İfral TURGUT

Tarih: 13.11.2024 18:38

VERDİNGKİNDER VE HEİDİ

Facebook Twitter Linked-in

Hepimizin imrendiği, zenginlik, refah, uygarlık ve özgür yaşamın ülkesi İsviçre. Görmedim, bilmiyorum. Herkes öyle söylediğine göre öyledir. Ama tarih boyunca hep öyle miydi?

1789 Fransız İhtilali, insan hakları, eşitlik kavramlarını da doğurmuştu. Zamanla nüfus azaldığı için, iş gücü açığı ortaya çıktı. Devlet Kiliseyle anlaştı ve küçük çocukların çiftliklere çalışması yasallaştı. İnanmak zor ama bu durum 1970’lere kadar sürdü. .

Adına “verdingkinder” dediler o çocukların. Anlamı, “Sözleşmeli Çocuk”tu. Toplumun en alt tabakasından seçiliyorlardı. Devlete borcu olanların, boşanan çiftlerin, fakir ailelerin çocukları; yetimler, öksüzler; ailesi cezaevinde olan, ya da kendisi suç işleyen çocuklar, Devlet ve Kilise işbirliğiyle zengin ailelere ve çiftliklere satılıyordu. 

Kilise insaflıydı. Çocuklara tek tip kıyafet ve bir çift ayakkabı veriyordu. Ama sadece bir kere. Zamanla çocukların ayakları büyüyor ve artık o ayakkabıları giyemez oluyorlardı. Karda, kışta, her işde çıplak ayaklarıyla yürümek zorundaydılar.

Kadersiz çocuklardı. Şiddete maruz kalıyorlar, aşağılanıyorlar, işkence görüyorlar, tecavüze uğruyorlardı. Ahırda, bahçede, tarlada çıplak ayaklarıyla çalışıyorlardı. Kilise onlar için“Kurtarılmış Çocuklar” diyordu, kendince. Ne kadar ve kimden kurtarılmışsa… 

Başta da söyledim, 1970’lere kadar sürdü bu insanlık dışı uygulama. Hem de dünyanın en uygar ülkesinde ve Avrupa’nın göbeğinde. Nihayet 2009 yılında, seslerini duyurmak isteyen eski Verndigkinderler geçmişin aydınlatılması, görmeyen gözlerin de gerçekleri görmesi, devletin resmen özür dilemesi, tazminat ödenmesi için güçlerini birleştirerek, “VerdingkinderReden” sergisini açtılar. Konferanslar verdiler, canlı tanıklarla açık oturumlar düzenlediler, sonra operaya uyguladılar, konusu Verdingkinder olan bir film yaptılar. Konuyu hep canlı tutmak için eylemlerini ve sergiyi 2016 yılına kadar uzatmaya karar verdiler.

Bu arada son derece saygıdeğer bir ismi de hatırlamak gerekir. Çizgi film Heidi’yi seyretmeyenimiz yoktur.  İsviçre Alplerinde geçer hikayesi.  Büyükbabası yaşlı çiftçiyle arkadaşı Peter’in ayakkabıları varken Heidi, keskin taşların üzerinde  hep çıplak ayakla dolaşır, yaz-kış.  JohannaSpyri, yarattığı Heidi aracılığıyla, çıplak ayaklı çocuklar gerçeğini bütün dünyaya duyurdu. Heidi, İsviçre’nin toplumsal tarihinde hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesi oldu ve onun çıplak ayakları hala çocuklara karşı işlenmiş bir suçun yarattığı utancın üzerinde koşuyor. 

Ve nihayet, 11 Nisan 2013’de, İsviçre yönetimi resmi olarak özür diledi. Halen hayatta 10.000 civarında mağdur var ve bunlara 300.000.000 Frank ödenmesi konusunda mutabakata varıldı. Birkaç kere araştırdım. En son bu hafta. Ama ödemenin gerçekleştiği konusunda bir bilgiye rastlamadım.

Ama ödemiş olmaları gerekir çünkü böyle organize bir topluluk hakkını söke söke alır. Er, geç. Yanılıyor muyum acaba?

İSVİÇRE GERÇEKTEN DÜNYANIN EN UYGAR ÜLKESİ. ORADA HERKES EŞİT. 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —