27 Eylül 2024 tarihinde sana çok kibar bir mektup yazıp, “Umarım bu konuda beni başka yazılar yazmak zorunda bırakmazsınız,”diye bitirmiştim.. Ama zorluyorsun, Özgür.

New York hezeyanını henüz içimize sindirip. Kafamızın arka planına atamamışken, bir yumuşama tutturdun ve “Gerekirse gene gider, gene  konuşurum,” dedin. O adamla hiçbir şey konuşulamayacağını, hiçbir konuda anlaşılamayacağını, hiçbir sözüne güvenilemeyeceğine,adamın seni yumuşamaya değil yumuşatmaya çağırdığını, sadece Türkiye değil, bütün dünya bilirken, bir tek sen anlamadın. Bu gidişle, umarım yumuşaya yumuşaya oyun hamuruna dönmezsin.

Adam sana bütün Türkiye’nin önünde küfür etti, akşam, resepsiyonda, “Tamam ettim, ettim ama sor bakalım niye ettim. Ben onu siyaseten söyledim. Alındın mı yoksa,” dedi mırın kırın bir şeyler söyledin. Basının bir kısmı cevap verdiğini anlatmaya çalıştı. Ama biz ne hazmedebildik, ne de içimize sindi, yutkunduk ve sustuk 

Şimdi aynı adam başka bir şeyler söylerse nereden bileceksin,

• Siyaseten mi, gerçekten mi?
• Asaleten mi, vekaleten mi?
• Kendi fikri mi, komuta merkezinin emri mi?   

Ya da,“Yok ya, siyaseten söylemiştir,”deyip içine sindirecek misin?

SON ZIRVA

Özetle, “Kaybedersem, ben kaybederim, bedelini de kendim öderim,” mealinde laflar ediyorsun. Nasıl ödersin? Nasıl kaybedersin? Sen sadece kendin misin ki?

Bak Özgür. Futbol 11 kişiyle oynanan bir takım oyunudur. Bu takımın kalecisi, “Size ne, istediğim gibi oynar istediğim kadar gol yerim. Bedelini de öderim,” diyemez. O gol yerse takım yenilir, yöneticiler yenilir, taraftar yenilir, Türkiye yenilir. Sen yenilirsen senin ödemeye gönüllü olduğun konuda, ben yenilirim, millet yenilir gelecek nesil yenilir. Senin ödediğin bedel ne ola ki? Çok çok gider eczanende oturursun. Biz nereye gidelim, Özgür? Senin yüzünden biz neden kaybedelim, Özgür?

İnsanlar kendilerini niyetlerine göre başkalarını eylemlerine göre değerlendirir. Şimdilik niyetinden kuşku duymak istemiyorum. Ama şimdilik. Bu kapıyı senin eylemlerin açık bıraktı. Umarım, kendini vazgeçilmez saymıyorsundur. Umarım, 31 Mart seçimini kendinin kazandığını düşünmüyorsundur. Umarım gizli ajandan hakkında söylenenler doğru değildir. Ve…

UMARIM, BU KONULARI DA YAZMAK ZORUNDA KALMAM.