Bu ülkede ikinci baharı yaşayan emekliler horlanan, dışlanan, saygı duyulmayan, itibar görmeyen kişiler değil, olmamalı. Ülkemizde emekli "Geçinemiyoruz" diyorsa haklı bir gerekçesi vardır mutlaka. Zaten görünen köy kılavuz da istemez!
***
Türk Dil Kurumu emekliyi şöyle tanımlıyor: "Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse". Ama günümüzde emekliler çok zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Ölümle yaşam çizgisi arasında gidip geliyor. Huzur ve rahatlık arıyor fakat bulamıyor. Çoğu emekliler yaşlılık nedeniyle ciddi sağlık sorunu yaşıyor. Geçinemedikleri için gülmeye, morala hasret kalıyor.
***
Bu girişten sonra asıl konuya gelmek istiyorum: Hukukçu Soner Çetin döneminde Çukurova Belediyesi irili ufaklı pek çok projeyi yaşama geçirdi. Bana göre en başarılı projelerinden birisi çeşitli semt ve mahallelerde hizmete açtıği Emekli Dinlenme Evleri'dır. Yanlış anımsamıyorsam Çukurova ilçesinde 14 Emekli Dinlenme Evi hizmet veriyor.
***
Hayatlarının ikinci baharını yaşayan koca çınarlar, bu mekanları artık evleri gibi görmeye başladı. Cüzdanı boş olduğu için kahveye gidemedikleri için, Emekli Dinlenme Evleri’nde biraraya gelerek muhabetin, paylaşmanın, dayanışmanın dostluğun kısacası hayatın tadını çıkarıyor. Buralarda hem çaylarını yudumluyor hem sohbet ediyor hem de hoş vakit geçiriyor.
***
Adnan Pampal mühendis kökenli eski bir bürokrat. Çukobirlik'te uzun yıllar görev yaptı. Bir dönem politikayla ilgilendi. Sonra aktif politikadan çekildi. Pampal, bu kentin evladı. Şimdi ikinci baharını yaşıyor. Gectigimiz günlerde sosyal medya üzerinden bir paylaşım yaptı. Dedi ki: "Çukurova Belediyesi tasarruf tedbirlerini uygulamaya başladı. Emekli Dinlenme Evleri'ne alınan günlük gazetelere yasak geldi".
***
Bu paylaşımının üzerine kendisini arayarak olayı anlatmasını istedim. Bu konuda şunları kaydetti: "Bugün (dün) 15 Temmuz Şehitler Bulvarı üzerindeki Çukurova Belediyesi Emekli Dinlenme Evi'ne uğradım. Okumak için gazete istedim. Görevli, "Daha gelmedi" dedi. Biraz bekledikten sonra tekrar sorunca "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayımlandığı için belediyemiz tasarruf uygulaması başlattı. Gazeteler artık alınmıyor" deyince şaşırıp kaldım. 'Böyle bir şey olamaz' dedim. Kaldı ki, emekliler vakit geçirmek için bu mekanları tercih ediyor. Burada gazete okuyamıyorsa ne anlamı var. gazete okumak emeklilere çok görülmemeli. Belediye eğer tasarruf yapmak istiyorsa tüm makam araçlarını satar belediyeye ek kaynak sağlar. Iki gazete almamakla tasarruf olmaz. Büyük harcama gerektiren kalemlerde olur".
***
Kıymetli insan Adnan Pampal'ın tepkisiz kalması elbette beklenemezdi, hem de yerinde bir tepki. Bugün gazete satın almasına "yasak" getireceksin yarın ya da öbür gün çay ikramını kaldıracaksın bu tasarruf başka kalemler dururken neden Belediye Emekli Dinlenme Evleri’nde başlatıldı anlamak olası değil.
***
Nitekim, Çukurova’yı yine hukukçu kimlikli genç, dinamik, sinerji yüksek bir belediye başkanı yönetiyor. Adana'nın Çankaya'sı olarak nitelendirilen Çukurova’yı daha çağdaş, daha yaşanabilir, modern yaşam alanlarına sahip, kent yapmayı hedeflediğini ifade ediyor, söz konusu projeyi en büyük hayali olarak görüyor. Tasarruf tedbirlerini Belediye Emekli Dinlenme Evleri’ne alınan gazeteleri kaldırmakla başlatmasının doğru bir tercih olduğu söylenemez.
***
Genç ve sinerji yüksek Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay, halkın yönetim sürecine etkin katılımını sağlayıp daha nitelikli ve sürdürülebilir, çoğunluk yararını gözeten hizmetleri gerçekleştirmeyi de hedefliyor. Böyle hayaller kuran bir belediye başkanı daha sosyal donanımlı tesisleri hizmete açmayı planlarken, emeklileri baştacı olarak görürken nasıl olur da buralara gazete alınmasın diyebilir?
- Anlaşılır gibi değil, bu işte bir terslik var-
Hukukçu kimlikli Sayın Kozay açık yürekli, doğruluktan şaşmayan özü sözü bir olan, gerçekleri halktan saklamayan bir insan olarak biliniyor. Açıkçası ben de öyle biliyorum. Kaldı ki halk da öyle biliyor ki 31 Mart yerel seçimlerinde özgür iradesini sandığa yansıttı.
***
Bir yandan Çukurova halkının yararını gözeten, ihtiyaç odaklı hizmetleri gerçekleştireceğinin sözünü veren Sayın Kozay, diğer yandan "başımızın tacı" dediği emeklilerin günlük olaylardan haberdar olacağı gazetelerin satın alınmasına gerekçe olarak tasarruf tedbirlerini öne sürmesi akıl almaz bir çelişki degil de nedir? ***
İçimdeki his diyor ki bu işte bir terslik var. Başkan Kozay hukuk insanıdır. Hukuksuz uygulamalara imza atmaz, bilgisi dışında imza atan bürokratın gözyaşına da bakmaz. Bu hatayı yapanı da o makamda tutmaz
***
Nitekim, adaletin tecelli etmesi için uğraş veren bir hukuk insanı, özellikle emeklilere hukuksuzluk yapamaz, yapmamalı. Iddia gerçek ise ki Adnan Pampal da donanımlı bilgi birikimli ve dürüst bir insan. Bu olayı abartmış olamaz. Dedik ya bu işte bir iş var!
***
Değerli Belediye Başkanı gittiği yerlerde halkla buluşmalarında "Geçmişin mirasını koruyup yenilikçi uygulamalarla kaynakları daha verimli kullanan bir anlayışla hizmet edecegiz" diyor. Ben de burada sözünü anımsamak istiyorum kamuoyu adına.
***
Sayın Kozay, yaşama kültürü alanlarını genişletmek istiyor, bu konuda plan ve projeler hazırladığını ifade ediliyor. O zaman hiç vakit kaybetmeden gazete alınmasına getirilen adına tasarruf denilen ucube uygulamadan derhal vaz geçmesi gerekmez mı? Gücünü halktan alan bir belediye başkanı emeklilerine de sahip çıkacağını umut ediyorum.
***
Değerli okuyucularım, içimden ne geçtiğini öğrenmek istiyor musunuz, o halde söyleyelim: İddia doğruysa Çukurova Belediyesi bu kararla tasarruf sağlayamaz. Bu karar düpedüz sayıları her geçen gün artan ve geçim sıkıntısı ile cebeleşen emeklilere yapılan en büyük saygısızlıktır.
***
Bir kez daha belirtmek isterim, bu kararda Başkan Kozay'ın bilgisi olduğuna ihtimal veremiyorum.
***
Demem o ki; Çukurova Belediyesi'nden üst düzey bir yetkili çıkıp, "Bu kararı Belediye Başkanımız Sayın Emrah Kozay'ın bilgisi dışında aldık" dese, inanın emeklilerin moralı düzelecek yüzlerinden güller açacaktır. Çukurova Belediyesi de bu tür eleştirilerin odağı olmaktan kurtulmuş olacaktır.