İfral TURGUT

Tarih: 15.03.2025 19:20

ÜNİVERSİTE NEDİR

Facebook Twitter Linked-in

 

Önce iki söz:

  1. Esas olan şartların ürünü olan fikirler değil, şartları değiştiren fikirlerin üretilmesidir
  2. Onur, kendine karşı duyduğu saygı, şeref, haysiyet, izzetinefis ve başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer ve itibardır. 

Yarın İstanbul Üniversitesi, İmamoğlu’nun diploması konusunda nihai sözünü söyleyecek ve bütün dünya, üniversitenin şartları değiştiren fikirler üretip üretemediğine, akademik haysiyet ve onurunu koruyup koruyamadığına, ya da çürümüşlüğün en önünde yer alan kurum olup olmadığına şahit olacak.

Üniversiteler, kurumsal kökleri Ortaçağa dayanan, birer dünya cumhuriyetidir. Tarih boyunca hiç aşağı bakmamış, itaat etmemiş, boyun eğmemiştir. Hiç değişmeyen üç temel ilkesi vardır:

  1. Araştırma ve Öğrenim Birliği.
  2. Öğretimin Bağımsızlığı.
  3. Akademik Özyönetim, ya da kendi kendini yönetme. Yani BAĞIMSIZLIK.

Üniversiteler  bilginin üretildiği, yayıldığı ve en doğru kararların alındığı yerdir. Dünyanın düz ve evrenin merkezinde olduğu, kendisinin de o evrenin merkezini teşkil ettiği fikri, bazı egoları okşayabilir ve inançları güçlendirebilir. Ama üniversite bu inancın saçmalığını, o inancın sahibinin yüzüne çarpar. Çarpmalıdır.     

Bakınız bundan 160 yıl önce, İngiliz eğitimci ve şair William Johnson Cory gençlere ne demiş: “İnsan üniversiteye görüşlerinin onaylanmamasına ve reddedilmesine katlanabilme alışkanlığı için, medeni bir şekilde olumlu ya da olumsuz görüş bildirebilme sanatı için, zihinsel cesaret için, zihinsel sağlamlık için, hepsinden önemlisi, kendisini tanımak için gider.”

Son yıllarda, bazıları üniversiteyi kendilerine karşı en büyük tehditlerin başında görmeye başladı. Çünkü üniversitenin harcında evrensellik, hoşgörü, farklı olana saygı, diyaloğa açıklık, kuşkuculuk, eleştiriye tahammül, paylaşmak  gibi değerler vardır. Oysa onlar sadece tek bir şey istiyorlar: İTAAT.  Ancak, üniversitenin ruhunda itaat değil, itiraz vardır. Yalana itiraz, hurafeye itiraz, kanunsuzluğa itiraz ve kısaca, akıl dışılığa itiraz. Emir almayı sevmez, emri de kabul etmez zaten. Savcının, “Hızlandırın, bitirin bu işi,” demesini takmaz, o neyi ne  zaman, nasıl yapacağını bilir.

Avrupa Üniversiteleri, 1988’de Bologna’da toplandılar ve "Magna Charta Universitatum"u imzaladılar. Buna göre, üniversitede sunulan öğretim ve gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar, etik ve entelektüel açılardan her türlü siyasal ve ekonomik güç odağından bağımsız olmalıdır, ilkesini bir kez daha vurgulayarak benimsediler. 

Konu asla Ekrem İmamoğlu ve diploması değildir. Konu, 572 yıllık onurlu bir mazisi olan üniversitenin namusudur. Ona baskı sonucu bile olsa yapılacak ihanetin, Türkiye’de nelere mal olacağını hayal bile edemiyorum.

HAYAL ETTİKLERİMİ İSE ASLA YAŞAMAK İSTEMİYORUM.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —