ÜÇÜ BİR ARADA!

Yazımın başlığı biraz arabesk oldu ama başka birini bulamadım. Bugünlerde rüyada gibi yaşıyorum. Nedense düşünce sistemin uyku üzerine kurulu ve içe dönük. Nedeni ise basit. kendimi düşünüyorum

Yazımın başlığı biraz arabesk oldu ama başka birini bulamadım. Bugünlerde rüyada gibi yaşıyorum. Nedense düşünce sistemin uyku üzerine kurulu ve içe dönük. Nedeni ise basit. kendimi düşünüyorum. Dün benim doğum günümdü. 15 haziran (1944). 80 yıl önce, sıcak bir yaz günü doğmuşum. Erken bir doğum yapmış annem. Adım onun için “Erdoğan”! Bu ismi babam yedi aylık doğduğum için vermiş. Yani “asker” ya da “erkek” doğduğum için değil, erken doğduğum için adım “Erdoğan”! Ben memnunum. Nasıl düşünülürse düşünülsün yaşıyorum. Belki yaşamam da babama bağlı. Çünkü asker olan babama doğumu yaptıran ebenin, “Yüzbaşım bu çocuk size misafir!” demesinin üzerine babam, “Canını sen mi verdin. Kes göbeğini kundakla!” söylemi, belki benim bu yaşa gelmemi sağladı. 
Bugün “Babalar Günü” ve kurban bayramının birinci günü… Onun için yazımın başlığını “Üçü bir arada” oldu.
*****
Yazımın bu bölümünde değişik bir konuya geçiyorum. İlk kez bu şekilde bir bilgiye rastlıyorum. İnternette dolaşırken aşağıdaki bilgiye ulaştım. Benim hoşuma gitti. Bakalım siz de hoşlanacakmısınız?
“Bazı şehirlerin adı bile başka gelir kulağa, bazen bir kelime sadece tek bir kelime o şehri anlatmaya yeter, hiç görmemiş bile olsanız "benim şehrim o" dersiniz. Çünkü her şehrin kendine has bir kişiliği vardır, tıpkı insanlar gibi. Peki siz hangi şehirsiniz? 

Siz tam anlamıyla bir “İstanbul”sunuz. Eğer İstanbul’da doğduysanız bu sizin için adeta bir şans demek, çünkü zaten başka bir şehirde mutlu olmazmışsınız gibi bir duruşunuz var. İstanbul hiç bir zaman öngörülemeyen karakterdedir, gizemli, cazibeli, büyüleyicidir, tıpkı sizin gibi. Hem geçmişinin izlerini taşır hem bugünü tüm realitesiyle yaşatır. Kim neyi görmek istiyorsa İstanbul’da onu görür. Tanımak, tanımlamak zaman alır. Tüm bunlar da size has özellikler değil mi? Siz nereye giderseniz gidin denizinin kokusuyla, sokaklarının sesiyle, mavi rengiyle İstanbul sizi geri çağırır ve siz bu çağrıyı kulak ardı edemezsiniz. Çünkü siz zaten "İstanbul"sunuz.

Nasıl hoşunuza gitti mi? Sizi bilmem ama ben sevdim yazılanı. Belki kütüğüm İstanbul olduğu içindir. Ayrıca ne olursa olsun. İstanbul gibi olmak insanın kulağına hoş geliyor. 


Erdoğan VAROL

17.06.2024 22:20:00

YAZARLAR


KESKİN, ATDSK’DE GÜVEN TAZELEDİ

Aydın SİHAY yazdı/ ADANA'NIN ÌNCÌLERÌ

ÖZDAĞ: ECZACI İFLAS EDERSE, ÜLKE İFLAS EDER

GÜBRE’DE HOLLANDA RÜZGARI

KALAY’DAN “MABED” SERGİSİ

‘BENİ YAZDIKLARIM BÜYÜTTÜ’

ADANA MHP’DE “GELENEKSEL KURU FASULYE VE PİLAV GÜNÜ”

ÇGC ÖDÜLLERİ AÇIKLANDI

ROMANYA’DA 3 FARKLI BELEDİYEYE ELEKTRİKLİ OTOBÜS

STK’LARLA TOPLANTI YAPTI

TED’İN, 57 YILLIK GURURU ANITKABİR’DE TAÇLANDI

ADANASPOR BOLUSPOR MAÇINA HAZIR

ADANA’DA SAVCI ADAYININ İNTİHAR MEKTUBU

ADANASPOR’DAN 2 TRANSFER

ADANA’DA 100 SANAYİ PARSELİ DAHA HAYATA GEÇİRİLECEK

TUİK: İŞSİZLİK ORANI %8,6

UZAKTAN ÇALIŞMA “KALABALIK YALNIZLIK” DUYGUSUNU ARTIRDI!