibin lideri General Kenan Evren, demokrasiye olan saygısını şöyle dile getirmişti:

-Demokrasi bize bol geldi!

O yüzden epeyce daralttılar.

On yıl önce bir başka “kurtarıcı” demokrasinin ekonomik boyutlarını ortaya koymuştu:

-Toplumsal uyanış ekonomik gelişmeyi aştı!

Çok güzel bir saptamaydı. 12 Mart 1971 döneminin genelkurmay başkanı Memduh Tağmaç yapmıştı bu yerinde saptamayı.

Görüldüğü üzere büyüklerimiz daha ziyade demokrasinin zararları üzerine uzmanlaşmışlardı. O yüzden sık sık uyarıyorlardı:

-Aman sakın ha, fazla demokrasi istemeyin!

Yeteri kadar olsun, büyüklerin canı sıkılmasın, küçüklerin de canı yanmasın!..

Demokrasinin gelişkin hale gelmesi için çok canlar yandı. En son 1998’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ın canı yandı. Başkanlıktan alınıp Pınarhisar Cezaevine konuldu. Ne büyük bir vicdansızlıktı!?! Çok çile çektirildi. Tam 120 gün hapis yattı.

Böyle eksik gedik 2000’lere kadar geldik. Bundan sonra şaha kalktı!.. Demokrasinin önünde hiçbir engel kalmadı!

Neyse ki demokrasinin aldığı o yaradan sonra Türkiye düze çıktı, her şey dümdüz oldu!

Ülkemize özgü güzel(!) bir demokrasi rotası çizildi. O yolda aheste beste ilerlendi. Nostaljik bir tramvay rehavetinde hedefe doğru gidiliyordu. Demokrasinin bir çoğunluk rejimi olmasının cazibesi büyüledi. Yeni bir tanım gerekiyordu. Yapalım gitsin denildi o da oldu:

-Demokrasilerde çoğunlukta olanlar azınlıkta kalanların canına okur!..

Muhalefetin kendisini iktidara sevdirmesi gerekir. Eğer iktidar bir muhalefet partisini severse, geçmişte ona ne kadar ağır eleştiriler yapsa da onu kucaklar, sarıp sarmalar, iktidarını onunla paylaşır. Sevilen muhalefet de iktidara karşı cansiperane bir  bağlılık gösterir.

İktidara kendini sevdiremeyen muhalefetin başına gelmedik kaza-bela kalmaz. Bu tip muhalefetin kazandığı seçim sayılmaz. Seçim öncesinde seçmenler uyarılır, aynı yönde tercih yaparlarsa o zaman “demokrasinin gereği” olarak görevden alınır.

Bu nasıl demokrasi diye akıllarda sorular oluşursa milenyuma uygun bir yanıtı da hazırdır:

-Türkiye tipi demokrasi! 


Nazım ALPMAN

6.02.2025 20:58:00

YAZARLAR


ADANA TARIM VE SERA & BAHÇE FUARI 4 KASIM’DA AÇILIYOR

ADANA KÜLTÜR VE SANAT DÜNYASINA YENİ BİR SOLUK

SAMET GÜDÜK’ÜN DAVASI ERTELENDİ

RUHİ YANGIN SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

SABANCI VAKFI, 17.SEZONUNDA  YENİ FARK YARATANLARINI ARIYOR

ALTIN PORTAKAL’DAN 29 EKİM’E ÖZEL GALALAR

CUMHURİYET’İN 102. YILINA ÖZEL KONSER

A.Rezzak ORAL Yazdı/ KUŞATILAN CHP, KUŞATILAN SİYASET

İfral TURGUT yazdı/ CUMHURİYET BİZDEN NE BEKLER

İbrahim ORTAŞ yazdı 5. ULUSLARARASI TARIM VE GIDA ETİĞİ KONGRESİ ÜZERİNE İZLENİMLER

EĞİTİM KURUMLARININ SİYASALLAŞTIRILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

SAĞLIK İÇİN DOĞRU AYAKKABI SEÇİMİNDE 7 PÜF NOKTA

‘EV GENÇLERİ’ ARTIYOR!

SONBAHARDA HASTALIKLARA KALKAN OLAN 8 BESİN

ADANA’DA 5 YATIRIMCIYA 73,7 MİLYON TL’LİK HİBE DESTEĞİ

14. ULUSLARARASI PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI NIN TARİHİ AÇIKLANDI

İfral TURGUT yazdı/ CUMHURİYETE GİDEN YOL: KURTULUŞ SAVAŞI