Sözüm size İstanbul Üniversitesi: Yazıklar Olsun. Ama başta beş yıl önce attığı imzaya ve bilim adamı onurunu da sahip çıkarak, istifa eden İşletme Fakültesi Dekanı Kamil Ahmet Köse olmak üzere, alnının akı, bileğinin hakkıyla o makama gelen namuslu bilim insanlarını tenzih ederek, onurunu satıp utanmadan faşizmin yolunu döşeyen hepinize yazıklar olsun.
Bunun sadece bir İmamoğlu meselesi olmadığını ve namusunuz olması gereken imzaları attığınızda, ülkeyi nasıl bir kaosa sürüklediğinizi ve yakın gelecekte nelere mal olacağını idrak etme basiretini bile gösteremediğiniz için hepinize yazıklar olsun.
Bu cahil millet vurdumduymaz görünür ama gerektiğinde henüz öğrenciyken, Sivas Kongresine katılıp, Mustafa Kemal’in yüzüne karşı, “Mandayı kabul etmiyoruz. Mandayı kabul eden siz olsanız bile size de karşı çıkarız. Ya istiklal, ya ölüm,” diyen Hikmet Boranları yaratır.
Neymiş, baskı altındaymışlar. Ne baskısı, neyle tehdit, ne korkak insanlarmışsınız. Bırakın baskıyı, İngiliz savaş gemileri toplarını Dolmabahçe Sarayına çevirmişken, İngiliz İşgal Kuvvetlerine karşı ayaklanarak, Bayrağımızı Darülfunun Tıp Fakültesinin iki kulesi arasına astığında henüz üçüncü sınıf öğrencisi olan Hikmet Boran’ı hatırlayıp utanmadığınız ve o gençliğe bile layık olamadığınız için hepinize yazıklar olsun.
I. Dünya Savaşı'nda eli silah tutan, İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin, geriye dönmeyeceğini bile bile vatan savunması için cepheye koştuklarını aklınıza bile getirmediğiniz pısırıklığınız için hepinize yazıklar olsun.
Cepheden gelen kara haberlere üzülen, şehit arkadaşlarının anılarına saygı olarak, okullarının pencere ve duvarlarını siyaha boyayan o gencecik müstakbel üniversite öğrencilerini hatırlayarak yüzünüz kızarmadığı için hepinize yazıklar olsun.
1915 yılında, tüm hocaların ve öğrencilerin askeri birliklere dağıtılması nedeniyle, 765 tıp öğrencisinden 346'sınin ve okula yeni birinci sınıf öğrencilerinin tamamının Çanakkale'de şehit düşmesi sonucu Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin, 1921 yılında hiç mezun verememesinden de utanmadığınız için hepinize yazıklar olsun.
Ve 572 yıllık bir üniversiteyi kendinize, benzetip rezil ettiğiniz için hepinize yazıklar olsun.
O RUH UYANIYOR
Bir gözüm televizyonda. Yazının burasına geldiğimde İstanbul Üniversitesi öğrenciler yürüyüşe geçtiler. Onların eylemine kardeş üniversiteler, Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri de katıldı. Sanırım bütün üniversitelerimiz aynı tepkiyi gösterecek.
Taşıdıkları pankartlarda ana tema: “BAĞIMSIZ ÜNİVERSİTEDE İNAT EDİYORUZ,” ve "ANTİDEMOKRATİK BİR ÜNİVERSİTE ANLAYIŞINI KABUL ETMİYORUZ."
Polisler barikat kurdu ama gençler barikatı aştılar. İnanıyorum ki bu uyanışla sadece polis barikatını değil, diplomalarını kuşkulu hale getiren aymaz yönetimlerini de aşacaklar.