Altan abi için çok yazıldı çizildi. Ancak ben de yazmak istiyorum. Çünkü benim yaşamıma da dokundu. Nasıl mı? Anlatayım. Ankara’dayım, yıl 1968… Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Basın Yayın Yüksek Okulu’nda 3. sınıftan 4’e geçmişim. “Gazetecilik” bölümünde okuyorum. O yıl iki staj yapmamız istendi. Biri “Gazetecilik” dalında biri de “Radyoculuk”… Staj yerlerini okul belirliyor. Bana Ankara’da “Ulus” gazetesinde staj yapacağım söylendi.
Neyse gününü anımsamıyorum ama saatini çok iyi anımsıyorum. Saat 09.00 gibi gazeteye gittim. Kimse gelmemişti. Orada olan birine derdimi anlattım. O da salonundaki büyük bir masaya oturup beklememi söyledi. Biraz sonra Altan abi geldi. İlk konuştuğum kişi beni işaret ederek “Okuldan staj için göndermişler” dedi. Altan abi bana baktı ve “Bugün için ne haberin var?” diye sordu. Kem-küm edince de “Gazetecinin muhakkak yazacak bir haberi olmalı!” dedi ve o sırada salona giren Mustafa BOZDEMİR adlı bir Foto Muhabiriyle ikimizi sahaya gönderdi. O gün iki haber yaptım. İlk yaptığım haberin başlığı, giriş ücreti 25 kuruş olan Gençlik Parkıyla ilgiliydi. “Ankara’nın En Ucuz Eğlence Mekanı – GENÇLİK PARKI”, ikinci haberin başlığı ise “Kahramanmaraşlı Şişman Dondurmacı” idi.
İşte Altan ÖYMEN benim yaşamıma böyle dokundu. Kendisini rahmet, hürmet ve özlemle anıyorum. Ve özgeçmişini aşağıya alıyorum.
“Altan ÖYMEN 1932’de İstanbul’da doğdu. 1955 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Mesleğe 1950’de başladı. Ulus, Akşam, Cumhuriyet, Milliyet gazetelerinde muhabir, röportajcı, yönetici, yazar, başyazar daha sonra Tercüman'ın Ankara Temsilcisi olarak çalıştı Anka Ajansı’nı kurdu. Yurtiçindeki ve yurtdışındaki radyo ve televizyonlara haber yayınları ve belgeseller hazırladı. Almanya’da basın ataşeliği yaptı. 1961’deki Kurucu Meclis üyeliğinden başlayarak politikada da görevler aldı. Milletvekilliği, bakanlık, parti ve grup yöneticiliği yaptı. Politikadaki son görevi CHP genel başkanlığıydı. 2005-2016 yılları arasında Radikal Gazetesi’nde yazdı. Arsal Soley ve Sedat Örsel’le birlikte “2. Dünya Savaşı ve Türkiye” adlı belgesel ile 1990’da Sedat Simavi Radyo ve Televizyon Ödülünü, 2003’de de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü aldı. “Ve İhtilal” adlı eseri ile 2014 yılında Sedat Simavi Ödüllerinde Sosyal Bilimler dalında övgüye değer görüldü. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nde 2017-2019 yıllarında Meslek İlkeleri Komisyonu Başkanlığı ve 2019-2025 yılları arasında TGC Onur Kurulu Başkanlığı’nı yaptı. Evli ve iki çocuk babasıydı. 2003 Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü ve Basın Şeref Kartı sahibiydi. İyi derecede Almanca ve Fransızca biliyordu. Altan Öymen’in yayınlanmış çok sayıda kitabı bulunuyor. Mobilya Dosyası, (Uğur Mumcu ile beraber) Bir Dönem Bir Çocuk, Değişim Yılları ve Öfkeli Yıllar... Umutlar ve İdamlar, Ve İhtilal, Kayıp Yaz bunlardan bazıları.”
*****
İkinci konum “Orman Yangınları ve verilen şehitler” Türkiye uzun süreden beri orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yazıyı kaleme aldığım sıra BURSA, UŞAK, SAFRANBOLU ve Karabük’te yangınlar sürüyordu. Yangınlara müdahale karadan ve havadan sürüyor. Şiddetli rüzgar ve engebeli arazi şekilleri yüzünden müdahale zor oluyor. Ancak tüm görevliler can siparene çaba sarf ediliyor.
Bu arada köyler, mahalleler ve evler boşaltılıyor.
Yangınlarda şimdiye kadar beşi AKUT görevlisi, beşi ORMAN İŞÇİSİ olmak üzere 10 can alevlere teslim oldu. Enes KIZILYER, Eyüp DERELİ, Hilmi ŞAHİN, Tolunay KOCAMAN, Sercan UNTİ, Alperen ÖZCAN, B. Eren ARSLAN, İlker ONARICI, Muharrem CAN ve T. Enes SARIYILDIZ yangınlarda yaşamlarını kaybettiler.
Tabii burada “İnsan” kaybından söz ediyoruz. Ancak ağaçların, telef olan hayvanların, börtü böceğin de “can” olduğunu unutmamak gerekiyor.
*****
Cam – Plastik meselisine gelince… Aslında “cam” gibi bir maddenin bulunduğu zamanda, adama sormazlar mı senin plastik denen, dünyanın başına bela olan maddeyle ne işin var diye? Sorarlar tabii ki. Nitekim soranlar var. Örneğin bana ulaşan GreenPeace İletişim temsilcisi NilayVARDAR şöyle diyor:
“Merhaba Erdoğan,
Plastik kullanımını azaltmak için neler yapabileceğini biliyor musun? Senin için birkaç pratik öneri hazırladık:
1. Yanında tekrar kullanılabilir şişe taşı
Yanında şişe taşıyarak hem plastik kullanımına son vermiş hem de paradan tasarruf etmiş olursun!
2. Plastik pipete “hayır” de
Plastik pipetler, denizlerimiz için zararlı. İçecek siparişi verirken pipete gerçekten ihtiyacın yoksa istemediğini söyle. Hatta düzenli gittiğin kafeyle konuşup, onlardan içecekleri pipetle servis etmekten vazgeçmelerini iste.
3. Kahve fincanını yanında taşı
Kahve fincanını yanında taşı! Böylece daha az plastik tüketmiş olacaksın.
4. Plastik ambalaj ve poşetlerden uzak dur
Plastik poşet kullanmamak için yanında kendi bez çantanı veya fileni götür. Plastik paketli meyve ve sebzeleri alma.
5. Plastik çatal bıçak kullanma
Bir kafeden salata/yoğurt aldığında ya da dışarıdan yemek siparişi verdiğinde önüne gelen çatal bıçaklar genelde plastik oluyor. Dışarıdan yemek söylediğinde ilgili restoran veya kafeye plastik çatal-bıçak istemediğini not düş. İş yerindeki çekmecene de kendi çatal-bıçağını koy.
6. Mikrotaneciklerden kaçın
Satın almadan önce ürünlerin etiketlerini kontrol et; polietilen (PE), polipropilen (PP), polietilen tereftalat (PET), polimetil metakrilat (PMMA), politeirafloroetilen (PTFE) ve naylon içeren ürünlerden kaçın.
Böylece, sadece birkaç küçük değişiklik yaparak günlük hayatında kullandığın plastik miktarını ciddi miktarda azaltabilirsin. Bu pratik bilgileri arkadaşlarınla da paylaşmayı unutma.
Plastikten uzak durduğun için çok teşekkürler.”
Nasıl gerçekler insanın canını acıtıyor değil mi?
