Eğitim öğretim hayatı belirleyen, hayatımızın ayrılmaz zorunlu bir parçası. Bugünlerde LGS ve YKS sınavlarına odaklanmış durumdayız, geçiş sınavları, kontenjanlar, gençlerin ve ülkenin kaderine etki ediyor, “numerus clausus”, adaletten eşitlikten yaratıcılığa her alanla ilgili bulunuyor. Önce çok acil olan depremzedeler ile ilgili kontenjan konusuna, sonra da sınav sonuçlarının gör dediklerine değinelim.
Geçen yıl da uyarmıştık, depremzedeler için deprem bölgesiyle sınırlı ek kontenjan verilmesi eksik ve hatalı bir uygulamadır. Deprem kontenjanı deprem bölgesi üniversiteleri ile değil ülke genelinde olmalıdır.
Hatırlanırsa, deprem ek kontenjanı deprem bölgesindeki üniversitelere ek yüzde 25 olarak uygulandı, bu yıl da öyle görünüyor. Deprem bölgesinde zaten zorluklar var, doğrusu depremzedenin deprem bölgesi dışına da çıkabilmesidir.
Kaldı ki deprem bölgesinde yüzde 25 ek kontenjan verildi ama dört deprem ilinde yurt, fakülte binaları ve kadrolar hazır olamadığı için bu illerdeki üniversiteler sadece uzaktan eğitim sürdürebildi. Depremzede gençler bir kez daha cezalandırılmış, dezavantajlı duruma düşmüş oldu.
Geç kalınmadan deprem bölgesindeki illerdeki üniversitelere yüzde 25 ek kontenjan yerine ülke genelinde yüzde 10 ek depremzede kontenjanı tanınması uygun olacaktır.
Okul kademeleri arasında ve memuriyete geçiş kabul sistem veya sınavları “numerus clausus” tüm dünyada tarihi bir problem alanı. Türkiye’de kitlesel eğitime geçilen 1960’lı yıllardan bu yana artarak süren bir problem kademeler arası geçiş sorunu. Problem o kadar derin ki son yıllarda öğrenciler arasında “mezuna kalma” diye yepyeni acı bir deyim de oluşmuş durumda. “Mezuna kalma” öğrencilerin lise diploması için formel süreçleri tamamlamış ve lise diplomasına sahip olmakla birlikte buna uygun asgari temel bilgi ve becerileri henüz kazanamamış olmalarını, daha dar anlamda YKS-Yükseköğretim Kurumlarına Geçiş Sınavlarında istedikleri puanı alamamalarını ifade etmek için kullanılıyor. Liseyi bitirdikleri halde yüz binlerce genç 1-2 yılı daha YKS için etüt merkezlerine devam ederek veya evde hazırlık yaparak sınav hazırlığı için geçiriyor, bu süreçte bütüncül doğru düzgün bir programdan da uzak kalmış oluyorlar. Sonuçta ilk mezun oldukları yıldan daha iyi bir puan da alamıyorlar, gençlerin 1-2 yılı heba olup gidiyor, dahası genel eğitim öğretim uyarlanmaları da düşüyor.
Bir okul kademesinin olumlu bir şekilde tamamlanması için öngörülerin hedeflerin ¾’üne (yüzde 75’ine) ulaşılması bir ölçüt sayılabilir. Lise/ortaöğretim mezunlarının, daha doğrusu sınava giren yaklaşık 3 milyon adayın sadece 74 bin 365’i soruların TYT’de yüzde 75’ini yapabilmiş bulunuyor. Yani bu hedefe ulaşabilen öğrenci oranı sadece yüzde 2.64.
Ölçüt biraz daha gevşetilirse, kazanımların yarısı dikkate alınırsa, maalesef soruların yüzde 50’sini yanıtlayabilen öğrenci oranı da yüzde 14.81 düzeyinde kalıyor.
Tablo 2024 YKS Sınav Puanlarının Yığınsal Dağılımı
TYT | Sınavı Geçerli Adaylar Arasındaki Payı (Yüzde)(TYT) | Sayısal (AYT) | Sözel (AYT) | Eşit Ağırlık (AYT) | Dil (AYT) | |
500 tam puan | 1 | 0,00 | 1 | 1 | 1 | 5 |
480 ve üstü | 986 | 0,03 | 1.069 | 20 | 36 | 129 |
460 ve üstü | 8.234 | 0,29 | 4.750 | 119 | 211 | 829 |
440 ve üstü | 23.564 | 0,84 | 11.529 | 400 | 703 | 2.151 |
420 ve üstü | 45.685 | 1,62 | 21.345 | 1.083 | 1.630 | 4.296 |
400 ve üstü | 74.365 | 2,64 | 34.156 | 3.088 | 3.269 | 7.786 |
380 ve üstü | 110.048 | 3,90 | 49.575 | 8.722 | 8.084 | 13.045 |
360 ve üstü | 156.162 | 5,54 | 67.370 | 21.721 | 19.423 | 20.162 |
340 ve üstü | 216.563 | 7,68 | 88.385 | 46.571 | 39.621 | 28.597 |
320 ve üstü | 300.825 | 10,67 | 112.870 | 86.742 | 71.063 | 37.747 |
300 ve üstü | 417.417 | 14,81 | 142.684 | 147.193 | 116.952 | 47.501 |
280 ve üstü | 585.243 | 20,76 | 180.424 | 234.001 | 184.104 | 57.832 |
260 ve üstü | 821.185 | 29,13 | 230.040 | 353.014 | 285.679 | 68.738 |
240 ve üstü | 1.118.205 | 39,67 | 297.460 | 511.134 | 432.666 | 80.324 |
220 ve üstü | 1.461.314 | 51,84 | 394.384 | 711.504 | 635.607 | 92.747 |
200 ve üstü | 1.825.318 | 64,75 | 549.385 | 937.848 | 903.984 | 106.947 |
180 ve üstü | 2.202.319 | 78,12 | 814.732 | 1.152.096 | 1.218.069 | 122.677 |
160 ve üstü | 2.550.017 | 90,46 | 1.105.934 | 1.315.055 | 1.508.650 | 138.276 |
140 ve üstü | 2.736.068 | 97,06 | 1.281.163 | 1.404.667 | 1.679.335 | 148.921 |
120 ve üstü | 2.754.938 | 97,72 | 1.306.785 | 1.423.444 | 1.703.533 | 153.128 |
100 ve üstü | 2.755.277 | 97,74 | 1.307.007 | 1.423.849 | 1.703.833 | 153.648 |
Eksi puana düşmüş | 63.798 | 2,26 | 469.442 | 352.600 | 72.616 | 17.436 |
Sınavı Geçerli Aday Sayısı | 2.819.075 | 100,00 | 1.776.449 | 1.776.449 | 1.776.449 | 171.084 |
Sınavı Geçerli Son Sınıf Aday Sayısı | 1.093.334 | 863.976 | 863.976 | 863.976 | 99.320 |
Yani ortaöğretim okullarından mezun olabilmek için asgari yeterlilik düzeyi olarak belirlenmiş hedeflerin yarısını yapabilmeyi bir ölçü kabul edersek, sınavların da bu temel kazanımları ölçtüğünü varsayarsak, öğrencilerin büyük çoğunluğu asgari nitelikleri edinemeden mezun ediliyor demektir.
Özetle öğrenciler sadece mezuna kalmıyor, daha kötüsü yüzde 85’i büyük oranda eksik ve cahil de kalıyor.
TYT’de sınavı geçerli 2 milyon 819 bin 075 kişiden AYT’ye 1 milyon 776 bin 449 aday giriyor. Yani AYT’ye 1 milyon 42 bin 626 (yüzde 36.98) aday girmemiş bulunuyor. İkinci sınava girmeyen bu 1 milyondan fazla aday kimlerden, hangi yaş grubu ve okul türünden oluşuyor, bunların ayrıntılarının açıklanması gerekiyor.
Dahası AYT’de sınava girmeyen öğrenciler yanıtlanan soru ortalama hesabına dahil edilmeyerek başarısızlık da olduğundan daha az gösterilmiş oluyor.
AYT yanıt ortalamaları hesaplanırken toplam aday üzerinden değil, sadece AYT sınavına girenlerin ortalamaları veriliyor. Bu durum lise mezunlarının başarısı gibi algılanıyor. Oysa AYT sınavına girmeyen 1 milyon gencin büyük kısmı bu alanlarda başarısız olduklarını baştan kabul ettiklerinden bu sınavlara girmiyor.
2024 YKS Ortalama Doğru Sayıları ve Soruları Doğru Yanıtlama Yüzdeleri
Toplam Sınava Girenler İçin (2.819.075) | AYT’ye Girenler İçin (1.776.449) | ||||
Yanıt Ortalaması | Yanıtlama Yüzdesi | Yanıt Ortalaması | Yanıtlama Yüzdesi | ||
Türkçe | 40 | 20,172 | 50,43 | ||
Sosyal Bilimler | 20 | 8,386 | 41,93 | ||
Temel Matematik | 40 | 6,917 | 17,29 | ||
Fen Bilimleri | 20 | 2,861 | 14,31 | ||
TOPLAM | 120 | 38,336 | 31,95 | ||
Türk Dili ve Ede. | 24 | 3,97 | 16,55 | 6,305 | 26,27 |
Tarih-1 | 10 | 1,71 | 17,13 | 2,718 | 27,18 |
Coğrafya-1 | 6 | 1,39 | 23,11 | 2,200 | 36,67 |
Tarih-2 | 11 | 1,50 | 13,68 | 2,388 | 21,71 |
Coğrafya-2 | 11 | 1,72 | 15,61 | 2,725 | 24,77 |
Felsefe Grubu | 12 | 1,40 | 11,66 | 2,221 | 18,51 |
DKAB/Ek Felsefe Grubu | 6 | 0,88 | 14,60 | 1,390 | 23,17 |
Matematik | 40 | 3,35 | 8,37 | 5,315 | 13,29 |
Fizik | 14 | 1,30 | 9,30 | 2,067 | 14,76 |
Kimya | 13 | 0,82 | 6,34 | 1,308 | 10,06 |
Biyoloji | 13 | 1,39 | 10,71 | 2,209 | 16,99 |
TOPLAM | 160 | 19,44 | 12,15 | 30,846 | 19.28 |
AYT sınavlarına girenler arasında 160 sorudan ortalama doğru sayısı 30.85 iken bunu toplam adaylar için hesaplarsak 19.44’e düşüyor.
Alt alanlardan örnek verilirse; örneğin Türk Dili ve Edebiyatı alanında 24 soru var, AYT’ye giren 1 milyon 776 bin 449 adayın doğru yanıt ortalaması 6.31. Ancak bunu 2 milyon 819 bin 075 toplam aday için hesaplarsak 3.97 doğru yanıt yapar. AYT’de matematik için açıklanan 5.32 ortalama doğru sayısı toplam aday ortalamasında 3.35’e düşer.
Sınava girmeyenlerin de bir miktar doğru yanıt verebileceği dikkate alınsa bile AYT sınavlarının ortalama doğru sayısı maalesef toplam grup için geçerli bulunmuyor. Yani ÖSYM verilerinde görülen büyük başarısızlık görüldüğünden de daha büyük (Yüzde 12.15’lere kadar düşebilir), kaldı ki açıklanan toplam doğru yanıtlama oranı da yüzde 19.28’de kalıyor.
Örnek kılavuz ve kontenjanlar açıklanmış durumda. Mevcut açıklanan kılavuz ve tablolarda 34 yaş üstü kadın kontenjanı Çukurova Üniversitesi için unutulmuş gözüküyor; geçen yıl vardı, bu yıl bir hata mı var, yoksa farklı bir durum mu var, konuyla ilgili kılavuzda bir açıklama da bulunmuyor. Belki başka eksiklikler de vardır, bu benim gözüme çarpan.
LGS veya YKS sonuçları, sonuçta büyük bir başarısızlığı gösteriyor. Bu başarısızlığın ana sebepleri sınavda değil, en sonda değil, en sondan başa doğru her bir evresinde yer alıyor. Nitelikli bir eğitim öğretim, güzel bir gelecek için işe işin ana anlayışı ve ana amaçlarından başlamak gerekiyor. MEB yöneticilerinden ve karar vericilerden başlamak üzere hem cehalet hem lümpenlik her yanına işlemiş durumda, öncelikle bunları aşmamız gerekiyor.
Ana soruna dönersek: Eğitim idesi, eğitim fikri, eğitim konsepti nedir? Eğitim geçmişten öte gelecek tasavvuru ise amaçlar, erekler neler olmalı? Öncelikle bunlarla yüzleşmemiz gerekiyor. Okul türünden kademelerine ve sınavlara kadar diğer kısımlar ereklerden amaçlardan geçiyor. Sonrası ciddiyet, iyi bir organizasyon ve araçlardan geçiyor. Yani sorunumuz kaynak veya kadro sorunundan önce zihniyet/kafa sorunu. Bunun daha arka planı da ekonomi politik. Nasıl bir dünya, nasıl bir ülke, nasıl bir insan istiyorsak onu yetiştiriyoruz.
Böyle bir sonuç, böyle bir ülke, böyle bir genç veya böyle bir insan mı istiyoruz?