İfral TURGUT

Tarih: 11.11.2024 20:40

YANIK ÖMER

Facebook Twitter Linked-in

3 Kasımdan beri hep Atatürk’ü yazdım. Yazılarla sanki izini takip ediyordum. En son dün cenazesini paylaştım. Bugünse en sevdiği şarkılardan biriyle bitirmek istiyorum. Ama sadece şimdilik. Gücüm yettiğince O’nu yazacağım. Hep hatırlatmak, hiç unutturmamak için.

Şimdi Safiye Ayla’yı anarak, Atamızın artarda defalarca dinlediği şarkıyı ve hikayesini hatırlayalım.

Seferberlik ilan edildi, Ömer de tüm vatan evlatları gibi, tüm Mehmetçikler gibi cepheye koştu. Gözünü kıpmadan. O gözünü kırpmamıştı ama onun gidişinden sonra gözüne uyku girmeyen biri vardı: Pembegül… Nişanlısı.

Nereye dedilerse koştu Ömer. Çanakkale’den Sina’ya; Sakarya’dan Afyon’a; Kurtuluş Savaşın’dan İnönü’ye. Hep mangasının başında, hep en öndeydi. Her girdiği savaşta birkaç yara aldı. İyileşti, yine cepheye koştu.

Gaziydi Ömer. Yağız teni yanmış gibiydi. Belki de Sina çöllerinin etkisi. O Yanık Ömer’di artık. Kaç yarası vardı bilinmez.

Savaş bitti. Başında gazilik tacı, göğsünde İstiklal Madalyasıyla köyüne döndüğünde 28 yaşındaydı. Atının üstünde girdi, köy meydanına. Köyde bayram vardı adeta. Ama en mutlusu da Pembegül’dü. Aylarca, yıllarca haber alamadığı nişanlısı, Ömer’i dönmüştü. Hem de sapasağlam. Uzaktan seyretti onu, kirpiklerinden sızan damlalarla.

Sordular, Ömer’e savaşı, savaşta neler yaptığını. Anlatmadı Ömer, anlatamadı. Anlatacak bir şeyi yoktu ki. Vatan onu göreve çağırmış, o da koşarak gitmiş, görevi bitince de dönmüştü. Gururluydu sadece çünkü vatan kurtulmuştu.

Her hikaye kötü bitecek değil ya. Evlendiler Ömer’le Pembegül davul zurnalarla ve mutlu oldular, mutlu yaşadılar. Hak ettikleri gibi.

Uzatmaya ne gerek var var? Bakın şarkı ne de güzel anlatıyor bütün hikayeyi:

 

Yanık Ömer, her savaştan bir yara taşıyor.

Yanık Ömer, yiğit Ömer, övünmeden yaşıyor.

Kurtuluş savaşında, yirmi sekiz yaşında,

Mangasının başında, taşıyor.

Yanık Ömer, yiğit Ömer, siperleri aşıyor.

Savaş biter, Yanık Ömer köye döner;

Bütün köylü bayram eder.

Yanık Ömer kutlanır,

Nişanlısı mutlulanır.

Hey, Yanık Ömer attan iner,

Pembegül'e bağlar kemer,

Köylülere gider haber;

Düğüne, düğüne...

Eline kına yakar, başına teller takar,

Belinde altın kemer, öyle alana çıkar.

Pembegül allanır, pullanır.

Yanık Ömer'in köyüne düğün alayı yollanır.

BELKİ BİR GÜN,

• Safiye Ayla’nın, Atatürk’ün huzurunda Yanık Ömer’i hangi duygularla okuduğunu,

• Atatürk’ün Yanık Ömer’i niçin arka arkaya defalarca dinlediğini,

• Yanık Ömer için neler yaptığını yazmak da kısmet olur.

SİZ, ŞARKIYI HAFIZ SAADETTİN KAYNAK’IN BESTELEDİĞİNİ BİLEREK,

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —