Muallim Naci, “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür,” demiş. İnsan unutur. Hatırlayana vefakar, unutana nankör deriz. Nankörlük hayırsızların; vefakarlık asillerin özelliğidir. Ben de diyorum ki, “İyi ki de hafızamızın böyle bir sakatlığı var. Tanrının insan hafızasına verdiği en güzel sakatlık unutmak. Ya her acı ilk anki gücünü aynen muhafaza etse ve hiçbir şeyi unutmasak, yaşamamız mümkün olur muydu?”
Bu her şeyi geride bırakalım, hiçbir şeyi hatırlamayalım, kafamız rahat etsin anlamına gelmez, gelmemeli. Acılar küllenmeli ama unutmak kadar doğal olan hatırlamak da, hafızamızın gücü sayesinde yaşadığımız acılardan da ders çıkarmalı.
II. Dünya Savaşı…Amerika Japonya’da ciddi bir direnişle karşı karşıya. Postdam Kongresinde Truman, Churchill ve Stalin gizli bir görüşme yapıyorlar. Aslında Japon Başbakanı Suzuki de bu ümitsiz savaşın bir an evvel bitmesini istiyor ama ne yazık ki, bu dileğini karşı tarafa iletme fırsatını bulamıyor. Çünkü üçlü egemen, çoktan atom bombasını kullanma kararını almış bile.
Neden mi? Çünkü;
6 Ağustos 1945… Felaket Günü. Dünya tarihinde en büyük katliamın yaşandığı gün. Sabah saat 8:15’te, Hiroşima’daki ırmağın en geniş iki kolunun kesiştiği yerdeki köprünün üzerine, Enola Gay isimli bombardıman uçağı atom bombasını bıraktı. Enola Gay bu onuru yaşayan pilotun annesinin adıydı. Pilot Paul Tibets, düğmeye basarken, gözlerini kapayıp, “Tanrım beni affet,” demişti. Kim bilir belki de emir kulu, belki de insandı.
Peki, 51 saniye içinde neler oldu?
Galiba Amerika tatmin olmamıştı. Üç gün sonra ikinci bomba Nagazaki’ye atılacaktı. Halk önceden uyarıldığı için buradaki zayiat daha azdı.(???)
Ve Japonya 14 Ağustos 1945’te teslim oldu. Muzaffer Amerika istediğin almıştı.
Aradan 80 yıl geçti. Radyasyonun etkisiyle Japonya’da hala bazı çocuklar sakat doğuyor. Savaş kadar anlamsız bir eylem ve insanlık suçu düşünebiliyor musunuz? Dünya şimdi nükleer silahlanma yarışında. Uygarlaşıyoruz ya. Durmak yok, yola devam.
İnsanlıktan nasibini almamış bir canavar, binlerce zavallının hayatı pahasına, Gazze sahillerine lüks otel ve kumarhaneler yapmayı planlıyor. Allah’ın gücü, bir parça da adaleti varsa, önce bu cani ve türevlerinin canını alsın.
Bir yandan adice ganimeti paylaşma pazarlıkları yapılırken, diğer yandan canice katliam devam ediyor.
İNSANLIĞIMDAN UTANIYORUM.